26. BÖLÜM

269K 5.7K 529
                                    

Sıla ağabeyinin sorusunu işitince, "Konuşuyorduk abi" dedi doğal görünmeye çalışarak. Hafifçe gülümseyip öne doğru bir adım attı.

Emre tek kaşını kaldırarak, "Lavabonun önünde mi konuşuyordunuz?" diye sordu. "Başka yer bulamadınız mı?"

Murat hemen lafa girerek "Aslında burada karşılaştık, değil mi Sıla?" dedi kıza anlık bir bakış atıp. Sıla ise başını hızlı hızlı sallarken "Evet," dedi.

Emre'nin yüzündeki tereddütlü ifade hala yerli yerinde duruyordu ama daha fazla üstelemedi. "Yemek hazır, herkes sizi bekliyor" dedi başıyla işaret ederek. "Siz geçin ben hemen geliyorum."

Sıla "Tamam abi," dedikten sonra hemen merdivenlere yöneldi. Az önceki anlardan sonra kendini toparlayabilmek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Murat'ın ona sarılması, söylediği sözler, neredeyse abisine yakalanıyor olmaları sinirlerinin yay gibi gerilmesine sebep olmuştu. Yanı başında sessizce ilerleyen adamla birlikte yemek masasına doğru ilerlerken her ne kadar kabul etmek istemese de Murat'ı hala sevdiğinin farkındaydı...

Eylül, yemek masasına doğru ilerleyen ikiliyi görünce dikkat kesildi. Emre görünürde yoktu ama Sıla ve Murat'ın yüzlerinde oldukça gergin bir ifade vardı. Sıla karşısına oturduğunda kızla göz göze geldiler. Birbirlerine göz kırptıktan sonra masadaki konuşmalara odaklanmaya çalıştılar. Bir müddet sonra Emre de gelmiş ve yemek başlamıştı.

Fatma Hanım'ın bin bir özenle yaptığı yemeklerin tadına bakan herkes bir yandan da sohbet ediyordu. Bir süre sonra Can, "Bakıyorum da Fatma Hanım döktürmüş yine..." dedi gülümseyerek.

Emre, Can'ın sözlerine gülümseyerek "Her zamanki hali," dedi. Aynı anda Murat lafa girdi. "Sıla gelecek diye onun en sevdiği yemekleri yapmış sanki."

Sıla tam karşısında oturan ve gözlerini kendisinden ayırmayan Murat'a manidar bir şekilde baktıktan sonra nazik bir şekilde gülümsedi. Ama içten içe Murat'a sinirlenmeden edemiyordu. Bir an sonra adamın sarf ettiği sözleri duyduğunda ise tam anlamıyla çileden çıktı.

"Annem uzun zamandır sizi yemeğe davet etmek istiyor," dedi Murat masadakilere hafifçe gülümseyerek. "Beni çok ihmal ediyorlar diye sitem ediyor. Ne dersiniz gelecek hafta sonu bizde toplanalım mı?"

"Ceylin Anne haklı gerçekten de," dedi Emre başını sallayarak. "Uzun zamandır yanına gidemiyoruz." Lafını bitirdikten sonra Eylül ve Sıla'ya dönerek "Ne dersiniz kızlar, sizin için de uygun mu?" diye sordu.

Eylül kendisi için uygun olduğunu belirtirken, Sıla oldukça tereddütlü görünüyordu. Emre, kardeşinin cevap vermediğini görünce, "Ne oldu Sıla? Bir sorun mu var?" dedi meraklı bir tavırla.

Sıla Murat'a sert bir bakış attıktan sonra Emre'ye dönerek, Hayır abi bir sorun yok," dedi doğal görünmeye çalışarak. "Şimdilik benim için de uygun gibi görünüyor... "

Can ve Damla da kendileri için uygun olduğunu belirttikten sonra Murat neşeli bir tavırla, "Tamam o zaman, gelecek hafta bizdeyiz," dedi. "Annem çok sevinecek..." Sıla'ya baktığında kızın kendisine öldürücü bakışlar attığını gördü.

Yemek bittikten sonra akşamın geri kalanında hep birlikte keyifli vakit geçirdiler. Can ve Damla izin isteyerek kalktıktan sonra Sıla da abisine dönerek "Abi, ben artık gideyim, geç oldu" dedi.

"Burada kal, niye gidiyorsun ki? Eylül de burada kalacak zaten..."

"Yok abi, izin verirsen gitmek istiyorum. Hem siz de Eylül'le baş başa kalın biraz."

Emre bir süre daha ısrar ettikten sonra pes ederek, "Tamam, ama o zaman seni eve Murat bıraksın," dedi. Sonra da Murat'a dönerek "Sıla'yı evine bırakırsın, değil mi?" diye sordu.

Aşkın Dayanılmaz ÇekiciliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin