"Buz."

4.2K 171 64
                                    

Medya Can, Nefes ve Yağız.

 🎉 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun canlarım! 🎉

Bu zamana kadar olan en uzun bölümü buraya bırakıp kaçıyorum.

Dehşet gerilimli ve kavgalı bir bölüm okuyacaksınız. Hazır olun.

İyi Okumalar İntikam Ailesi...

---

Kimsesiz...

---

1 Hafta Sonra...

Kendimi ne kadar yorgun hissetsem bile gözlerimi haftasonunda olduğumuzun rahatlığı ile öğleden sonra açmıştım. Yataktan gerinerek kalktım ve hızla işlerimi halledip üzerimi değiştirdim.

Bir haftadır elimizde ki tüm dosyaları uykusuz kalsam da tek başıma incelemiştim. Bazılarında yanında çalışan adamların bilgileri, bazılarında ise şirketlerle alakalı bilgiler vardı. İşimize yarayacağını düşündüğüm bu dosya fos çıkmıştı. En azından yapacakları işlerle alakalı küçük bir ipucu bulmayı bekliyordum. Ancak hiçbir bilgi yoktu. Benim adımın geçtiği dosyaları ise bir daha asla bulamamıştım. Bunun için Can ve Yağız'a ne kadar soru sorsam bile beni geçiştirmişlerdi. Üzerlerine gittiğimde olduğumuz yeri terk etmiş, asla açıklama yapmamışlardı. Onlara bu tavırları yüzünden kırgındım. Ancak bazı şeyleri planlayabilmek için konuşmaya devam etmiştim. Yada etmeye çabalamıştım. Adamlarının arasında kendi tarafımıza çekebileceğimiz biri olmalıydı. Yoksa tarihini asla öğrenemeyecektik.

Hepsinin dışında takındıkları soğuk bir tavır vardı. Mesela Yağız, bir haftadır o kadar farklı davranıyordu ki... Benimle iki kelimeyi zor bir araya getiriyordu. Sürekli yanımda olan o neşeli çocuk gitmiş, ketum bir adam gelmiş gibiydi. Bakışları buz gibiydi. Çok göz göze gelmesekte, ki buda onun suçu, bakışlarının altında yanan ateşi görebiliyordum. Sürekli kaşları çatıktı. Evdekiler bile durumu anlamıştı ama muhtemelen kavga ettiğimizi düşünüp seslerini çıkartmıyorlardı. Okulda Asya ile de çok konuşmuyordu. Bunu fark edip Asya'ya sorduğumda sadece aralarının bozuk olduğunu söylemişti. Nedenini ise asla anlatmamıştı. Bende daha fazla üzülmesini istemediğimden soru sormayıp, onu eğlendirmek için elimden geleni yapmıştım.

Can ise beraber uyuduğumuz günden sonra aramızda soğuk rüzgarlar estirmeye başlamıştı. Benimle neredeyse hiç konuşmuyor, aynı Yağız gibi göz göze gelmiyor, köşe bucak kaçıyordu.  Kalbimi kırıyordu bu tavrı. Onu anlıyordum. Annesinin ölüm yıl dönümünde böyle olması normaldi ama yanında durmama izin vermiyordu.

'Belki de annesini unutturduğun gibi acısını da unutturuyorsundur.' demişti Asya hissettiklerimi anlattığımda. Mantıklı olabilirdi. Ama ben onun acı çekmesini istemiyordum ki... Bana ailemin acısını unutturacak bir kişi olsaydı onu asla yanımdan uzaklaştırmazdım. Elimde olmadan deli gibi üzülüyor hatta bazen kendimi tutamayıp bir kaç göz yaşımı bırakıyordum.

Konu Can iken daha kırılgan olduğumu anlamıştım.

Ve bu beni inanılmaz derece de korkutuyordu. Aklımda sürekli tanıştığımız an sımsıcak bakan gözleri geliyordu. Sonra bahçede deli gibi eğlendiğimiz anlar. Ettiği iltifatlar kulağımda yankılanıyor, gülüşü gözlerimin önüne geldiğinde bir garip hissediyordum.

Bu gariplik beni korkutuyordu.

Hele beraber uyuduğumuz zamanı asla aklımdan çıkaramıyordum.

Elimi yumruk yapıp yatağa vurdum.

"Bana daha fazla soğuk davranmasan keşke. Yağız ile beraber aynı anda, buz gibi davranıp beni yalnız bıraktığınız için ikinizide asla affetmemem gerekiyor aslında. Ama ben ne yapıyorum? Gidip güzel anılarımızı düşünüyorum. Niye? Çünkü ben bir aptalım!" Sinirle yatağımdan kalktım. Kırgınlığım artık kızgınlığa dönüşmek üzereydi. Ancak kafamda dolanan anılar, kalbimin hızla çarpması bunu engelliyordu.

İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)Where stories live. Discover now