44. BÖLÜM

346K 8.4K 1.3K
                                    

Emre ertesi sabah saat altı gibi gözlerini araladığında yanında Eylül'ün olmadığını fark etti. Yattığı yerde doğrulduktan sonra üzerindeki örtüyü telaş içerisinde fırlatarak aceleyle t-shirtini giymeye başladı. Eylül asla erken kalkmazdı ve bu durum hiç normal değildi. Kendi kendine mantıklı açıklamalar yapsa da içinde büyüyen endişeye engel olamıyordu. Tam odanın kapısını açmış çıkacaktı ki Eylül'le burun buruna geldi.

"Neredesin sen? Meraktan ölüyordum..."

Eylül elindeki su dolu sürahiyle odaya girerken Emre'nin bu telaşına anlam veremiyordu.

"Çok susamıştım. Odada su kalmamış. O yüzden mutfağa inmek zorunda kaldım..."

Emre, Eylül'ün elindeki sürahiyi alıp komodinin üzerine koyarken, "Neden beni uyandırmadın?" diye sordu. "Ben getirirdim..."

"Hayatım sen iyi misin? Ne olduğunu anlayamıyorum açıkçası. Mutfağa inemeyecek durumda değilim ki, bunun için seni neden uyandırayım?"

Emre saçmaladığının farkındaydı ama Eylül'ü yanında göremeyince aklına olmadık senaryolar gelmişti. Sevdiği kadını elinden tutarak yatağa doğru götürdü ve "Tamam, hadi gel yatalım," dedi.

Eylül yatağa uzandıktan sonra Emre de onun yanına uzanmış ve sıkıca sarılmıştı.

"Beni bir daha böyle merakta bırakma olur mu?"

Eylül olur anlamında kafasını salladı ama hala bu olanlara bir anlam veremiyordu. Sonuçta sadece aşağı kata inmişti. Bu düşünceler içerisinde gözlerini kapattı ve sevdiği adama iyice sokuldu. Kısa bir süre sonra tekrar uykuya daldı...

Yaklaşık dört saat sonra gözlerini açtığında Eylül Emre'nin gitmiş olduğunu görerek hayal kırıklığına uğrasa da yastığın üzerindeki notu fark ederek heyecan içerisinde atıldı. İkiye katlanmış kâğıdı açtıktan sonra okumaya başladı...

---▪▪----

Günaydın güzelim.

Umarım yanında olmadığımı görünce üzülmemişsindir.

Melekler gibi uyuyordun, o yüzden uyandırmaya kıyamadım.

Güzel bir gün geçir ve sakın kendini yorayım deme.

Uyanınca beni ara, olur mu.

Seni çok seviyorum.

E.

--- ▪ ▪----

Eylül kendi kendine gülümserken elindeki kağıdı katladı ve başucundaki komodinin üzerine koydu. Daha sonra da telefonuna uzanarak Emre'yi aradı...

"Benim güzel sevgilim yeni mi uyanmış?"

Eylül şımarık bir şekilde gerindikten sonra "Evet" dedi. "Ama beni uyandırmadan gitmene üzüldüm."

"Dinlenmeni istiyorum Eylül. O yüzden uyandırmak istemedim."

Eylül mırıl mırıl bir sesle "Tamam" dedikten sonra Emre "Eee, bugün ne yapacaksın bakalım?" diye sordu.

"Bilmiyorum, bir şeyler düşüneceğim artık..."

"Tamam güzelim, kendine dikkat et ve seni çok sevdiğimi aklından çıkarma..."

Eylül gülümseyerek "Ben de seni çok seviyorum," dedi.

Telefonu kapattıktan sonra bir süre yatakta esneyip, tembellik yaptı. Ardından da oldukça zinde bir şekilde yataktan kalktı. Banyoya girip yüzünü yıkadıktan sonra tam dişini fırçalamaya başlamıştı ki içeriden gelen telefonunun sesini duydu. Ağzını hızla çalkalayıp kuruladı ve koşar adımlarla telefonunu açmaya gitti...

Aşkın Dayanılmaz ÇekiciliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin