Bölüm 45

24.3K 1.8K 593
                                    

Azrail onu bulmuştu. Neden onu getirmemişti?

"Nerede? Eve mi götürdün onu?"

"Hayır Atalante. Onu alamadım."

Bu nasıl mümkün olabilirdi? Azrail'in koluna yapışarak 'ne demek alamadın' demiştim. Sesim biraz fazla yüksek çıktığı için sakin kalarak geri çekildim. Fiona Monetayı eve yollayarak yanımıza geldi.

"Sorun nedir?"

"Corentin kaybolmuştu. Onu bulmuş ama alamamış."

Fiona şaşırarak 'neden' diye sordu.

"Gelmek istemedi. Gelemeyeceğini söyledi."

"Nerede peki? Kiminle?"

Azrail bir süre bekledikten sonra 'Mathilda, Kate ve diğerleriyle' dedi. Corentin'i onlar mı alıkoymuştu? Mathilda dirildiği vakit Corentine tuhaf bakıyordu zaten. Hemen bu durumu düzeltmeliydim.

"Onu geri getireceğim. Götür beni."

"İkizlerden yardım alabiliriz. Toplu daha güçlü oluruz."

Fiona'nın tavsiyesine karşılık önce ikizlere uğramış ve durumu anlatmıştık. Onlarda bizimle geliyordu. Fiona Mathilda konusunda biraz çekingendi. Bu yüzden ikizlerin yanımızda olması daha mantıklı olurdu. İkizlerle birlikte bölgeye geldiğimizde cinlerin bakışlarına maruz kalmıştık. Askerler sağ köşeye doğru sıra halinde ilerliyorlardı. Anlaşılan karşı taraf da boş durmuyordu. Büyük bir bina kurdurmuşlardı. Burada mı kalıyorlardı? Binaya doğru ilerlerken önümüzü askerler kesti. Ama bunlar sıradan askerler değildi. Gece bekçileriydi!

Esya şaşkın bir şekilde 'gece bekçileri' dedi.

"Onlar sizin zamanınızda var mıydı?"

"Elbette. Onlar yer yüzü var olduğundan beri varlar."

İşte şimdi olaylar tuhaflaşıyordu. Gece bekçilerini uzun zamandır görmüyordum. Onları kendi taraflarına mı almışlardı? Esya birden sinirlendi ve 'gecenin kraliçesi benim. Yanlış taraftasınız' dedi. Yine dudakları siyahlaşıyor ve tırnakları uzuyordu. Gerçekten sinirlenmişe benziyordu. Kanatlarıyla havalandıktan sonra 'bu ne cürret!' diye haykırdı.

"Bu beni aşağılamaktır!"

O sırada binadan Mathilda yardımcısıyla birlikte çıktı. Ardından ise Kate geldi.

"Onlar artık gece bekçileri değiller. Onlar tüm günün bekçileri. Seni aşağılamak mı? Amacım tam olarak buydu zaten!"

Mathilda'nın kahkahasına karşılık Kate sadece gülümsedi. Mathilda'nın özgüveni beni aşırı sinirlendiriyordu. Fiona bakışlarını Mathildaya kilitledi ve sert bir şekilde konuştu.

"Yine aynı hatayı yapıyorsun. Konuşmuştuk seninle."

Mathilda başını iki yana salladı ve devam etti.

"Hayır Fiona. Benim tarafımda ol. Çok güçlü olacağız. Hükmedeceğiz."

Bu ne cürretti böyle? Şu an güçlü taraf bizdik. Neye güvenerek böyle konuşuyorlardı? Fiona Mathildaya hayal kırıklığıyla baktı.

"Asla düzelmeyeceksin değil mi?"

Derin bir nefes aldı ve ciddi bakışlarını yüzüne yerleştirdi. Şimdi kendinden emin ve tereddütsüz duruyordu.

"Düzelmediğin sürece Mathilda seni düşmanım ilan ediyorum. Düzeleceğine inancım az olduğu için ölene kadar düşman kalacağız. Artık seni korumaya çalışmayacağım ya da senin için kendimi tehlikeye atmayacağım. Atalanteye bağlı kalacağım!"

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin