Kaybolan Yıllar| 40

3.9K 439 701
                                    

🖇️Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim...

🖇️Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen... Oylarımız azalmasın, desteklerinizi bekliyoruuum<3

Bölüm şarkımız; Duman - Kolay Değildir (patlama günü yazan kısımdan sonrası için daha uygun olacaktır.)

(Bölümden bir gün önce bölümle ilgili olan şarkıları ve bölümün saatini instagramdan paylaşıyorum, bilmeyenleriniz için ismi: mutlusonsuz222_)

40.Bölüm

Patlamadan günler önce,

Yazarın anlatımından Işık ve Bora,

Kapıya yaklaştıklarında kapının önünde, askerlerin önünde dikilen kadın dikkatini çekti ilk önce Işık'ın. Sarı saçlı, giyiminden ben zenginim diye bağıran bir kadındı. Bu kadının Bora ile nasıl bir tanışıklığı olduğu sorgularken Bora o kadını görür görmez kaşlarını çatmıştı bile. Yanındaki kadının aşkla doldurduğu, sevgisiyle iyileştirdiği kalbinde karşısında gördüğü kadın için bir boşluk duygusu oluştu. Ona karşı nefret bile hissetmiyordu çünkü. En büyük hayal kırıklığıydı karşısındaki kişi, en büyük pişmanlığı.

Işık, Bora'ya doğru baktığında gördüğü bakışlardan korktu. Bora'nın bu bakışını hiç görmemişti daha önce. Boş bir bakıştı. Sanki içinde hiçbir duygu yokmuş gibi bakıyordu. Bu bakıştan Bora'nın karşısındaki kişiyi tanıdığını anladı Işık. Merakına yenik düşerek mırıldandı. "Onu tanıyor musun?"

Işık'ın çekimser sesiyle Bora bakışlarını kızdan çekti ve sevdiği kadına çevirdi. Karşısındakine ne kadar boş bakıyorsa Işık'a döndüğünde o boşluk dolmuş yerine sevgi pırıltıları eklenmişti. "Ne yazık ki..." dedi pişmanlıkla. Ardından Işık'ın yanlış anlama ihtimaline karşılık kendini açıkladı. "Geçmiş bir mesele, buraya nasıl geldi, hangi yüzle geldi bilmiyorum." Işık'ın gözlerine kendini inandırmak istercesine bakarken Işık belli belirsiz başını salladı. "Anladım... Seni görmek için gelmiş belli ki." Derken içindeki kıskançlığa engel olamadı.

Geçmiş bir mesele demesi, bu kızla daha önceden bir şeyler yaşadığını gösteriyordu. Bunu duyduğu anda içi anlamsız bir ateşle dolmuştu. Bora, Işık'ın bakışlarının değiştiğini gördüğünde küçük bir tebessüm etti. Eliyle kızın elini tuttu sıkıca. "O beni görmek için gelmiş olabilir ama ben onu görmek istemiyorum. Benim görmek istediğim, yanında olmak istediğim tek bir kadın var. O da şu an yanımda zaten."

Işık bu duyduğu cümle ile küçük bir tebessüm ederken bakışlarını Bora'dan çekip arabanın karşısında dikilen kıza çevirdi. Kızın bakışlarının Bora ile ikisinin üzerinde olduğunu fark ettiğinde tersçe ona doğru baktı. Zira Duru'nun bakışları da samimiyetten uzak ve kıskançlık doluydu.

"Şimdi inip ağzının payını vermek istiyorum izninle." Dedi Bora kendinden emin bir biçimde. Işık bakışlarını kızdan çekip sevdiği adama çevirirken onun böyle izin alırcasına konuşması, nazik tavrı içine işledi. "Öğren bakalım neden gelmiş, ne istiyormuş? Bende merak ettim." Dediğinde Bora onayladı. "Tamamdır, sen hastaneye gidecektin." Diye kıza baktığında Işık yutkundu. Burada kalmak istiyordu, Bora ile o kızı baş başa bırakmak istemiyordu. Bunun Bora'ya güvenmemekle alakası yoktu ama içinden gelmiyordu işte. Bu yüzden cevap verdi. "Birazcık geç kalsam sorun olmaz."

"Nasıl istersen güzelim." Dedi Bora kabullenerek. Ardından uzanarak kızın yanağına küçük ama etkili bir öpücük bıraktı. Sonra da hiç beklemeden arabadan indi.

Kaybolan Yıllar| Asker & SavcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin