Kaybolan Yıllar| 4

10.9K 893 1.7K
                                    

🖇️ Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim:)

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın..

4.Bölüm

Mayıs 2019..

Devrim ve Pamir'in o ilk çarpıştıkları kafede buluştukları andan itibaren ikisi arasında çok fazla şey değişmişti. O gün birlikte geçirdikleri saatlerde o kadar keyif almışlardı ki bu birlikte vakit geçirmelerin devamı gelmişti. O an konuştukları gibi sonraki buluşmaları pizzacıda olmuştu. Daha sonra Anıtkabir olmak üzere birçok müze, birçok kafe ve restoranda vakit geçirmişlerdi. Pamir vakit bulduğu ilk anda soluğu Devrim'in okulunun önünde alıyor, eve bırakana kadar az da olsa onun yüzünü görmek istiyordu.

Devrim'de Pamir'den farksız değildi, kısacıkta olsa Pamir ile vakit geçirmek ona çok iyi geliyordu. Buluştukça, sohbet ettikçe, birbirlerini tanıdıkça ikisi de birbirlerine daha da ısınmaya başlamışlardı. Sadece buluşmuyorlar aynı zamanda sürekli telefonda mesajlaşıp vakit bulduklarında konuşmayı da ihmal etmiyorlardı.

Pamir vakit bulduğu ilk an telefonu eline alıyor, yüzündeki gülümsemeye engel olamadan Devrim'in mesajlarını okuyordu. Sırf bu yüzden bile arkadaşlarının alay konusu olmuştu. Seni de bir kıza kaptırdık diyen arkadaşlarını hiç umuruna getirmiyordu Pamir çünkü halinden gayet memnundu. Ona gününü anlatan, yaşadığı şeylerden bahseden kızın mesajlarını okumak ona çok iyi geliyordu.

İkisi de birbirleriyle mesajlaşmayı bir rutin haline getirmişlerdi. Sabah uyanır uyanmaz atılan günaydın mesajları, gün içinde ne yaptıkları, gece iyi geceler mesajları havada uçuşuyordu. Daha birbirlerini ilk gördükleri anda hissettikleri etkilenme günler içerisinde yavaş yavaş hoşlanmaya ve daha da ileriye gitmeye başlamıştı. 

Devrim ve Sinem derslerinin daha öğlen olmadan bitmesiyle birlikte fakülteden çıkmıştı, kapıda birbirleriyle vedalaşarak evlerine gitmek üzere ayrıldıklarında Devrim ezbere bildiği yolu yürümeye başlamıştı. Okulla evi yakın olduğu için metro istasyonuna yürürken onun yürüdüğü kaldırıma doğru yanaşan araba ile Devrim adımlarını hızlandırdı.

Arabayı umursamadan ilerlerken arabanın camının açılıp tanıdık bir sesin ismini seslenmesiyle birlikte Devrim'in adımları duraksadı. "Ne kadar hızlı yürüyorsun öyle, arabayı park yerinden çıkarana kadar metroya ulaştın."

Devrim, Pamir'in sesiyle birlikte hem şaşkın hem de güler bir sesle konuştu. "Bence sen yavaşsın."  Pamir'in arkasında bekleyen arabanın kornasını çalmasıyla birlikte ikisi de irkilirken Pamir hızla konuştu. "Bence bu konuyu arabada tartışabiliriz, atla bakalım."

Devrim arabanın kapısını açıp öne otururken Pamir, Devrim'in araca binmesiyle birlikte yolda ilerlemeye başladı. Devrim emniyet kemerini takarken şaşkın bir şekilde Pamir'e dönerek konuştu. "Hani senin işin vardı bugün?" 

"İşim vardı ama sonradan seni görmek istediğimi fark ettim." dedi Pamir göz ucuyla Devrim'e bakarak. Devrim duyduğu cümle ile dudaklarının kıvrılmasına engel olamayarak güldü. "Bak sen, özledin yani beni?"

Tanışalı 4 ayı geçmişti ve artık ikisi de birbirlerinin yanında hiç olmadıkları kadar rahatlardı. İçlerindeki duygular hoşlanmayı da geçtiği için böyle rahat konuşabiliyordu Devrim. Henüz ikisinden biri açılmamıştı ama Pamir'in de ona karşı bir şeyler hissettiğinden emindi, onun yanında kendini dünyanın en güzel kadınıymış gibi hissetmekten alıkoyamıyordu. Pamir ona böyle hissettiriyordu.

Kaybolan Yıllar| Asker & SavcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin