"Cenaze?"

1.8K 93 74
                                    

Sizce kitabın adını değiştirmeli miyim?
Artık bu isimle birçok kitap var. :(

Oy verip yorum yaparsanız bu mağduru mutlu edersiniz...

İyi Okumalar İntikam Ailesi...

---

Plan.

---

Yağız...

"Gittiğinde bir daha gelemeyeceğini nereden bilebilirdim?" Burnumu çektim yavaşça. Sevdiğimin ağlamaktan kızaran gözlerine baktım. "Bilsem gitmesine izin verir miydim? Yemin ederim saklardım. Yemin ederim onu kimsenin bulamayacağı bir yere saklardım." Birbirimize destek olmak yerine oturmuş ağlıyorduk. Kelimelerin tesellisi kalmamıştı. Kelimelere inancımız kalmamıştı.

"Bırakmayacağını, bırakmayacağımızı biliyorum." Yanıma gelip sarıldı ve beni göğsüne yatırdı. "Ama güçlü kalıp savaşmamız gerektiğini biliyorsun. Nefes'in orada savaşmadan durduğunu sanmıyorum." Beni omuzlarımdan tutup kaldırdı ve gözlerimin içine bakıp gözyaşlarımı yavaşça sildi. "Bu yüzden bizde buradan savaşımızı verip güçlü kalacağız. Hissedecek. Yanında olduğumuzu hissedecek."

Bakışlarım karşımda ki camdan dışarıda oturan Can'a kaydı. Omuzları çökmüş ve bakışları dalmıştı. "Peki ya o? Onun güçlü kalmasını nasıl sağlayacağız? En çok onu hissetmeyecek mi? Ona bir baksana. Yıkıldı."

"Onunla konuşmalısın."

"Ağzını bıçak açmıyor."

"Bıçağa gerek yok. Onu anlayan birisi yeter." Asya eğilip dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı ve geri çekildi. Hepimiz gözlerimiz dolu dolu geziyorduk. Ağlamamız an meselesiydi. Ağlamadan durup mantıklı düşünmeliydik değil mi? Maalesef mantığımızı iki gündür haber alamadığımız için kaybetmiştik. Hiçbir yerde yoktu. Babama ve anneme haberi bir gün sonra verdiğim için yeni aramaya başlamışlardı ama çok umutsuzduk. Öyle umutsuzduk ki babamı ağlarken görmüştüm. O bile sinirden deliye dönmemiş, bulamayacağını hissedip sadece ağlamıştı. Annem ve babam hastanedeydi. O kadar kötü olmuşlardı ki hastaneye kaldırmıştık. Kız kardeşinin emanetiydi o kız. O kız canının canıydı. Ve tehlikedeydi.

O kız canımdı ve tehlikedeydi. Keşke onun yerinde olabilsem diye düşündüm. Bu kadar acıyı çekmezdi.

"Hadi Yağız." Asya beni kolumdan tutup kaldırdığında derin bir nefes aldım ve ellerimi kaldırıp gözlerimde ki yaşı temizledim. Salonda ki masada iki gündür bilgisayarlara bakan Gökhan ve Atakan'a baktım. Göz altları morarmaya başlamıştı. Polislere kaçırıldığına emin olduktan sonra hemen haber vermiştik ama deponun çevresinde ki hiçbir kamera da götürüldüğü araba gözükmüyordu. Burak, kendine geldiğinde olan biteni anlatmıştı. Nefes, Sinan tarafından tuzağa çekilmişti.

Salona Mert girdiğinde Gökhan ters bakışlarını biraz yüzünde tuttu. Nefes ona Mert ile olanları eğitimde anlattığı için nefret ediyordu.

"Burada dikilip daha ne kadar en yakın arkadaşından kaçacaksın?" Asya'nın uyarısı ile kendime geldiğimde gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. Evet, korkuyordum. Dışarı da donuk bakışlarla oturan adamın acısını duymaktan, hissetmekten korkuyordum. Çünkü bir kere hissetmiştim. Hira...

"Tamam, gidiyorum."

Mert yanımda durdu ve Can'a kısa bir bakış attı. "Onu kendine getirsen iyi edersin. Yoksa yanına gidip sinirlerini bozar ve kendine gelmesini sağlarım." Tepkisine kızamadım bile. Çünkü herkes biliyordu kendine gelmesi gerektiğini. Ancak cevap vermeden yanından geçtim ve bahçe kapısına ilerledim.

İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)Where stories live. Discover now