"Taş."

12.6K 546 64
                                    


İyi Okumalar İntikam Ailesi...

---

Çelişki...

---

Okyanusun kaybettiği bir su damlası kadar değersizdi hayatım. Ne hissettiğim asla umursanmazdı. Gittikçe içime gömülen özgüvenim ise bunu engellememe karşı koyuyordu. 

Eğlence hayatım yoktu. Ben sıradan evden okula, okuldan eve gelen o kızdım. Çünkü bu olmak zorunda bırakmıştım kendimi. Sınırlarımı keşfetmeme hiç izin vermemiştim. Hatta düşüncelerimin dilimin ucunda can bulmasına bile izin vermemiştim. 

Bu dile getirdiğim ilk düşüncemdi. 

Yağız İzmir'e gitmeme beklediğimden daha normal bir tepki vermişti. Gerçi ağlaması ne kadar normal bir hareketti tartışılırdı. Ancak beni üç ay boyunca asla göremeyeceğini öğrenmesi onu biraz sinir etmişe benziyordu. Israrla bana bağıran Yağız'ın yüzüne yüzümde ki boş ifade ile baktım.

"Su, seni üç ay boyunca görmemek de ne demek?" 

"Aman Yağız sürpriz olur işte. Ne ısrar ettin..." Yanına oturduğum yerden kalktım ve koltuğa oturdum. Yanımda duran çantamın içinden telefonumu elime aldığımda gördüğüm manzara başımın biraz belada olabileceğinin kanıtıydı.

"Yağız." dedim korku içinde. Can ses tonumdan gerildiğini belli edercesine dikeldi.

"Su?" dedi dalga geçercesine. İçimden beni tanımayan Can bile böyle tepki veriyor bu dalga geçiyor diye geçirdim.

"Dayımdan 30'dan fazla arama var desem?"

"Lütfen şaka yaptığını söylemeni istesem?" Yüzümü buruşturdum ve kafamı iki yana salladım. 

"Ne açıklayacağız?" Sorum üzerine Can'ın çoktan düşünmeye başladığını görebiliyordum. 

"Belki babam sadece açmadığın için endişelenmiştir?" Umut ettiği şey tam bir saçmalıktı.

"Dayıma ben okulda olmadığımda giden mesajın varlığını ve benim bugün okula gitmeyip yanına geldiğimi hatırlatırım."

"Babamın bunu öğrenmesine izin veremeyiz. Su yalan söylemek zorundasın."

"Bunu biliyorum şapşal ama ne söyleyeceğimi bilmiyorum."

"Arkadaşınla olduğunu söylesen inanmazlar mı?" Can'a bakıp kaşlarımı yukarı kaldırıp indirdim.

"İnanmazlar çünkü benim arkadaşımın olmadığını biliyorlar." Dudaklarında oluşan sırıtışa pek bir anlam veremezken Yağız'a çevirdim bakışlarımı. Bir cevap vermiyordu. Bunu bu kadar abartmamalıyım diye düşündüm. Çünkü artık bu küçük meseleler önemli olmamalıydı.

"Tamam." dedim telefonumu elime vurduğumda. "Ben halledeceğim."

"Nasıl?" diye aynı anda sordular. 

"Orasını boş verin. Yağız benim eve gitmek zorunda kalacağımı biliyorsun değil mi? Bu gece ne yapacaksın?"

"Onun yanında ben kalırım." Kuru dallarım yapraklarla buluştuğunda gülümsedim.

"Daha fazla yorulmak istediğinden emin misin?"

"Evet, sorun değil. Hem onu bir kere yalnız bırakınca neler olduğunu hepimiz gördük." İçtenlikle gülümsedim. Okul çıkışına kadar yanında bekledim. O sırada Can eve gidip gelmiş ve üzerini değiştirmişti. Çantamı sırtıma taktım ve Yağız'ın yanına gidip onu öptüm.

İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz