🖇️ Öncelikle bölüme başlamadan önce hepinizden özür dilemek istiyorum, bölüm bayağı geç geldi farkındayım ancak geçen hafta günde 2 sınav olmak üzere vizelerim vardı ve bugüne gönderilmesi, kontrol ettirilmesi gereken 2 raporum vardı. Bu yüzden ne yazık ki bölüm yazacak zamanı çok az buldum ve parça parça yazabildim. Anlayışınız için çok teşekkür ederim💖
🖇️ Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim hepinize..
🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen..
8.Bölüm
Saatler önce- Devrim Akyol'un anlatımından,
Dün ki yüzleşmemizin, öğrendiğim gerçeklerin, yaşadığım şokun, bunca acıyı boşuna çekmişim düşüncesini bir kenara atıp uyumak çok zor olmuştu benim için. Pamir'i ilk gördüğümde onun gerçekliğini sorgulamıştım, bir insan yaşardı da nasıl gerçekleri ailesinden ve sevdiğinden saklar diye düşünmüştüm. Dün hepsinin cevabını almıştım.
Hepsi vatan içindi, görev içindi. Görev gizliliği olduğu için bize bir şey söyleyememişti. Gözlerindeki perişanlık, bana bakarken titreyen göz bebekleri, çaresiz ses tonu her şeyi açıklıyordu. Yapamadığını anlatıyordu ve bende bunu anlıyordum, yapmak zorundaydı. Ama ben hiçbir şey olmamış gibi yapamıyordum ki. Yaşadıklarımı unutamıyordum. Böyle nasıl yaşayacaktım? Nasıl hazmedecektim öğrendiklerimi?
Benden bir adım beklemişti. Gerçekleri öğrendiğim gibi kollarının arasına sığınacağımı düşünmüştü. Birbirimizi sarıp sarmalarız sanmıştı ama ben onun gözlerine baktığımda yaşadıklarımı hatırlıyordum. Onun kokusunu aldığımda, kokusunu unutmamak için girdiğim çabaları hatırlıyordum. Annemin yalvaran sesini hatırlıyordum. Böyle bunları yaşarken onun gözlerine bakıp tekrar kollarımı ona açamazdım.
Ben tekrar aynı acıyla sınanmayı kaldıramazdım. Korkuyordum, ona gitmekten ve yine aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum. Muhtemelen bu korku bir süre geçmeyecekti ve ben tam anlamıyla Pamir'e güvenemeyecektim...
Elimdeki peynir tabağını masaya yerleştirirken abimin esneyerek mutfağa girdiğini gördüm. "Günaydın.." diyerek göz ucuyla ona bakarken abim mırıldandı. "Günaydın güzelim."
"Hadi geç çayını doldurayım." diyerek çaydanlığa yöneldim. Abim masadaki sandalyelerden birine geçerken çayları doldurarak bende onun yanındaki yerime geçerek oturdum. Tabağıma hazırladığım kahvaltılıklardan alırken bakışlarım karşımda oturan abime doğru kaydı. O sa bana dikkatle bakarken başımı iki yana salladım 'ne oldu?' manasında.
Abim yüzüme bakmaya devam ederken gözlerini kısarak konuştu. "Şimdi ne olacak Devrim?" dediğinde anlamayarak kaşlarımı çattım. "Ne ne olacak abi?" Abim sorduğum soruyla birlikte göz devirerek cevap verdi. "Pamir'i diyorum, ne olacak?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı
General FictionGeçen yıllar yaşanılan her şeyi unutturur muydu? Akan giden zaman, aradan geçen onca gün birbirini seven iki kişinin içindeki aşkı bitirir miydi? Ya iki taraftan biri mezara girse, hiç kavuşamayacağını bile bile bir insan bir insanı sevmeye, bekle...