Bölüm 35

25.2K 2.1K 597
                                    

Medya ATALANTE.

.......

Sert esen rüzgarın soğuğuna dayanamayarak gözlerimi açtım. Kendimi yine bilmediğim bir yerde buluvermiştim. Bu sefer nasıl görüntülerle karşılaşacağımı bilemiyordum. Fiona hakkında gördüklerim beni fazlaca şaşırtırken bugün nelere şahit olacağımı merak ediyordum.

Yattığım yerden doğruldum. Aşağısı denize bakan yüksek bir uçurumun kenarındaydım. Burada neden var olduğumu sorgularken iki küçük kız çocuğunu gördüm. Biri siyah saçlı somurtkan bir tip iken diğeri sapsarı saçlarıyla etrafına ışık saçan tatlı bir tipti. Sarışın olan siyah saçlı olan küçük kızın kolundan tutarak "sana bir hediye vereceğim Esya" dedi. O anda bu iki küçük kızın Esya ve Şaya ikizleri olduğunu anlamıştım.

Esya hafif gülümsedikten sonra "neymiş merak ediyorum" dedi. O sırada Şaya arkasında sakladığı minik oyuncağı gün yüzüne çıkardı. Oyuncağı kardeşine uzattığında anlamaz bir biçimde baktı Esya.

"Bu nedir?"

"Bu bir kanat Esya. Senin için."

Esya Şaya'nın elinde oyuncağı aldığında teşekkür etmeyi bir kenara bırakalım sevinmedi bile. Bu kızın artık tamamen bu huyda olduğuna kanaat getirmiştim. Bize özel bir davranış değildi. O sırada Esya "bunu nereden buldun?" diye soru yönelttiğinde Şaya cevap vermedi. Bir şeyler saklıyor gibiydi.

"Söyleyeceğim ama annemize demek yok. Bu bir sır."

Esya bir müddet Şaya'ya baktıktan sonra başını olumlu anlamda salladı ve elini çarpı işareti yaparak 'kardeş sözü' dedi.

"Bunu bana yaşlı bir kadın verdi. Oldukça tuhaf bir kadındı."

Esya şaşırdığında ben de şaşırıyordum. Bu oyuncağı Şaya yaptı diye biliyordum. En azından Lohga bana öyle söylemişti. Onun da bilmeme ihtimali var mıydı peki? Olabilirdi.

O sırada kim olduğunu bilmediğim bir kadın iki kardeşin ismini kızarcasına bağırarak buraya doğru koştu.

"Size uçurum kenarına gelmeyeceksiniz demedim mi ben? Tehlikeli olduğunu kaç defa anlatmam gerekiyor?"

Şaya elinde oyuncağıyla oynarken başını önüne eğmiş üzgün duruyordu. Şaya 'Özür dileriz anne' dedikten sonra Esya o minik bedeniyle bile kızarcasına kaşlarını çatmış ve konuşmuştu.

"Tehlikeli olduğunu biz de biliyoruz anne. Yine de geliyoruz ve gelmeye devam edeceğiz. Burası Şaya ile benim ortak alanım."

Annesi yine sakin kalmaya çalışarak 'sus bakayım cevap verme anneye' demiş ve Esyayı azarlamıştı. O sırada gözüne oyuncak kanat takıldı. Şaya'nın elinden alarak inceledi ve sordu.

"Bunu nereden aldınız?"

Şaya başını eğdiğinde ne cevap vereceğini bilmiyor gibiydi. Bu durumu Esya kurtardı.

"Şaya benim için yapmış anne. Bu hediye benim için."

Annesi biraz şüphe izleri taşıyordu suratında. Esya çoktan annesinin elindeki oyuncağı almıştı bile. Annesi bir müddet bekledikten sonra ikisinin de elinden tutarak iki kardeşi götürdü. Burada bir sırlar dönüyordu ama ne olduğunu bilmiyordum. Bu oyuncağı Şayaya kim vermişti? Özel olacaklarını nasıl biliyordu ve Şaya neden o kadın için tuhaf olduğunu söylemişti? Gerçeklerin gün yüzüne çıkacağı günü bekleyecektim.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin