İyi Olmaya Çalışıyorum.

24.6K 1.2K 71
                                    

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?"  diye bağırdım. Vücudundaki kabloların hepsini söküp yanındaki siyah tişörtünü giyip ayağa kalktı ve gözlerimin içine baktı;

"Sen beni seviyor musun?" diye sordu. Çok güzel. Bunu duyması müthiş.

"Bak! Her ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama sinirlerimi fazlasıyla zorluyorsun. Amacın ne senin?"

"Beni sevip sevmeme konusunu öğrenmekti ve de öğrendim." dedi o muzip sırıtışıyla.

"Canım egonu bir yere koy da öyle konuşalım!" dedim sinirle.

"Sen de bir yerden beyin bul da öyle tartışalım!" demişti. Evet evet yanlış duymadınız. Bu cümleyi bana ciddi ciddi kurmuştu. Gel de dövme şimdi bunu. Tam o hızla yumruk atıyordum ki elimi havada tuttu. "Sakın bir daha deneme!" dedi. Elimi kendime çektim ve Kuzeyle Beril'e baktım. Beril tokat atmıştı. Kimin arkadaşı ya. İlla belli edecek benim kankam olduğunu.

"Senin amacın ne Kuzey?" diye bağırdı. Kuzey sakin ama bir yandan da endişeliydi, kaybetme korkusu vardı belliki.

"Bak açıklayabilirim..." dedi ama bizim kız onu dinler mi? Tabiki de dinlemez. Sonra kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Daha sonra Selim konuştu.

"Hani şu senin çalıştığın kafenin arka sokağında sana birşeyler demiştim. İşte sen o söylediklerimi unut. Yanlışlıkla demişimdir. Yapıyorum arada böyle şeyler." dedi beni önemsediğini söylediği günden bahsediyordu. Ne yani? Öylesine mi söylemişti. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Suratına tükürdüm evet hem de ben;

"Tükürdüğünü yalayan bir insan olduğunu bilmiyordum!" dedim. Sanırım söylediklerimi sindirmeye çalışıyordu. Çünkü gözleri kapalıydı. Gözünü açtı ve benim gözümden bir damla yaş aktı. Vicdan azabı çekmiyordum artık. Nasıl olsa biliyordu. Ögrenmişti her şeyi. Beril benim kolumdan tutarak odadan çıkardı. Hastanenin önündeki arabamın önüne gelmiştik. Beril;

"Anahtarı ver. Bu halde araba kullanamazsın!" dedi ve anahtarı verdim. Arabaya binip evime gelmiştik. "Üstünü değiştir. Okula gidiyoruz." dedi. Bana dedi. Hem de bana? 'Ciddi misin' bakışı attım. "Seni burada bekliyorum!" demişti. Anlaşılan dediğini yapmak.

Yukarıya çıkıp okul formalarımı giydim saate baktım 8.30'du. Ders zili çoktan çalmıştır. Saçlarımı da topuz yaptım kendime özenecek halim yoktu. Merdivenlerden inerken abim arkamdan seslendi;

"Abicim? Nasılsın?" diye sordu ne diyebilirdim ki. Abi kardeşinin kalbini eline aldılar on parçaya böldüler elime geri verdiler mi...

"İyiyim abi." dedim inmeye devam ederek. Koşarak yanıma geldi ve beni durdurdu.

"Noldu sana? Dokunsalar ağlayacaksın." dedi. Evet hakikaten de öyle bir durumdaydım şu an...

"Bilmem öyle mi? Neyse ben geç kalıyorum. Okula gideceğim."

"Tamam güzelim kendine dikkat et!" dedi ve evden çıkıp arabaya bindim. Arabayı süren Beril'di. Ve okula gidiyorduk.

Selim'in ağzından;

Nerede hata yaptık ki?

O sinirle gidip Kuzey'in yakalarına yapıştım. "Hani lan anlıyorduk?"

"Sen anlamadın mı? Kız seni sevdiğini söyledi."

"Üstüne de onca ton laf yedik oğlum!" dedim ve duvara doğru ittirdim. "Lanet olsun!" diyip yumruğumu kapıya geçirdim. Sinirden çıldırıyordum. Kızı seviyordum ama sevmiyorum dedim. Nasıl diyebildim ya ben onu? Sen haftalarca kızın arkasından koş sonra da söylediklerimi unut de...

PSİKOPAT LİSELİ 1!Where stories live. Discover now