Bölüm 24

28.7K 2.3K 495
                                    

Herkese merhaba! Yeni bölüm ile tekrardan karşınızdayım. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz. Herkese iyi okumalar. Bölümü oylamayı ve bölüme yorum yapmayı unutmayın! 😍
..................

Başımın her bir bölümü karıncalanırken gözlerimi açmıştım. İlk başta oda çok fazla aydınlık görünüyordu. Ellerimi gözlerimin önüne siper ederken düşünceler arasında kayboluyordum. Odanın aydınlığına biraz olsun alıştığımda odaya göz gezdirdim. Bembeyaz eşyaların arasında bembeyaz giyinmiş bir şekildeydim. Sanki cennetin içinde bir yerde beyazlığın saflığı içinde kayboluyordum. Sonra bütün her şey aklıma bir anda hücum etti. Kisor büyücüsünün yanına gelmemiz ve.... Lanet olsun! Kisor büyücüsü ne yapmaya çalışıyordu? ihanet?

Hızla yattığım yerden kalktım. Kapıya yöneldiğimde kilitli olduğunu görmek pek zamanımı almamıştı. Hızla kapıya vuruyor ve açmaları için bağırıyordum. Kimse sesimi duymuyordu veya duymamazlıktan geliyordu. Odanın içinde dört dönerken herhangi bir şey bulmak adına odaya tekrar göz gezdirdim. Ortada beyaz bir yatak, kenarda duran küçük beyaz bir komodin ve üzerinde duran vazo içindeki beyaz papatyalar. Yatağın kenarında duran dar bir dolap. Hızla dolaba yöneldim. Dolapta sadece üstümdekilerin yedek parçaları vardı. Komodinin içi boştu. Vazoyu bir hışımla duvara fırlattım. Parçaları etrafa dökülürken yerde duran büyük bir parçayı elime aldım. Yatağı ortadan ikiye yararken bir şeyler bulma umudundaydım ama hiçbir şey yoktu. Sadece beyazlar içinde parlayan küçük bir oda. Ben fazlaca yorulmuş bir şekilde yere çöktüğümde kapı bir anda açıldı. Hızla doğrulduğum yerden kalktım. Kisor büyücüsü ve arkasında duran birkaç büyücü tam karşımdaydı.

İsmimi seslenene kadar konuşmadım. Bir açıklaması olmalıydı. Bana yardım eden kendisiydi kesinlikle bir açıklaması vardı.

"Despina! Her yeri dağıtmışsın."

"Arkadaşlarım nerede?"

Kısa bir sessizliğin ardından devam etti.

"Korkmana gerek yok onları serbest bıraktım. Sadece sen kontrol altındasın."

Sinirlerime hakim olamıyordum. Sesimi biraz daha yükselterek konuştum.

"Esir değilim ben! Beni nasıl buraya hapsedersiniz?!"

Ellerini bana doğru tutarak devam etti.

"Eğer sakin davranmazsan seni devamlı olarak uyutmalarını söyleyeceğim. Artık dışarıda başı boş dolaşamazsın. Seni dışarıdan tamamen soyutladım. Okul kaydını sildirdim. Artık burada kalacaksın. Başka seçeneğin yok."

Şaşırmışçasına yüzüm şekilden şekile girmişti. Ne demeye çalışıyordu böyle?

"Bana yardım eden sizdiniz! Ne yaptığınızı anlayamıyorum."

"Fikirlerim tamamen değişti Despina. Vakit gelmek üzere kapıya dayandı bile. Çok yakında yeteneğine kavuşacaksın. Seni kapalı tutmak dışında yapabileceğimiz bir şey yok. Savaş kapıda ve sen yönetebilecek potansiyelde değilsin."

Söz hakkı vermeden hızla odadan çıktı. Arkasından ne kadar 'Dostlarım beni yalnız bırakmayacaktır. Gelecekler.' desem de o bunu duyma gereksinimde bile bulunmadı. Büyücülerden biri odaya yemek bırakıp çıktığında kapıyı tekrardan kilitledi. Gözlerim dolmuş bir halde sinirle yumruğumu var gücümle sıkıyordum sanki elimden bir şey gelirmişçesine. Hala anlayamıyordum. Sürekli benim bilmediğim şeyleri biliyorlar gibi konuşuyorlardı ama bana asla anlatmıyorlardı. Burada ne yapacaktım bilmiyordum. Kafayı yemek üzereydim.

Aklım kendimden çok Adonisteydi. Ona yardım etmeliydik. Adonis'in o halini gördüğümde çok fazla korkmuştum. Bunca zaman o olduğunu sandığımız biriyle dolaşmak ve onu tanıyamamaktan dolayı üzgündüm. O bana yardım etmişti, uzun süre yanımda olmuştu. Şimdi ise en zor anında ben yanında olamıyordum çünkü hapsedilmiştim.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin