Bölüm 39

24.8K 2K 1.2K
                                    

Okumaya devam eden herkese teşekkürlerimi sunuyorum...❤️

.......

Bir müddet Erastus'un yüzüne baka kaldım. Corentin böyle söylememiştir. Erastus yanlış anlamıştır! Ne kadar söylediğime kendim inanmasam da bunu içimden yineliyordum. Bir hayal kırıklığı daha yaşamak istemiyordum. Hele ki Corentine güvenirken...

'Bu doğru değil' dedim gülerekten. Erastus ise hiç yüz ifadesini değiştirmeden 'evet bu doğru' dedi sert bir biçimde.

"Neden böyle bir şey yapmak istesin ki?"

"Çünkü korkuyor."

"Neyden korkuyor?"

"Senin onu sevmemenden. Beni sevmenden."

Gerçekten dokuz yaşındaki minik çocukların 'o benim, hayır o benim' kavgasına dönmüştü. Bu kadar yeterdi.

"Gerçekten yeter! Aranızda kalmayacağım Erastus. İkinizi de seviyorum. Bana yardımcı oldunuz, yeri geldi korudunuz. Asla aranızda bir tercih yapmayacağım. Corentin bugün eve döndü. Ya eşyalarını alır geri gelirsin ya da artık bu saçmalıkların arkasına sığınarak aklımı karıştırmana müsaade etmeyeceğim. Ve olmak istediğin yerde olursun."

Geri dönmek için yeltendiğimde Erastus kolumdan yakaladı.

"Benim olmak istediğim yer senin yanın Despina. "

Kolumu ondan kurtararak konuşmaya devam ettim.

"O zaman eve geri dön. Ailen seni merak ediyor ve ben suçlu durumda oluyorum. Corentin ile konuşup bu konuyu kesin sonuca kavuşturacağım. Gerçekten dönmek istiyorsan yarın eşyalarını alıp eve dön."

Herhangi bir cevap beklemeden arkamı dönerek eve ilerledim. Bahçede Adonisi gördüğümde beni durdurdu.

"Kızgın mısın?"

"Hayır sana kızgın değilim Adonis."

"Peki seni daha fazla tutmayacağım. Sonra görüşürüz."

Adonis, Erastus ile konuştuğumuz yere doğru ilerlerken Hermia ile Menos'un karşıda şakalaştığını gördüm. Mutlu görünüyorlardı ve tabii biraz da aşık. Ne kadar kabul etmeseler de bu böyleydi. Artık bu ilişkinin abi kardeş ilişkisi olmadığına kesin kanaat getirmiştim.

Eve girdiğimde salonda Corentin oturuyordu. Ona fazlaca öfkeliydim. Hatta ona şu an yumruk atmak istiyordum. Bir yandan ise bir açıklaması olabileceğini düşünüyordum. Öyle olmasını umut ediyordum.

Elimden geldiğince suratsız kalarak merdivenlere yöneldim. Bana doğru gelecek gibi olsa da surat ifademi gördüğünde geri yerine oturdu. Odama çıktığımda Azrail oradaydı. Onunla hemen konuşmalıydım.

"Sana bir şey danışmalıyım. Yemin büyüsünü bozabilmenin bir yöntemi var mı?"

"Hayır Atalante. Yemin büyüsü ancak yemini gerçekleştirdiğinde bozulur."

İşte bu hiç iyi olmamıştı. İçimden lanet okuyarak Azrail ile konuşmaya devam ettim. Ona baştan sona olan olayları anlattığımda beni sözümü kesmeden dinledi. Sonra ise hiç hoşuma gitmeyecek bir öneride bulundu. Üstelik bu duruma sinirlenmişti.

"Bu büyüyü bozamayız Atalante. Yapman gereken tek şey onunla konuşup bu işi çözmen. Aslında ikinci bir seçenek daha var. Onun boğazını kopartıp ikiye ayırabilirim. Böylece yemin ölen kişi ile bozulur."

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin