Bölüm 37

26K 2K 694
                                    

Herkese yeniden merhaba! Keyifli okumalar...

Medya Şaya.
..........

Şokun etkisinden çıkarak bana atılan cini yere serdim. Gördüğüm kadarıyla bir çok cin geri adım atmış ve kaçmıştı. Şaya ve Esya ekipmanlarına sahip olmamalarına rağmen iyi dövüşüyorlardı. Şaya koluna bir kılıç darbesi yediğinde Esya hiddetlenerek cini yere serdi. Shelley ve ekibi büyücüleri mağaranın içinde bekletiyordu. Onları koruması için ben göndermiştim onu.

Okka yakaladığının kafasını dişliyor ve diğer tarafa fırlatarak bedenini ayırıyordu. Fiona bir yandan Okkayı koruyor diğer yandan ise büyüyle saldırıyordu. İkizler ise yan yana savaşıyordu. Uzun yıllar sonra antreman yapıyor gibilerdi. Bu durumdan memnunlardı. Ne de olsa burası onların mekanıydı.

Bir çok cin geri adım attığında büyük kabile cinleri de geri çekiliyordu. Bu sefer onları kaçırmak istemiyordum. Yine başımıza dert açabilirlerdi. Ama malesef ki elimizden kaçırmıştık.  Onlara doğru yöneldiğimde bir çok cin kendilerini önüne atarak ölmeyi göze aldılar. Çok fazla sadıklardı. Bu hiç de işimize yaramamıştı.

Cinler geri çekildiğinde büyücüleri mağaradan tekrar çıkardık. Kisor büyücüsü ilk olarak yanımıza geldi. Azraile dönerek 'kitaptaki büyüleri nasıl engelledin?' diye sorduğunda Azrail büyüleri çözdüğünü ve karşıt büyüleri de planladığını açıkladı. Bunun üzerine Kisor büyücüsü büyük kabile cinlerinin Kisor büyücüsünün ruhunu kendine bağladığını anlattı. Azrailden büyüyü bozmasını rica ettiğinde Azrail benden onay bekledi. Kabul ettiğimde büyüyü bozdu. Kitabı çözmemiz çok işimize yaramıştı. Kisor büyücüsü bana dönerek konuştu.

"Büyücüler artık farklı yerleşkelerde kalamazlar. İzin verirsen evinin etrafında yaşam alanı sürsünler. Evlerini oraya yapsınlar. Sana yardımcı oluruz her konuda."

Kisor büyücüsünün söyledikleri duymak istediğim şeylerdi aslında. Bunu kabul ettim. Bütün büyücüler evlerine eşyalarını toparlamak için bölgeden ayrıldılar. Kisor büyücüsü de gitmek istediğinde yardım için yanında Kevin da gitti. Şimdi Azrail, ikizler, Fiona, Okka ve ben kalmıştık. Fiona Şaya ile konuşurken gülümsüyor Esya ise sürekli burun kıvırıyordu. Bu davranışlarına alışıyordum. Hatta hoşuma bile gitmeye başlamıştı. Şaya Okkayı sevdikten sonra bana döndü. Onunla hemen konuşmalıydım.

"Nerede kalacaksınız? Yani ne zaman uzunca bir konuşma yapabiliriz?"

Şaya konuşmadan Esya araya girdi.

"Tabii ki burada kalacağız. Tepeye bir ev kurdurturuz. Ev kurulana kadar da eski evimizde kalacağız."

Daha sonra Şaya devam etti.

"Ev bir kaç güne yapılır. Sonra seni özel içeceğimden içmeye davet ederim. Hem de uzunca bir konuşma yapabiliriz."

Şaya'nın teklifini kabul etmiştim. Konuşmayı şimdilik erteleyecektik. Şaya Azrail ile de selamlaştıktan sonra ayrılıyorduk ki Şaya durdu ve aklına takılan soruyu sordu.

"Şimdiye kadar hep aynı tarafta olduğumuz kişiler dirildi. Yarın kimin dirileceğini biliyor musun?"

"Hayır Şaya. Lohga ile görüşmeliyim. "

Esya kaşlarını kaldırarak 'Lohga demişken binaya giremememiz büyük bir ironi. Bunu da ev ziyaretimize geldiğinde konuşacağız.' demiş ve bu sinirli söylemine karşılık Şayadan bir dirsek darbesi yemişti.

"Her şey ortak bir çözüme kavuşur. Şimdilik görüşürüz Atalante."

Şaya'nın sıcak tavrına karşılık gülümsemiş ve gitmelerini izlemiştim. Fiona sessizliği bozarak konuştu.

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin