"Öldürmeyin."

2.1K 86 52
                                    

Medyada wattpad sağ olsun ki kalitesi bozulan ve koyulaşan bir resim var. Neden bilgisayarda ki gibi durmuyor?

Ha birde açıklama okunmak için bölümün sonunda sizi bekliyor... 🙇‍♀️💆‍♀️

Oy verip, yorum yaparsanız çok ama çok mutlu olurum. 

İyi Okumalar İntikam Ailesi...

---

Kandırılmak...

---

Omzumda asılı duran çantam dirseğime kayıp düştüğünde irkildim. Elimde takılı kaldı gözlerim. Hissettiğim doğruydu. Dedikleri gerçekti. Beni kırmızı alarmlar altında sakladığı kategoriden, insanlardan sakladığı kalbine geçirmişti. 

Böyle olmasını ben istememiştim. 

Elimi yanmış gibi hızla çektim kalbinin üzerinden. Beni korkutmuştu. Bu Gökhan'ın bana söylediği gibi bir şey değildi. Hissettirmişti. Kalbinin atışlarından bahsetmiyordum. Bahsettiğim beni sürekli korumak için yanına çekmesiydi. 'Böyle baktığın sürece her şeyden.' demişti dün. En az benim kadar o da korkuyordu zarar görmemden. Tehdit edildiğimi duyduğunda ki konuşmamız aklıma geldi. Hayır, benden daha çok korkuyordu.

Çünkü annesini de elinden ecel değil bir insan almıştı. 

Zihnim bir saat gibi hızla çalışmaya başladığında duygularım harekete geçti. Gözlerim dolduğunda görmesin diye hala yüzüme bakan Mert'e bir an da arkamı döndüm. Ne diyeceğimi bilmediğim için kaçmak istiyordum. Dilim tutulmuş gibiydi. Gitmek için birkaç adım atmışken bileğimden yakaladı ve kendine çekerek döndürdü. Gardını fazla düşüren bedenim toparlanamayıp göğsüne çarptığında bir gözyaşıma feda ettim. Neden ağladığı mı bile bilmiyordum. Ona üzülmüş müydüm? Yoksa üzüntüm kendime miydi? Şu an istemediğim gerçeklere ağlıyordum. Gerçekten bu kadar aptal olmayı nasıl başarabilmiştim? İnsanların hislerini, davranışlarını anlamada kör kadar karanlıktaydım.

"Biliyorum Nefes." Bileğimde ki eli omzumun altına doğru yükseldiğinde ürperdim. Kafamı kaldırıp yüzüne bakmayı reddettim o an. Elini omzumun yanına yerleştirdi. "Sana çok zarar verdim. Hayatını mahvettim. Sana keşke beni kendime getirmen kadar iyiliğim dokunabilseydi. Yaptıklarıma pişmanım. Özür dilerim." İleriye bakan kafasını eğip yüzüme bakmaya başladı. Umutsuzca cevap istemediğine kendini inandırmaya çalışıyordu. Ancak bakışının ağırlığından bile hissediyordum. Umut kokuyordu. Boştaki eli yüzümü kapatan bir parça tutam saçı usulca parmaklarının arasına aldı ve kulağımın arkasına yerleştirdi. "Bu sefer oyun yok Nefes. Tek gerçek az önce avucunda atan kalbim."

Ela gözlerim mavilerini bulduğunda gerçeğin doğru olması bir tokat gibi indi yüzüme. Keşke oyun oynasan Mert. Oyunlarına alışığım ama gerçeklerine eve yeni gelen bir kedi kadar yabancıyım. Düşünceli davranışların uzay boşluğu kadar bilinmezken ne kadarda rahattım. Dakikalar içerisinde kafamı ve hayatımı alt üst etmiştim. 

Ve altı üstüne dönse bile unutamayacağım o sesin hayal kırıkları sırtıma battığında hissettiğim panikle Mert'in elinden hızlıca kurtuldum. 

"Nefes?"

Biraz düşünsem bakmaya cesaret edemeyeceğim gözlerine panikle baktığımda sırtıma batan kırıkların hiçbir şey olduğunu anladım. Daha fazlasını kelimelerine saklayacaktı.

Mavi ve yeşil, kahverengiyi bu kadar arada bırakabilir miydi? 

Mert, "Can..." diye konuşmaya başlayacağı sırada sınıfımın değiştiğini öğrendiğimizde kullandığı ses tonu yükseldi sınıfta. Korkunç olan. "Kapa çeneni."

İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)Where stories live. Discover now