"Konuşma..."

6.7K 309 35
                                    

İyi Okumalar İntikam Ailesi...

---

Boş Tehdit...

---

Elimde Nazmi amcanın kitapevinden aldığım kitaplarım, kulağımda müziğim yavaşça yürüyordum. Oradan aldığım her kitabı okuduktan sonra kitapevine geri götürüp okuma isteği inanılmaz çok olan ama almaya gücü yetmeyen insanlara vermesi için Deniz'e bırakıyordum. 

Kitapevinin tabelası görünmeye başladığında derin bir nefes aldım ve gülümsedim. Deniz ile neredeyse bir haftadır görüşemiyorduk çünkü tehdit mesajlarının yeniden gönderilmesi ile Gökhan sıkı bir programla beni eğitiyordu. Diğer öğrencilerden daha rahat öğrenip daha çabuk pratiğe dökebiliyordum. Bu yüzden normal seviye benim için ilk aylarda kalmıştı. 

Günlük konuşmalarda beni sürekli motive ediyor ve hiçbir şeyden korkmamam gerektiğini, karşımda ki bir insanı öldürmeden atlatabileceğimi söylüyordu. Gerçekten iyi ki payıma Gökhan düşmüştü. İnanılmaz iyi bir hoca ve arkadaştı.

Dükkanın kapısını açtığımda yüzüme çarpan kitap kokusunu içime çektim. Kasada duran Nazmi amcaya gülümsedim ve sarıldım. 

"Nasılsın Nazmi amcacım?"

"İyiyim kızım çok şükür. Deniz iki dakika markete gitti. Gelir şimdi."

"Tamam ben o sırada bu kitapları verilecek kutuya yerleştireyim." Gülümsedi ve kafasını salladı. Arka tarafa doğru ilerleyip Deniz'in getirdiklerimi koyduğu kutuya yerleştirdim. Sonra raflar arasında dolanıp kendime yeni kitaplar seçmeye çalışırken Deniz'in geldiğini duydum. Nazmi amca yanıma gönderirken gelişini gülümseyerek izledim.

"Naber Kaçak?"

"Bana 'kaçak' demeyi bırakırsan daha iyi olacağım." Deniz evde ki anne baba baskısından dolayı buraya, dedesinin yanına kaçmıştı. Bunu öğrendiğimden beri ona bu lakabı takmıştım. Kesinlikle sinir oluyordu.

"Üzgünüm ama artık adın o." Dudağının kenarı ile gülümsediğinde fark ettim bir şeyler ters gidiyordu. Mavi gözlerinin içinde her zaman bulunan o ışıltı, yok olmuştu.

"Neyin var Deniz?" Bakışlarını eğdiği yerden kaldırdı ve bana baktı. Yalandan gülümsedi.

"Bir şey yok."

"Başkasını kandırabilirsin ama beni kandırmayı deneme bile Deniz, deneme." Kaşlarımın da çatıldığını gördüğünde pes etmişti. Derin nefes aldı. Bileğimden yakaladı ve beni arka odaya götürdü. Kapıyı kapattı ve gözyaşları ile dolmuş olan yüzünü bana çevirdiğinde merakla ona baktım.

"Deniz..." Elimi omzuna yerleştirdiğimde kendini daha fazla tutamadı ve ağlamaya başladı. Kendime çekip sımsıkı sarıldım arkadaşıma. Omzumda ağlarken sakinleşmesi için mırıldandım. Bir kaç dakika sürdü zaten. Kendini geri çektiğinde gözlerinin çevresi hemen kıpkırmızı olmuştu.

"Dedem çok hasta Su." O üç kelime beni bile yaraladı. Konuşamadım bir an. Kaşlarım çatıldı kaldı. Gözlerine de bakamadım daha fazla. Sindirmeyi bekledim. Ne hastası olduğunu öğrenmeden önce, ikinci yarayı almadan önce ilkinin acının dinmesini bekledim. Ancak saniyeler ilaç değildi. Geçmedi.

"Nesi var?" Gözlerini elinin tersi ile sildi ve açıklama yapmak için derin bir nefes aldı. 

"Böbrek yetmezliği."

Üzüntüm ve kabullenemeyişimle beraber Deniz'in gözlerine bakmaya devam ettim. 

"Nasıl yani?"

İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)Where stories live. Discover now