Bölüm 33

26K 2K 309
                                    

Medya Fiona.
......

Okka'nın acı sesine karşılık Fiona adeta delirmişti. Okkayı kılıçla yaralayan cinin sonu kan dondurmuştu. Fiona öyle bir öfkeyle büyüsünü güçlendirmişti ki diğer cinler durup bu görüntüyü izlemişlerdi. Hepimiz şaşkınlıkla izlemiştik.

Adamın gözlerini olduğu yerde parçalanarak kanlarla birlikte kıyma şeklinde yere dökülmüştü. Çığlık çığlığa yere düşen adamın daha sonra kulaklarından oluk oluk kanlar gelmeye başlamıştı. Fionaya baktığımda kızıl saçları yerçekiminin tersine havada asılı duruyor ve Fiona her sözünde bağırırken saçları ileri geri süzülüyordu.

Adamın vücudu çürürken herkes irkilmişti. En sonunda çığlığı kesmiş ve huzura kavuşmuştu. Fiona'nın gazabına kimse uğramak istemezdi.

Fiona Okka'nın yanına koşarken üzerimde ölü yatan adamı kenara iteklemiş ve Fiona'nın peşinden gitmiştim. Fiona Okkaya yardım etmeden önce 'hemen dağılın yoksa hepinizi kavuracağım' diye hiddetle bağırmıştı. Son gösterisi karşısında kalmaya cürret eden olacak mıydı merak ediyordum. Aralarından biri 'biz sadece piyonuz. Şaha uğradığınızda bu kadar şanslı olmayacaksınız' demiş ve diğerleriyle birlikte geri çekilmişti. Fiona öfkeliydi. Kızın gitmesine izin vermeden ellerini yumruk yaptı ve hiddetle fısıldadı. Kızdan gelen kırılma sesleri sonucu kız yere devrildi. Diğerleri tek kelime etmeden hızlı adımlara ortamdan uzaklaştılar. Konuşmaya cesareti olan Fiona'nın gazabına uğrayacaktı. Bu durumda cesaretin bir anlamı yoktu.

Fiona Okka'nın derin yarasına dokunarak 'iyileştirme büyüsünde iyi değilimdir.' dedi sanki bize duyurmak yerine değil de kendine kızar gibi. Shelley yanımıza vardığında 'ben iyileştirme büyülerinde biraz iyiyimdir. Tamamen kapatamam ama kanamayı durdurabilirim.' demiş ve bakışları kendi üzerine almıştı.

Shelley'in cerrahi bilgisi de vardı. Sağlık alanında iyiydi. Fiona üzgün gözlerle geri çekildiğinde Shelley Okka'nın yanına çömeldi. Elini yaranın üzerine koyarak okudu. Yara hafif kapansa da tam anlamıyla düzelmemişti. Kanama hafif durmuştu. En azından oluk oluk kan akmıyordu.

Fiona 'bu büyüde iyisin' dediğinde Shelley mutlu oldu ve gülümsedi. Takdir edilmek hoşuna gitmiş olmalıydı. Teşekkür ettikten sonra Okka ayaklanmak istediğinde tekrar acı sesleri çıkardığında Fiona'nın gözleri doldu.

"Canın çok yanıyor mu?"

Okka bir şeyler söylediğinde Fiona gülümsedi. Azrail Okkaya yaklaşarak onu bileğinden tuttu. Fionaya dönerek 'onu eve götüreceğim. İyileşmesi için elimden geleni yaparım' dedi ve Fionadan onay bekledi. Fiona kabul ettikten sonra Azrail bulutlara karıştı. Koca bir kurtu götürmek onu zorlamış olmalıydı. Bulutlara karışmadan önce hafif büküldüğünü görmüştüm. Fiona ise büyü gösterisi sonrası halsizleşmişti. Yine de önümüzde uzun bir yol vardı.

Fiona sert bir ifade ile 'gidelim ve şu lanet kitabı alalım' demiş ve kimseyi beklemeden yola devam etmişti. Arkasından Shelley ve ben onu takip etmiştik. Bir süre sessiz geçen yolun ardından Shelley konuştu.

"Büyücüleri kurtarmayı başarırsan eğer hepsi senin için çalışacaktır."

Bunu hiç düşünmemiştim. Eziyet görmemeleri için kurtaracaktık onları. Bize ittifak olmaları için değil. Lakin eğer ittifağımız olurlarsa çok güçlü bir ittifak olabilirdik. Yüzlerce büyücü bize çok yardımcı olabilirdi. Tabii ilk olarak biz onlara yardım etmeliydik.

"Bu çok iyi olur. Tabii ilk önce kurtarılmaları gerek."

Shelley minik bir tebessüm ettikten sonra teşekkür etti. Minnet dolu bakışlarına karşı sorun değil demekle yetinmiştim. Shelleyi seviyordum. Olgun bir kızdı.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin