🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur. Keyifli okumalar dilerim..
🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın..
Geçen bölüm istediğim sınır dolmadı, yine binlerce kişi okudu oy sayısı okuyan kişilerin yarısı bile değil. Çok güzel:) Ama bölüm bekleyen, oy gelsin diye uğraşan o kadar okuyucum oldu ki onları bekletmek istemedim. Teşekkür ederim <3
🌟Sınır:750 ( 1000 oy çok geldi ki asla çok olduğunu düşünmüyorum. En azından bu kadar olsun lütfen, emeğe saygı!)
21.Bölüm
Cenk komiser beni onaylarken aniden duyduğumuz üç el silah sesiyle birlikte elimi kulaklarıma koyarak eğilirken benden birkaç adım ileride durup beni izleyen Pamir'in koşarak yanıma geldiğini duydum. Bedenini bedenim üzerine siper edip yere eğilmemi sağlarken etraftaki insanların bir kaos ortamına sürüklendiğini gördüm...
Başka hiçbir silah sesi duyulmazken Pamir'in birkaç dakika içinde üzerimden kalkarak kollarımdan tuttu. Gözleri tüm vücudumda gezindikten sonra rahat bir nefes aldı. "İyisin değil mi?" gözlerine inanmayıp iyi olduğumu benim ağzımdan duymak için sorduğu soru ile başımı salladım. "İyiyim. Sen, sende iyisin değil mi? Bir şey yok?" dedim panik içinde. Aynı onun yaptığı gibi vücudunu incelerken sesini duydum. "İyiyim, korkma."
Tereddütsüz bir biçimde üstüme kapanması korkmama neden olmuştu. O kurşunlar beni hedef alsaydı, Pamir'e gelirdi ve bunu düşünmek bile kalbimin acıyla sızlamasına neden olmuştu. İçimdeki paniği atmak adına bakışlarımı etrafta gezdirirken Pamir'in tok ve kalın sesiyle bağırdığını duydum. "Sakin olun! Kimsede bir şey var mı!?"
Pamir'in sorusuyla herhangi birinde bir şeyin olup olmadığına baktım itinayla. Kimsede bir şey yok gibiydi. Sivillerde, polislerde, Pamir'in timi de iyiydi. Yalnızca sivillerin yüzlerinde korku ifadeleri vardı. Ne yalan söyleyeyim o korkuyu bende çok net hissetmiştim. Hiç kimsede bir şey olmadığına ve bir yere isabet eden kurşun olmadığına göre bize sıkılmamıştı o silah. Peki nereye sıkılmıştı? Kime sıkılmıştı?
Bakışlarımı polis memurlarına çevirerek konuştum. "Tırın yaması olayını gören var mı sivillere sorun, sonrada uzaklaştırın onları buradan." dedim sert bir şekilde. Emrimi alan polis memurları teker teker sivillerin yanına giderken Pamir'in telsizden emir verdiğini duydum. "Kürşat, Taner, Ahmet abi siz sağ tarafa ilerleyin. Şüpheli bir şey var mı bakın. Hakan, Batuhan sizde benimle gelin sol tarafa bakacağız. Yiğit ve Soner sizde burada kalın, gözünüzü dört açın."
"Emredersiniz komutanım." Pamir aldığı onayla birlikte sol tarafa gitmek için hazırlanırken hızlı bir hamleyle kolundan tutarak durdurdum. Bakışları bana dönerken endişeli bir şekilde konuştum. "Ne olur çok dikkatli olun." dediğimde Pamir başını salladı. Ardından ciddi bir ifade ile konuştu. "Sende komiserin yanına geç, silahın yanında mı?" dediğinde başımı salladım. Belimde takılıydı. "Tamam, bir şey olacak olursa kullanmaktan çekinme." dedikten sonra bakışlarını Yiğit'e çevirdi. "Yiğit ve Soner burada olacak." Bende bakışlarımı Yiğit ve Soner'e çevirdiğimde Yiğit ikimize de baş selamı verdi. Bende başımı eğip kaldırarak ona selam verdim.
Pamir başka bir şey söylemeden sert adımlarla sol taraftaki ormana doğru ilerlemeye başladı. Anında görev adamına dönüşmüştü. Bu sert, otoriter hali ayrıca etkilenmeme neden olurken onların gözden uzaklaşmasıyla birlikte derin bir iç çektim. Şimdi içimdeki endişeye yenilmeden görevimin başına tekrardan dönmem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı
General FictionGeçen yıllar yaşanılan her şeyi unutturur muydu? Akan giden zaman, aradan geçen onca gün birbirini seven iki kişinin içindeki aşkı bitirir miydi? Ya iki taraftan biri mezara girse, hiç kavuşamayacağını bile bile bir insan bir insanı sevmeye, bekle...