43. BÖLÜM

350K 8.9K 1.1K
                                    

Son 7 bölüm :)

Emre şirketten içeri girdiğinde kendisini oldukça zinde ve neşeli hissediyordu. Karşılaştığı herkesle selamlaştıktan sonra odasına çıkmak üzere asansöre bindi. Yukarıya çıktığında ıslık çalarak odasına doğru yürümeye başladı.

"Günaydın Canan Hanım. Nasılsınız?"

Canan Hanım, Emre'nin yüzündeki mutlu tebessümü ve adamın şen şakrak halini görünce neye uğradığını şaşırdı. Karşısındaki adam neredeyse iki haftadır hem kendisine hem de diğer çalışanlara kan kusturuyordu ama şimdi gördüğü bambaşka bir adamdı...

"Günaydın Emre Bey, iyiyim sağ olun," dedi en şaşkın haliyle.

Emre odaya girdikten sonra keyifli bir şekilde koltuğuna oturdu ve Eylül'le geçirdikleri geceyi düşünmeye başladı. Her şey yoluna girmişti ve kelimenin tam anlamıyla unutulmaz bir gece geçirmişlerdi. Kollarındaki kadınının o büyüleyici kokusu aklına gelince bir an önce akşam olmasını istedi.

O an Eylül'e olan hislerini düşününce yüzünde hoş bir tebessüm oluştu. O kadar çok seviyordu ki Eylül'ü, ona bir şey olmasından, üzülmesinden deliler gibi korkuyordu. Neyse ki Eylül bugün o şirketten de ayrılacak ve bundan sonra her zaman yanında olacaktı. Kendisi bu düşünceler içerisindeyken kapı açıldı ve içeri Can girdi.

"Oooo bakıyorum da yüzünüzde güller açıyor Emre Bey. Acaba neye borçluyuz bunu? Dur tahmin edeyim, böyle siyah saçlı, yeşil gözlü bir hatun olabilir mi ki?"

Can yüzündeki muzip gülümsemesiyle Emre'nin karşısına oturmuştu.

"Doğru tahmin dostum. Eylül'le barıştık ve her şey yoluna girdi."

Can derin bir soluk koyvererek "Şükürler olsun," dedi. "Çalışanlar adına çok sevindim. Biraz daha küs kalsaydınız şirkette adam kalmayacaktı."

Emre ters ters bakarak "Abartma istersen," dedi.

"Abartmadığımı sen de çok iyi biliyorsun. Şu son iki haftadır fazlasıyla kalp kırmış olduğunu söyleyebilirim."

Emre suçlu bakışlarıyla "Gerçekten mi?" diye sordu. Can'ın kafasını salladığını görünce ise "Son günlerde kendimde olmadığımı kabul ediyorum," dedi. "Neyse ama ben herkesin gönlünü almasını bilirim."

Can gülümseyerek "Hadi bakalım, göreceğiz," dedi. Sonra ise meraklı bir tavırla "Eylül o şirkette çalışmaya devam edecek mi?" diye sordu.

Emre yerinden kalkarak "Tabi ki hayır," dedi. "Bugün ayrılacak ve tekrar burada başlayacak."

"İyi bari. O Aslan her dakika oraya girip çıkıyorken kalması hiç hoş olamazdı zaten."

"Kesinlikle. Zaten hemen fırsattan istifade edip Eylül'e evlenme teklif etmiş gerizekalı."

Can, "Ne?" diye bağırdı şaşkın bir halde. "Gerçekten bu adamın ruh sağlığı yerinde değil. Hayır bu cesareti kendinde nasıl buluyor anlamıyorum."

Emre sinirlenerek "Ben onun cesaretini..." dedi. Sonrasında ise sakin olmaya çalışarak "Neyse işte akşam gidip Savaş'la konuşacağım ve bu işi halledeceğim," dedi.

"Ben de seninle geleyim. İkimiz olursak daha etkili olur. Sonuçta Savaş bir sürü tantana yapacaktır şimdi."

Emre omuzlarını silkerek "İstediğini yapsın," dedi. "Ben Eylül'ü aldığım gibi giderim."

İki adam bir süre daha konuştuktan sonra Can heyecanlı bir tavırla "Sana bir haberim var, aslında onu söylemek için gelmiştim," dedi.

Emre bu sözleri duyunca meraklanarak "Ne haberi?" diye sordu.

Aşkın Dayanılmaz ÇekiciliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin