Kaybolan Yıllar| 25

3.5K 358 553
                                    


💥Bilgilendirme bölümünde buraya bölüm atmamakta çok kararlıydım ancak diğer ülkelerden okuyan okuyucularımın olduğunu fark ettim. Ülkemizin aldığı yanlış karardan onları sorumlu tutmak çok saçma olur, bu yüzden de hadi başka uygulamaya gelin diyemezdim. Onlarda sorunsuz bir şekilde çalışıyor çünkü uygulama.

Onlar dışında Türkiye'den VPN ile bağlanan okuyuculara rica ediyorum lütfen kullanımı azaltalım. Yoksa wattpadin açılma ihtimali yok, kayıp yaşamıyorlar çünkü. Roblox için bile adım atıldı, iki aydır wattpadde tık yok. Bu da biz kaçak yollarla girdiğimiz için oluyor, açılmasa da giriyorlar sonuçta neden uğraşalım diyorlar başka açıklaması yok. Kitaba kitappadde de devam ediyorum, çoğu kişi de geldi. Sizi de bekliyorum...

Hesap adı; mutlusonsuz222

🖇️ Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim...

🖇️ Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın...

25.Bölüm

Devrim Akyol’un anlatımından,

“Avukat Berfin Gündoğdu.” Bakışlarım direkt olarak karşımda oturan avukatta iken Berfin Hanım tepki vermeden sakince bana bakmaya devam etti. Karşımda bir hukukçu vardı, neyin ne olduğunu biliyordu. Kanunlara hakimdi. Kendisine de ne olacağını biliyor olmalıydı. “Gölge nerede?”

Avukat gözlerime bakarken hafifçe kaşlarını çattı. “Gölge kim sayın savcım?” sorduğu soru ile tek kaşımı kaldırdım. Rol yapmayı iyi biliyordu. “Buluştuğun adamın kim olduğunu bilmiyorsun enteresan.” Dedikten sonra çekilen fotoğraflardan birini dosyanın içinden çıkartıp direkt olarak önüne koydum. Parmağımla Gölge lakaplı teröristin yüzünü işaret ederken bakışlarımı yüzünden çekmedim. “Fotoğraf tanıdık gelmiştir diye umuyorum. Gerçi görsel hafızanızın bu kadar kuvvetsiz olduğunu sanmıyorum avukat hanım. Eminim ki hatırlıyorsunuzdur.”

Berfin fotoğrafa üstünkörü bir biçimde baktıktan sonra bakışlarını tekrardan bana doğru çevirdi. “Bu adamın adı Gölge mi? İlk defa sizden duyuyorum savcım. Bize isminden hiç bahsetmedi. Zira kendisini de ilk defa gördüm.” Dediğinde alayla güldüm. “Öyle mi?” dediğimde Berfin Hanım başını salladı. “Öyle.”

“O zaman terörle olan bağlantısını da bilmiyorsunuz.” Dediğimde Berfin şaşırarak baktı bana doğru. “Terör mü?” Gerçekten çok iyi oyuncuydu, avukat olmasa oyunculuk yapabilirdi. “Merak ediyorum sayın savcım, beni neyle itham ediyorsunuz?” dediğinde yüzümde mimik kıpırdamadan yüzüne baktım. “Sizi gözaltına alırken sebepleri saymıştım diye hatırlıyorum. Ama tekrar söyleyeyim madem. Terör örgütüyle iş birliği yapmak, cinayete yardım etmek…”

Berfin kollarını masaya yaslayarak rahatlıkla konuştu. “Terör örgütü ile iş birliği yapmıyorum, cinayetle de alakam yok. Terörist olduğunu bilmediğim biriyle görüştüğüm için beni tutuklayamazsınız. Elinizde beni suçlu gösterecek başka delil yoksa beni tutamazsınız burada.”

Her şeyi çok iyi biliyordu, neyin onu suçlu göstereceğini neyin suçlu göstermeyeceğini bildiği için bu kadar rahattı. Avukatlık kanunu madde 36 gereği avukatın sır tutma yükümlülüğü vardı. Nuri beyin yaptığı şeyi bilip susmasında sakınca yoktu ama iş kendine geldiğinde, kendisi bir suça bulaşmışsa ve suça ortak olmuşsa adaleti yanıltmış demekti.

(Avukatlık kanunu madde 36: Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse, Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır.)

Kaybolan Yıllar| Asker & SavcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin