Bölüm 27

31.5K 2.4K 1.1K
                                    

Mükemmel okurlarlara merhaba! Ve iyi okumalar! 🖤

........

Bize fazlasıyla tanıdık gelen bu adam karşımızda tek kelime etmeden dikiliyordu. Azrail onu tanıyor olamazdı. Yine de kim olduğunu soracaktım.

"Bu beyefendi kim?"

Azrail yanıt vermeden adam cevapladı.

"Beni tanıyorsun Despina!"

Onu uzun süre süzdüm. Tanıyamıyordum. Diğerlerine baktığımda Hermia yorgun haliyle onu tanımaya çalışıyor, Corentin ve Erastus ise çatık kaşlarıyla adamı süzüyordu. Adam diğerlerine dönerek konuştu.

"Sizler de tanıyamadınız mı? Bir kişi daha vardı aranızda. İsmi Menos."

Menos da kimdi? Neler oluyordu? Hiçbir şey anlayamıyordum dediklerinden. Hermia 'Menos' diye fısıldadı.

"Menos da kim? Hiç yabancı gelmiyor ismi."

Durum fazlasıyla karmaşıktı. Azrail yönünü bana çevirerek yankı yapan sesiyle konuştu.

"Atalante! Ruhunda gördüğüm minik deliğin sebebini şimdi anlıyorum. Zihninden silinen parçaları görebiliyorum. Doldurulmayan bir boşluk. Aynı şekilde arkadaşlarında bu durumda. "

Zihnimden silinen parçalar mı?

'Biliyordum' dedi adam.

"Beni tanıyan kimse hatırlamıyor. Aynı şekilde Menosu da."

Biz birini tanıyorduk ve aynı zamanda tanımıyorduk. İkilem arasındaydık.

"Nasıl yani? Anlayamıyorum!"

Azrail 'izin verirsen düzelteyim Atalante' dedikten sonra başımla onay verdim. Buz gibi soğuk siyah ellerini başımla sardığında olmayan yüzü oldukça yakındı. Minik bir fısıltıyla fısıldadı. Ardından ise yüksek bir baş ağrısı ile baş başaydım. Bazı anılar oturuyordu aklıma. İnanamıyorum! Bu adam ismini bilmediğimiz ve ona siyahlı adam dediğimiz kişiydi. Büyük kabile cinlerine benzetmiştik. Kendisinin söylediği bir cümleyi hatırladım.

-Sana sadece bu tipte görüneceğim. Başka birisi benim adıma yanına gelirse ben değilimdir.

Tam da o gün bana gösterdiği görünüşündeydi. Mavi gözler hafif sarı saçları. Anılar bir bir geliyordu. Büyük kabile cinleriyle ilk karşı karşıya geldiğimizde bizim yanımızda yer alması ve Corentinle diğer cinlerden kaçıştığımız gün onu ilk görüşüm. Onu tanıyordum. Siyahlı adam. İsmini hala bilmediğim ama tanıdığım kişi.

'Sen' dedim işaret parmağımı ona doğrultarak.

"Seni tanıdım. Siyahlı adamsın sen. Büyük kabile cinlerinden. Bana bu görünüşe görüneceğini söylemiştin."

Adam rahatlamışcasına nefesini dışarıya verdi. Erastus sinirle araya girdi.

"Onu nereden tanıyorsun?"

"Siz de tanıyorsunuz. Hermia hatırlamıyor musun?"

Hermiadan cevap beklerken Hermia bir müddet daha süzdü siyahlı adamı.

"Deniyorum ama hatırlayamıyorum."

Azraile döndüm.

"Menos kim? Onu da hatırlamak istiyorum."

"Tabii ki Atalante."

Aynı işlemi tamamladığında baş ağrım artsa da umursamadım. Dengemi biraz kaybetmiştim. Azrail ise bu durum karşısında beni sıkıca tutmuştu. Beni koltuğa oturttuğunda başka anılar canlanıyordu zihnimde.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin