Bölüm 32

29.1K 2.2K 833
                                    

.......

'Moneta'nın mı' diye fısıldadım doğrulamak istercesine. Shelley başını 'evet' anlamında salladı. Lohga'nın bile bulamayacağı kadar korunan bir büyüye sahip oluşu ve Azrailin büyüsünü kırabilecek kadar güçlü oluşu bu kitabın çok değerli olduğunun göstergesiydi. Ve en önemli detay ise bu kitabın cinlerde olmasıydı.

Neyle karşı karşıya olduğumuzu tam anlamıyla çıkaramıyordum. Fiona bu büyü kitabı hakkında detaylı bilgiye sahip olmalıydı. En kısa sürede ondan bilgi edinmeliydim. Şimdi ilgilenmemiz gereken başka bir sorun vardı. Büyücüler.

"Peki Kisor büyücüsünün nerede olduğunu biliyor musunuz?"

Mahzenden çıkarken Shelley sorumu cevapladı. 'Evet' dedi gözlerini kaçırarak. Sonra ise cümlesine devam etti.

"Cinler tarafından tutsak ediliyor."

Duyduklarım karşısında oldukça şaşırırken bu duruma anlam veremiyordum. Kisor büyücüsü neden tutsak edilmiş olabilir ki? Zaten onların tarafındaydı.

"Kendi tarafında olan birini neden tutsak etsinler? Pek inandırıcı gelmiyor."

Bahçeye girdiğimizde Shelley durdu ve öfkeli gözlerle konuşmaya devam etti. Aniden öfkelenmesi ve savunmaya geçmesi afallamama sebep olmuştu.

"Hiçbir şey bilmiyorsun. Kisor büyücüsü zorunlu olarak onlara hizmet ediyordu. Moneta'nın büyü kitabındaki büyüleri cinler henüz kullanamıyordu. Sadece bir büyü hariç. Ruh bağlama büyüsü. Bu sayede Kisor büyücüsünü yanlarında tuttular. Şimdi ise başka büyüleri de çözdüler. Kitapta hala çözülmeyi bekleyen birçok büyü var."

Olaylar aklımda bir bir dolanırken tek bir sorunun cevabını merak ediyordum. Kisor büyücüsü zorunlu kaldığı için mi bana ihanet etmişti? İhanetin bahanesi olmazdı ama nedense hemen yumuşamıştım. Onunla karşı karşıya geldiğimizde onunla bu konuyu konuşmayı ve beni ikna etmesini istiyordum. Ne olursa olsun bana çok yardımcı olmuştu. Buraya çekilmemin bir tesadüf olmadığını biliyordu. Elbette bu konuda bir fikri vardı. Buna rağmen risk almış ve beni korumuştu.

"Büyücüler nerede işkence görüyor?"

Shelley'in sorum karşısında parıldayan gözleri mutluluğun ifadesiydi. Yerinde kıpırdandı ve olduğundan daha hızlı konuştu.

"Kosip dağı ve yamaçlarında. Her biri farklı yerlerde tutuluyor."

Cinlerin bir oyunu olmuş olma ihtimali çok yüksekti. Beni oyalamak için gerekli icraatları sergiliyorlarmış gibi hissediyordum. Belki de diğer büyüleri çözene kadar oyalanmalıydım. Bu olmayacaktı. Büyücüleri kurtarmadan önce kitabı almalıydım. Bunun için ise ilk Fiona'nın yanına gitmeli ve yardım istemeliydim. Azraile bile karşı gelen büyüye sahip bu kitabı tek başıma alamazdım.

Azraile dönerek 'kitabı onlardan almalıyız' dediğimde Shelley hızla koluma atıldı ve beni sarsarak 'ilk büyücüleri kurtarmalısınız' dedi. Azrail Shelleyi bileğinden yakaladı ve geriye itekledi.

'Sakin ol' diye bağırdım kendine gelmesi adına. Marija irkildiğinde kendime kızdım. Benim sakin davranmam gerekirdi.

"Beni oyalamak adına her şeyi yapacaklar. Büyülerin hepsini çözmeden onlardan almalıyız. Sonrasında kitabın çok değeri kalmayacak."

Shelley sakinleştiğinde 'haklısın' dedi.

"Ama lütfen acele edelim. Zaman geçtikçe dayanamayanlar ölüyor."

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin