Kaybolan Yıllar| 42

7.2K 540 1K
                                        

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim...

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen:)

42. Bölüm

Yazarın anlatımından,

Baba ve anne olmak... İnsanın bu dünyada yaşayabileceği en güzel, en özel duygulardan biriydi. Birbirini çok seven iki kişinin aşklarının bir simgesi olarak dünyaya gelecek olan bir candı söz konusu olan. Devrim ve Pamir'in hikayesinin yeni başrolüydü. Annesi tarafından burukça karşılanan, babası tarafından dünyanın en güzel haberiymiş gibi mutlulukla karşılanan bir bebek. Ama ne olursa olsun hep çok sevilecek, şanslı olan bir bebek...

Daha yeni düşmüştü annesinin rahmine, 2 aylık olmuştu ancak şimdiden bekleyeni çoktu. Çekirdek ailesi onun geleceği günü sabırsızlıkla bekliyordu...

Çekirdek bir aile... Pamir'in düşmanları arasında yüzünü güldüren tek hayaldi yıllar önce. Elinde sigarasıyla gökyüzünün altındayken gözlerinin önünde kendi ailesinden başka tek bir kişinin görüntüsü vardı. O da sevdiği kadındı. Gün geçtikçe, içindeki özlem duygusu, hasreti arttıkça o görüntüye yenileri de eklenmişti. Devrimle bir aile olma düşüncesi... İlk gün kavuştukları anı hayal etmişti. Sonra barışmalarını, sevgili oluşlarını... Sonra evlilik teklifini, evlendikleri günü ve geceyi, balayı zamanları... Daha sonra geçirdikleri mutlu günlerin ardından doğacak olan çocukları ve çekirdek ailesi. Onun hayatta olmasını sağlayan, habersiz bir biçimde destekleyen o aile...

Haberi aldığı andan itibaren Pamir'in içinde engelleyemediği bir mutluluk, bir heyecan vardı. Hamileyim kelimesi Devrim'in ağzından döküldüğü andan itibaren içi içine sığmaz olmuştu. Ancak sonradan duyduklarıyla dünyası başına yıkılmış gibi hissetmişti. Kalbinde mutlulukla yeşeren ağaçlar Devrim'in sonradan söylediği sözlerle yapraklarını hafiften dökmüştü. Kendini suçlu hissetmek istemese de hissetmişti istemsizce. Sevdiği kadın onun yüzünden acı çekmeseydi böyle bir şey yaşanmazdı diye düşünmüştü. Böyle zamanlarda da bebeğinin iyi olduğu düşüncesi kendini rahatlatmasına olanak sağlamıştı, bir de karısının desteği...

Elbette ki içindeki endişe devam ediyordu. Devrim'in her bir hareketini itina ile izleyip durum değerlendirmesi yapıyordu. Karısının kaşları çatılsa onun içinde bir fırtına kopuyor, bir şey olmasından korkuyordu. Durum böyle olunca kendini paranoyak gibi hissediyordu ama elinden bir şey gelmiyordu. Sürekli yanında olamayacaktı ama bir telefon uzağındaydı. Evde birlikte oldukları anlarda ise ona destek olmak için uğraşacaktı.

"Komutanım, dışarıda pastaneden bir beyefendi var. Sizi soruyor." Pamir ona hitaben konuşan erle birlikte oturduğu yerden ayaklandı. "Tam zamanında." Dedikten sonra hızlı adımlarla odasından çıkıp binanın merdivenlerinden hızlı adımlarla indi. Kapının önüne geldiğinde arabanın yanında dikilen adama baktı. "Şefik usta getirdin mi siparişleri?" dediğinde adam onayladı. "Getirdim komutanım."

Şefik Usta beyaz renkli doblonun arka kapısını açarken Pamir yanında dikilen erlere başıyla işaret etti. "Yardım edin ustaya." İki er onun söylediğini yapıp arabaya ulaştığında arabanın arkasından tüm tabura fazlasıyla yetecek büyüklükte 3 adet baklava tepsisi çıktı. "Alın içeriye onları, yemekhaneye götürün. Gördüğünüz herkesi de çağırın." Diye emir verdikten sonra Şefik ustaya ilerledi. Şefik usta küçük bir poşet uzatırken konuştu. "Bu da yengeye." Dediğinde Pamir onayladı. "Ellerinize sağlık ustam." Ardından siparişlerinin ücretini ödedi.

Kaybolan Yıllar| Asker & SavcıOnde histórias criam vida. Descubra agora