36. BÖLÜM

358K 8.8K 842
                                    

Şarkı: Ece Seçkin -- Dibine Dibine

"Deniz gözlüm, canımın parçası, her şeyim... Şu anda o kadar mutluyum ki. Artık karımsın. Seni çok seviyorum..."

Sıla duyduğu sözler üzerine mutlulukla gülümseyerek ömrü boyunca sevmekten hiç vazgeçmediği adama sarıldı. Hala yaşadıklarının gerçek olduğuna inanamıyordu.

"Ben de seni çok seviyorum. Bu yaşadıklarımız gerçek değil mi? Eğer bu bir rüyaysa hiç uyanmak istemiyorum..."

Murat yaramaz bir şekilde gülümseyerek "İzin verirsen şüphelerini hemen gidermek isterim," dedi ve hiç vakit kaybetmeden öpmeye doyamadığı o dolgun dudaklara yapıştı.

Dakikalar süren bu tutkulu öpücüklerin ardından iki aşık birbirlerinin gözlerinin içine bakmaya başladılar.

"Gerçek miymiş?" dedi Murat gülümseyerek.

Sıla başını olumlu anlamda sallarken, "Gerçekmiş," dedi mutluluktan patlayacakmış gibi çarpan kalbiyle. Bir an sonra bakışları ayaklarına kaydı. "Yalnız şu ayağımdaki ayakkabıları bir an önce çıkarmazsam yarın hiç yürüyemeyeceğim galiba..."

Sıla yatağın üzerine oturduktan sonra yüzünü acıyla buruşturarak ayakkabılarını çıkarmaya başladı.

"Of çok acıyor..."

Murat, papyonunu çıkarıp bir kenara fırlattıktan sonra Sıla'nın yanına geldi ve kızın ayağını tutarak masaj yapmaya başladı.

"Tahmin edebiliyorum. Bugün gerçekten de çok yoruldun. Hadi hemen üzerini çıkaralım da dinlen."

Sıla kafasını salladıktan sonra ayağa kalktı ama aynı anda Murat'la göz göze geldi.

"Odadan çıkmamı söylemeyeceksin değil mi?"

Sıla bu soru üzerine ne diyeceğini bilemese de gecenin büyüsünü bozmak istemedi.

"Yok... Yani şey... Gerek yok galiba."

Murat mutlu bir şekilde gülümseyerek, "Hadi arkanı dön de fermuarını açayım," dedi.

Sıla arkasını döndükten sonra Murat oldukça yavaş hareketlerle gelinliğin fermuarını aşağı indirmeye başladı. Ardından da dudaklarını sevdiği kadının çıplak omzuna bastırdı. Sıla teninde gezinmeye başlayan dudaklarla tepeden tırnağa ürperse de eliyle gelinliğini tutarak tekrar önüne döndü.

"Teşekkür ederim..."

"Rica ederim..."

Birbirlerinin gözlerine uzun uzun baktıktan sonra Sıla "Hemen duşa girmek istiyorum," dedi hafif bir gülümsemeyle. "Kendime gelmem lazım."

Murat'ın dudakları yaramaz bir gülümsemeyle kıvrıldı. "İstersen sana katılabilirim."

Sıla her ne kadar gerilse de yüzüne alaycı bir gülümseme kondurarak "Sağol, almayayım," dedi. Ardından da tüm cesaretini toplayarak olağan bir ifadeyle üzerindeki gelinliği Murat'ın gözlerinin önünde çıkarmaya başladı.

"Dur sana yardım edeyim."

Murat öne atılarak Sıla'ya yardım etmeye başladı. Saniyeler sonra sadece jartiyerli iç çamaşırıyla kalan kıza beğeni dolu gözlerle bakarken Sıla'nın onunla göz göze gelmemek için çabaladığının farkındaydı. Sevdiği kadının saçlarındaki tokaları çıkarması için ona yardım ederken, "Ne kadar çok toka var böyle," dedi olağan bir sesle. "Şuraya otur da ben çıkarayım."

Sıla tuvalet aynasının önündeki pufa oturduktan sonra kendini Murat'a teslim etti. Bir süre sonra saçları omuzlarına dökülünce gayri ihtiyari kafasını kaldırarak Murat'ın gözlerine baktı. O gözlerdeki tutku dolu ifadeyi görünce ise heyecanla yüreği hopladı. Murat sanki gözleriyle kendisiyle sevişiyor gibi görünüyordu. Sakin görünmeye çalışarak hemen ayağa kalktı ve bacakları titrer bir halde banyoya doğru yürüdü.

Aşkın Dayanılmaz ÇekiciliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin