Seni Seviyorum Defne!

26.4K 1.3K 115
                                    

Perşembe günü;

Her gün itinayla müziğe çalışıyordum. Ama Beril benimle çalışmıyordu. Ne yapacağını çok merak ediyordum. Bütün hazırlıklarımı yapıyordum. Sanırım müziği kendim çalıp kendim seslendirecektim. Selimle Kuzey ne yapıyorlar bilmiyorum ama birinci olacağımı sanmıyordum. Hiçbir derse girmiyordum sadece müziğe çalışmak için okula geliyordum sonuçta yarın büyük gün olacaktı....

Cuma günü;

Sabah telefonumun sesiyle uyandım ama alarm değildi bu, mesaj gelmişti. Uyku sersemiyle telefonumun tuş kilidini açıp gelen mesaja zar zor  bakabilmiştim. Mesaj Selim'den gelmişti;

"Bugün büyük gün birinci olmaya hazır mısın?"
yazıyordu. Dalga mı geçiyor bu ya sabah sabah? Yoksa müzik yarışmasına girmeyecek miydi? Aman girmezse girmesin. Saate baktım 6.45. Rüyasında mı görüyor bu çocuk beni anlamıyorum ki? Selim'e mesaj yazmak için tekrar tuş kilidini açtım.

"Peki sen hazır mısın sonuncu olmaya?"
dedim ve gönderdim. Yataktan kalkıp lavaboya girdim, elimi yüzümü yıkayıp gardrobuma yöneldim. Bugün iyi olmalıydım. Gömleğimi giydim ve üstüne de kazak giydim altına siyah dar paça pantalon giydim. Saçlarıma gelince maşayla önlerine hafif dalga yapıp gözlerime de sürmeyi çekince tamamlanmıştı. Telefonumu masamdan alıp tuş kilidini girdim ve tam o sırada yine bir mesaj geldi ve yine Selim'dendi.

"Tabikide. Ben zaten dünyaya sonuncu olmak için gelmişim."
dedi şimdi tek yapmam gereken şey kendime güvenmekti. Dünyanın sonu değil ya... Gerçi işin ucunda rezil olmak da vardı.

Çantamı da alıp odamdan çıktım. Hiç mutfağa girmeden direk evden çıktım, saat 7.30 du. Zilin çalmasına 1 saat var. Mor olan arabama binip yavaş yavaş okula doğru sürdüm. Okula geldiğimde saate baktım sadece 10 dakika geçmişti. Zaman niye geçmiyor ya? Arabamı park edip arabadan indiğimde etrafa bir göz ettım. Okulda hiç kimse yoktu. Zaten bu saatte okulda olan kişinin akli dengesinden şüphe ederdim. Merak etmeyin ben de pek akıllı sayılmam zaten.

Etrafa göz gezdirirken kırmızı spor arabaya gözüm çarpmıştı. Yanılmıyorsam o kırmızı araba da Selim'in olmalıydı. Acaba Selim ne zamandan beri burdaydı? Demek ki tek akli dengesi bozuk olan ben değilmişim.

Okula girdim ve direk müzik odasına yöneldim. Müzik odasından gitar sesleri geliyordu. Kapıdan baktığımda bu Selim'di. Zaten Selim'den başka kim olabilirdi ki? Çok güzel gitar çalıyordu. Sanırım rezil olacağım ama böyle düşünmemeliyim. Sonuçta oraya katılmakta ayrı bir ayrıcalık. Ne ayrıcalığından bahsediyorsun kızım sen ya? Off Ne yapacağım şimdi? Ona gözükmemeye çalışarak nasıl gitar çaldığına bakıyordum. Tamam ben de gitar çalıyorum ama o daha güzel çalıyordu. Selim bir anda gitarı durdurup gitarın tellerine bakarak;

"Orada durmaya devam mı edeceksin?" diye sordu. Kendime gelmeye çalışarak;

"Aa... Ben-- şey..." diyerek sınıfa girdim ve ortaya doğru ilerledim.

"Tamam anladım." dedi kafasını gitarından kaldırıp gözlerimin içine bakarak.

"Güzel çalıyorsun." dedim. Söylemezsem içimde kalırdı.

"Teşekkür ederim." dediğinde çantamı koyup sandalyelerden birine oturdum.

"Söyleyeceğin şarkıyı belirledin mi?" diye sordu.

"Tabikide. Sen?"

"Belirledim." dedi ve ayağa kalkıp gitarla birlikte yanıma geldi, gitarı bana uzatıp; "Biraz da sen çalışmalısın. Geceden beri ben çalışıyorum." dediğinde bana uzattığı gitarı aldım. Ne demişti o az önce? Geceden beri derken? Çok ciddiye almıştı belli ki. Daha sonra çantasını da alıp odadan çıkıp gitti.

PSİKOPAT LİSELİ 1!Where stories live. Discover now