🖇️Herkese selamlar, nasılsınız?
🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim…
🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen:) Finale doğru giderken birbirimizi üzmeyelim artık son bölümlerdeyiz. Bence oyu ve yorumu hak ediyor diye düşünüyorum… Lütfen…
44. Bölüm
“Cezaevinde tek kişilik hücrede tutulan terör örgütü üyesi eski savcı Volkan Tanrısever için arıyorum.” Dediğinde kaşlarım çatıldı. Bildiğim kadarıyla bir sorun yoktu. İtinayla koruma altında tutuluyordu. “Volkan Tanrısever bir şeyler itiraf edeceğinden bahsetti ancak sadece size itiraf edeceğini beyan etti. O yüzden aramak durumunda kaldık.”
Algıladığım cümleler kaşlarımın daha da çatılmasına neden olurken bir an için ne cevap vermem gerektiğini bilemedim. Hapse girmeden önce yaptığımız sorguda her şeyi itiraf ettiğini düşünmüştük ancak bitmemişti belli ki.
“Başsavcımla konuşup geleceğim savcım.” Dediğimde karşı taraftan cevap gecikmedi. “Ne zaman gelirseniz savcım, vakit problemimiz yok. İyi günler dilerim.” Teşekkürlerimi ileterek telefonu kapattım. Buraya getirtemezdik. Buraya getirtirken kaçırılmayacağının garantisi yoktu ya da öldürülmeyeceğinin. O yüzden onu oradan çıkartmadan benim gitmem en makul olanıydı.
Oturduğum yerden ayağa kalktıktan sonra direkt olarak odadan çıkıp başsavcımın odasına doğru ilerledim. Ona da danışmam gerekiyordu. Kendi kafama göre iş yapmak olmazdı. Odasına ulaşıp kapıyı tıklattığımda gerekli komutu alarak odadan içeri girdim. Muhammed başsavcı odaya girmemle başını dosyadan kaldırırken direkt olarak konuya girdim.
“Savcım biraz önce cezaevinden Sezgin savcı ile konuştum, Volkan Tanrısever bir şeyler itiraf edeceğini ancak yalnızca bana söyleyeceğini beyan etmiş. İzninizle gitmek istiyorum.” Dediğimde kaşlarını çattı başsavcı. “Her şeyi itiraf etmemiş miydi? Şimdi neyi itiraf edebilir?” dediğinde bilmiyorum dercesine başımı iki yana salladım. “Gidince öğreneceğiz savcım, belli ki örgütle ilgili yeni bilgiler verecek.”
“Tamam Devrim savcım, gidin. Örgütle ilgili bilgi verirse Kubilay savcı ile bağlantı kurarız.” Dediğinde onayladım. “İyi mesailer.” Diyerek odadan çıktıktan sonra kendi odama ilerledim tekrardan. Kabanımı ve çantamı alarak odadan çıktıktan sonra hızlı adımlarla adliyeden dışarı çıktım. Merak duygusu içimi kemirmeye başlamıştı çoktan.
Hazır olarak bekleyen aracıma binerek cezaevine gideceğimi söylediğimde Mesut ve Engin tarafından sorgulanan bakışlar altında kalmıştım. Bir yılı geçmişti buraya geleli ve geldiğimden beridir ilk defa gidiyordum oraya. Bundandı şaşkınlıkları. Yine de başka bir şey söylemeyip istediğim yere götürürlerken çantamdan suyumu çıkartıp içtim ve rahatlamaya çalıştım. Yol boyunca elim karnımda oğlumla gerginliğimi atmaya çalıştım.
Cezaevine geldiğimizde araçtan inerek derin bir nefes aldım. Buranın havasını hiç sevmemiştim. Umarım bir daha gelmek zorunda kalmazdım. Mesut ve Engin kapıda beni beklerken kapıdan içeri girdim. Elimdeki savcı kimliğini nöbetçi olarak bekleyen jandarmaya göstererek konuştum. “Cumhuriyet savcısı Devrim Akyol Arslan. Sezgin savcının geleceğimden haberi var, Volkan Tanrısever ile görüşeceğim.”
Jandarma oturduğu yerden ayağa kalkarken masada bulunan telefonundan muhtemelen Sezgin savcıyı aradı. “Savcım, Cumhuriyet savcısı Devrim Akyol Arslan geldi. Volkan Tanrısever ile görüşmek istiyor.” Diye açıklama yaptığında karşıdan olumlu cevap almış olacak ki saygı çerçevesinde cevap vererek telefonu kapattı. “Emredersiniz savcım.”

YOU ARE READING
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı
General Fiction🌟Tamamlanmıştır... Geçen yıllar yaşanılan her şeyi unutturur muydu? Akan giden zaman, aradan geçen onca gün birbirini seven iki kişinin içindeki aşkı bitirir miydi? Ya iki taraftan biri mezara girse, hiç kavuşamayacağını bile bile bir insan bir i...