23. BÖLÜM

390K 9.4K 747
                                    

Şarkı: Deeperise - Move On

Eylül ve Emre, partiden çıktıktan sonra eve gelmişlerdi. Eylül o kadar güzel bir gece geçirmişti ki mutlulukla gözleri parıldıyordu. Eve girdiklerinde coşkulu bir şekilde Emre'ye sarıldı ve "Seni çok seviyorum," dedi. "Böyle güzel bir gece organize ettiğin için sana çok teşekkür ederim. Gerçekten mükemmel bir geceydi."

Emre, Eylül'ün sevgi dolu tavırları karşısında gülümseyerek, "Rica ederim güzelim," dedi. "Seni memnun edebildiysem ne mutlu bana."

"Memnun olmak ne kelime, her şeyden önce seninle o kadar mutluyum ki. Adeta hayatımı aydınlatıyorsun, daha önce hiç yaşamadığım duyguları tattırıyorsun."

Bu sözleri duymak Emre'yi çok mutlu etmişti. Sevdiği kadınla birlikte salona geçtiklerinde "Hiç sormuyorsun benim doğum günü hediyem nerede diye," dedi muzip bir şekilde gülümseyerek. Eylül'ün doğum günü hediyesini partide vermek istememiş, baş başa kalacakları anı beklemişti.

Eylül kulağındaki küpeleri çıkarmakla meşguldu. Emre'nin sözlerini duyunca hafiften şaşırır gibi olsa da hemen ardından aynı muziplikle gülümsedi. "Soracağım aslında da önce şu küpelerimi çıkarmam lazım." Nihayet küpelerini çıkarıp orta sehpanın üzerine bıraktıktan sonra koltuğa yerleşen adama doğru yürüdü. Cilveli bir gülümsemeyle Emre'nin kucağına oturup, kolunu onun omzuna yerleştirdi. Adamın yanağına minik bir öpücük bıraktıktan sonra içtenlikle konuşmaya başladı. "Benim en büyük hediyem sensin aslında." Parmaklarını ona sevgiyle bakan adamın saçlarında, alnında, yanaklarında gezdirmeye başladı. "Çok iyisin. Düşüncelisin. Sevgi dolusun. Sana sahip olduğum için gerçekten çok mutluyum."

Duyduğu sözlerle Emre'nin yüreği eriyordu. "Asıl mutlu olan benim," dedi sevgiyle Eylül'e bakarken. "Bana güvendin. O güzel yüreğini açtın. Sevginle ve tüm tatlılığınla hayatımı aydınlattın. Dünyama anlam kattın Eylül. Sen her şeyinle çok özel bir kadınsın. Bunu biliyorsun değil mi?"

Eylül'ün yüreği kanatlanmış bulutların arasında geziniyordu. Emre'nin dudaklarına doğru uzanırken, "Sana aşığım Emre Sancaktar," dedi.

İki sevgili birbirlerini sevgiyle öperken zaman mekan kavramını yitirmiş gibiydiler. Bir süre sonra dudakları birbirinden ayrıldığında Emre'nin eli ceketinin cebine gitti. Bir an sonra beyaz şık bir kurdeleyle sarılmış siyah bir kutu çıkardı ve "Birlikte nice doğum günlerine güzelim," dedi. "İyi ki doğmuşsun. İyi ki karşıma çıkmışsın."

Eylül mutlu gözlerle kutuyu alırken, "İyi ki..." diye mırıldandı. "Çok teşekkür ederim." Pembeleşen yanaklarıyla kutunun zarif kurdelesini çözüp heyecanla kapağı kaldırdı. Kutunun içinde parıldayan yüzüğü görünce ise yüreği heyecanla hopladı. Bakışlarını kaldırıp Emre'yle göz göze geldiğinde ne diyeceğini bilemez bir haldeydi. "Bu... Çok güzel ve çok anlamlı."

Emre, kutunun içindeki yüzüğü yavaşça yerinden çıkardı. Eylül ise hayran gözlerle yüzüğe bakıyordu. Birbirine sarılmış iki tane E harfinin bulunduğu beyaz altın yüzük, minik zümrüt taşlarla süslenmişti ve özel yapım olduğu her halinden belli oluyordu. Emre sevdiği kadının elini tutup yüzüğü usulca parmağına geçirdi. Kızın eline minik bir öpücük kondururken, "Bu yüzük sana olan aşkımın bir simgesi olarak daima parmağında dursun olur mu?" dedi içtenlikle.

Eylül mutlu gözlerle başını sallarken "Tamam," dedi. Hemen ardından Emre'nin boynuna atıldı ve "Bu anlamlı hediye için çok teşekkür ederim," dedi. "Parmağımdan hiç çıkarmayacağım." Bir an sonra geri çekildikten sonra Emre'nin yüzünü öpücüklere boğmaya başladı.

Bu tatlı öpücüklerle kendinden geçerken Emre'nin keyfine diyecek yoktu. Bir süre sonra Eylül sakinleştiğinde kucağındaki kızla ayağa kalktı ve "Uyku vakti geldi," dedi muzip bir sesle.

Aşkın Dayanılmaz ÇekiciliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin