Kanlı Bıçak Mı?

29.8K 1.4K 81
                                    

Berille beraber lavabodan çıkıp sınıfa girdik. Ama ne Selim vardı ortalıklarda ne de Kuzey. Nerede bunlar? Cam kenarı en arka sıraya geçip oturmuştuk köşeye ben geçmiştim. Telefonumun titremesiyle kendime geldim;

"Kalemliğin içine bak ve birazdan polisler oraya gelecek. Ha bu arada haberin olsun bir genç kızı öldürdün. Hemde bil bakalım neyle?"

demesiyle kalemliğime baktım ve içinde kanlı bir bıçak. Lanet olsun bu ne? Beril görmüş olsa gerek;

"Kızım bu ne?"

"Bi... bilmiyorum!" dedim ve telefonumu eline verdim okudu ve küfür ettiğini duydum. Daha sonra aniden açılan sınıfın kapısı ve kapıdan giren polisler. Ne yapacağım şimdi? Eğer bende bu bıçağı görürlerse yargılamadan hapse atarlar. Beril bana bakıp ne yapacağız diye kaş göz işareti yaptı. Ben de bıçağı aldım ve farkettirmeden camdan aşağıya attım. Polislerden biri;

"Arama var!" dedi ve duvar kenarından başladılar aramaya. Ben de camdan aşağıya baktım ve Selim bıçağı bir poşetle almış cebine katmıştı. İşte bu durum polislerden daha da kötü oldu. Beril;

"Birşeyler yapmalıyız." dedi ve bende karnımı tutarak;

"Ahhhh. Yardım! Lanet olsun karnım çok kötü!" diye bağırdım sınıfta ve Beril koluma girerek;

"Arkadaşın hastalığı var. Revire gitmeliyiz!" dedi polisler kafasını onaylar şekilde salladı ve kapıdan çıktığımız anda koşmaya başladık. Bahçeye doğru ve koridorda koşarken Selim erkekler lavabosundan çıkmış arkamızdan bize sesleniyordu;

"Bunu mu arıyorsunuz yoksa?"
demesiyle olduğumuz yerde durduk. Beril bana bakmıştı ben de Beril'e baktım ve aynı anda Selim'e döndük. Elindeki poşette olan bıçağı göstererek.

"Onu bize ver!" dedim ve hiç takmayarak elindeki poşeti uzattı ve

"Al! dedi, yanına gidip tam elinden poşeti alacakken poşeti kendine çekti ve almamı engelledi.

"İlk önce anlat! Ne işler çeviriyorsunuz okulumda?" dedi tek kaşını kaldırmış sorarken.

"Hiçbirşey ver artık şunu!" dedim fazla bağırmamaya çalışıyordum ve de korktuğum için anlatamıyorum.

"Farkettin mi bilmiyorum ama şu an sınıfta değilim arama var hem de polisler tarafından. Camdan atılan bir bıçak hem de senin ve kanlı. Ayrıca okulda işlenen bir cinayet! Ve sizler de sınıfta değilsiniz? Sence bu durumu nasıl yorumlarlar?" diye sordu tamam aşırı derecede haklı. Şu an bir çıkmazın içindeyim hatta.

"Pekala!" dedim ve şortumun cebinden telefonu çıkarıp Selim'e uzattım. Selim mesajı okuduktan sonra ;

"Bu da ne böyle?"
dedi okuyup telefonu geri uzatırken; "Bunu her kim düşündüyse ayrıntılı yapmış." demişti. Beril konuşmaya girerek;

"Sen yardım edecek misin onu söyle?" dedi ve Selim ilk önce düşünür gibi yaptı. Allah aşkına çok saçma zaten onun bize yardım etmesi. Bence ne haliniz varsa görün der. Selim bu sonuçta ne zaman ne yapacağı belli olmaz.

"Tamam." dedi ve poşeti cebine katarak; "Benimle gelin!: dedi ve okulun çıkışına doğru sakin adımlarla yürüyordu. Nasıl rahat ya? Burada Berille elimiz ayağımıza dolandı, çocuk sakinlikte rekor kırıyor. Beril beni dürterek;

"Kızım bu fırsat bir daha ele geçmez bak." dedi ve yürümeye devam etti onu takip ederek. Selim bir anda durup;

"Kızlar burası hiç uygun değil!" dedi geri geri bize doğru yürürken. Çünkü polisler dış kapıyı tutmuşlardı. Aklıma gelen fikirle karnımı tuttum ve bağırmaya başladım.

"Ahhhh! Karnım! Beni hastaneye götürün!" diye bağırdım Selim bana dönüp şaşırmış bir şekilde bakarken;

"Kızım sen gerizekalı mısın? Niye ihbar ediyorsun bizi?" dedi ve Beril koluma girerek;

"Bence çaktırma. Şu an hayatımızı kurtarıyor!" dedi ve diğer koluma da Selim girerek okul kapısına doğru çıktık. Polislere baya yakınlamıştık. Ve tekrar bağırmaya başladım.

"Ahh karnım!" dedim ve Selim;

"Bu böyle olmayacak."
diyerek kolumu bıraktı ve durdu. Bir anda bacaklarımın altından ve belimden tutarak kucağına alıp beni taşımaya başladı.

"Salak mısın? İndirsene beni!"

"Bağırma! Polisler duyacak
İnandırıcı olması için..." dedi ve göz kırptı. Oha resmen göz kırptı hem de bana hem de Selim! Allahım bunları da mı görecektim? Her neyse numaraya devam ederekten karnımı tuttum ve bağırmaya devam ettim. Selim kendi arabasının yan tarafına beni oturttu ve kapımı kapatarak şoför koltuğuna geçti. Beril de arka tarafa binerek;

"Ee? Nereye gidiyoruz?" diye sordu direk. Selim telefonunu çıkarak birisine mesaj yazıyordu ve daha sonra bana bakarak;

"Evime!" dedi ve arabayı çalıştırarak 15 dakika uzaklıkta olan kendi evinin önüne geldi. Arabadan indi ve nedense tereddütdeydim. Her gün bu evde olmak ne kadar utandırıcı. İnanamıyorum ya daha sabah burdaydım.

Kapıyı açarak içeri girdi ve merdivenlerden kendi odasına çıkmaya başladı yani duvarları olmayan odaya çıktı. Onu takip ettik ve odada olan Atakanla Kuzey'i gördüm. Kuzey biraz önce sınıfta değil miydi? Bu çocuktan da korkmaya başladım. Selim cebindeki poşeti çıkarıp Atakan'a uzatırken;

"Sadece yarım saatin var." dedi. Çocuk yarım saat içinde kimin olduğunu nerden öğrenecek? Daha sonra Selim merdivenlerden indi ve koltuğa uzandı. Onu takip ettik ve diğer koltuğa da biz oturduk.

"Selim bir sey soracağım."

"Hayır!" dedi direk gözleri kapalı.

"Soracağım dedim sorabilir miyim dermedim! Yarım saat içinde kime ait olduğunu nasıl bulabilecek?"

"Hafife alma bizi!" dedi hâlâ daha gözleri kapalıyken. Böylelerin ağzına terlikle vuracaksın yok terlikle akıllanmaz bunlar, ayakkabının topuğuyla beynine beynine vuracaksın. Ama sadece hayali oluyor tabi, orası da ayrı konu.

15 dakika sonra...

Atakan elindeki poşeti bana uzattı ve ben de aldım. Daha sonra Selim ayağa kalkıp;

"Kim?" diye sordu. Şu an hayatımın dönüm noktasını hissediyordum.

"Burak Kapan!" dedi Atakan. Ne? Burak Kapan mı? Eski sevgilim olan hani! Esrar vesaire her halttan olan hani! Partide Selim'den yumruk yiyen ve en önemlisi Selim'in kız kardeşini öldüren kişi...

......

Evetttt bir bölüm daha gelmiş bulunmakta. İyi okumalar....

PSİKOPAT LİSELİ 1!Where stories live. Discover now