49. BÖLÜM

312K 8K 1K
                                    

"İnanamıyorum Sıla! Tek kelimeyle harika olmuş! Ellerine sağlık..."

Eylül sözlerini bitirdikten sonra üzerindeki gelinliğiyle Sıla'ya sarıldı mutluluk içerisinde. Sıla'nın kendisi için hazırlamış olduğu gelinliğin provasındaydı ve birkaç ufak ayrıntı dışında neredeyse her şey tamamlanmıştı. Üzerindeki straplez, bel kısmı ve göğüs kenarları Swarowski taşlarla kaplı kırık beyaz, kabarık gelinlik tam anlamıyla Eylül'ün istediği gibiydi ama iki hafta öncesine göre bir miktar kilo almış olduğu için çok az açılması gerekiyordu. İşin tuhaf tarafı neredeyse tüm gelin adayları evlenmeden önce kilo verirken kendisi tam tersi iki kilo almıştı. Üstelik bu iki hafta nikâh öncesi prosedürler, Beykoz'daki düğün mekânının ayarlanması, davetiyelerin konuklara gönderilmesi ve daha buna benzer bir sürü ayrıntıyla oldukça da yoğun geçmişti. Neyse ki bu yorucu kısımlar sorunsuz bir şekilde halledilmiş, sadece son birkaç ayrıntı kalmıştı...

İki kız bir süre birbirlerine sarıldıktan sonra Sıla Eylül'ü geriye doğru çekerek "Beğenmene çok sevindim," dedi. "Öyle güzel bir gelin olacaksın ki gören herkes hayran kalacak. Ama tabii en çok da abim hayran kalacak..."

Eylül keyifli bir şekilde kıkırdayarak "Aslında bugün o da benimle gelmek istedi ama ben izin vermedim," dedi. "Sürpriz olmasını istiyorum."

"Bir de derler ya, damadın düğünden önce gelini görmesi uğursuzluk getirirmiş."

Eylül omuzlarını silkerek "O şekilde batıl inançlarım yok ama yine de en güzeli son anda görmesi galiba," dedi. Ardından da Sıla'nın ve yanındaki çalışanının yardımıyla üzerindeki gelinliği çıkarmaya başladı. Kıyafetlerini giydikten sonra ise iki kız karşılıklı oturup keyifli bir sohbete başladılar.

"Hamilelik nasıl gidiyor?"

Sıla elini artık iyice belirginleşmiş karnının üzerine koyarak "Şimdilik iyi gidiyor," dedi gülümseyerek. "Ama henüz hiçbir hareketini hissetmiyorum ve bir an önce o anın gelmesini istiyorum."

"Nasıl bir duygu olacak acaba? Gerçekten çok heyecanlı. İçinde günden güne büyümekte olan minik bir bebek var..."

Sıla Eylül'ün yüzündeki keyifli tebessüm üzerine gülerek "Bakarsın sen de kısa zaman sonra bu duyguyu tadarsın," dedi şakacı bir tavırla. "O zaman eminim abim aklını yitirir. Halini düşünemiyorum bile."

Eylül kıkırdayarak "Ben de kendi halimi düşünemiyorum," dedi. "Bir yanım böyle bir şeyin gerçekleşmesini çok isterken, bir yanım da deli gibi korkuyor. Belki de kendimi hala hazır hissetmiyorum böyle bir sorumluluğa."

"Ama abim kesin bir an önce isteyecektir, bundan emin olabilirsin."

Eylül, Sıla'nın bu sözleri üzerine sadece gülümsemekle yetindi. Aklına doluşan heyecanlı düşünceleri bir kenara atmaya çalışarak konuyu tekrar Sıla'nın hamileliğine getirdi. Ardında da Murat'la ilişkilerinin nasıl gittiğini sordu...

"Murat'la genel olarak iyi gidiyor. Tabi her zamanki gibi arada yine birbirimizi yiyoruz ama zaten kendimizi bildik bileli hep böyleyiz."

Eylül bu sözler üzerine gülümseyerek "Çok tatlısınız," dedi. "Bazen bizim yanımızda da atışıyorsunuz ya, gülmemek için kendimi zor tutuyorum."

"Ya sorma, kendimizi kaybediyoruz resmen." Sıla daha sonra âşık gözlerle "Ama o her zamanki gibi benim gönlümü almayı başarıyor," dedi. "Hayatta hiçbir şeye karşı zaafım yok, sadece Murat'a karşı böyleyim. Çok değişik bir durum bu."

"Çünkü çok aşıksın. İnsan ancak sevdiğine karşı böyle olabilir. O da sana çok aşık ve gerçekten çok tatlı bir çiftsiniz."

Sıla gülümseyerek "Sağol," dedi. "Sizin de bizden aşağı kalır yanınız yok. Abim sanki hayata yeniden gelmiş gibi mutlu, huzurlu senin yanındayken. Ne kadar sevindiğimi bilemezsin."

Aşkın Dayanılmaz ÇekiciliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin