Bölüm 38

24.4K 2K 690
                                    

Keyifli okumalar... ❤️

Medya Esya.

......

Hermia sinirle burnundan soluyordu. Ben ise sadece pişmandım. Onlardan böyle bir şey bekliyor muydum? Erastus'tan belki ama diğerlerinden hayır! Onların yaptığı hatayı Corentine yüklemeyecektim. Düşünmeyecektim artık evet ama Corentini bulacaktım. Eğer o da herhangi bir hata yapıyorsa artık onu da umursamayacaktım.

'Aptallar' dedi Hermia koşar adımlarla yürürken. Sonra durdu ve 'yok bu böyle olmaz. Dönüp ağızlarını burunlarını kıralım yoksa ben bu gece rahat uyuyamam.' dedikten sonra geriye yöneldi. Onu kolundan tutarak durdurdum.

"Boşver Hermia. Buraya gelmek saçmalıktı zaten."

Hermia sesimdeki üzüntüyü fark ettiğinde biraz yumuşadı. Ona Corentini bulmaya gideceğimi söylediğimde benimle birlikte yola devam etti.

"Umarım Corentin de parti vermiyordur."

İmalı cümlesine karşılık sadece güldüm. Aslında kafa yormamız gereken daha önemli konular vardı. Biz ise belamızı arıyorduk. Onları umursuyor olmam demek kendimden taviz vereceğim anlamına gelmezdi. Artık böyle olacaktı bu işler.

Uzun süre yürüdükten sonra Corentin'in sığınağına gelmiştik. Burayı bulmam epey zamanımı almıştı. Sürekli ağaç köklerine anahtar sözcüğü okuyor ve bekliyordum. Herhangi bir kıpırdama olmayınca yanlış yere geldiğimi fark ediyordum. İşkence gibi gelen vakitte dolaşıp durduktan sonra nihayet Corentin'in mekanını bulabilmiştim. Anahtar kelimeyi okuduğumda toprak dipten kaydı ve merdivenleri açığa çıkardı. Corentin şifreyi değiştirmemişti anlaşılan. Tabii bir de Hermia'nın art arda sıralanmış sorularına maruz kalıyordum.

Buraya ne zaman geldin?...Corentin'in neden bir sığınağı var?....Aşağıda kötü bir şey olmadığını nereden bileceğiz?.....Sen oraya indin mi peki?...

Daha fazla soru sormaması için elimi Hermian'ın dudaklarına götürerek 'artık sus lütfen' demiştim. O ise bir müddet bekledikten sonra kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Ben de ona eşlik ediyordum. Hermia böyle geveze bir kız değildi oysaki. Gülme faslı sona erdikten sonra merdivenlerden aşağıya indim. Hermia da benim peşimden gelerek aşağıya benimle birlikte indi. Anahtar sözcüğü tekrar fısıldadığımda toprak tepeden kayarak sığınağı örttü. Hermia yanımda huzursuzca kıpırdandığında elini tuttum ve 'sakin ol' dedim. Başını onaylarcasına salladıktan sonra koridor boyunca yürümeye devam ettim. Burada bir çok oda vardı. Hangisine gireceğime karar veremiyordum.

İlk odanın kapısını açtığımda kapı gıcırdayarak geri gitti. Odada kimse yoktu. İkinci kapıyı açarak odaya girdiğimde arkamdan biri boynumu tutarak bıçağı bastırdı. Hermia telaşla 'sakin ol Corentin biziz!' diye bağırdığında bıçak boynumdan indi.

"Sana bir şey yapabilirdim!"

Corentin sinirle söylediği cümlenin ardından kolumu tutarak 'iyi misin?' diye sormuştu.

"İyiyim sorun yok. Biz seni merak etmiştik."

Corentin tam gözlerimin içine bakıyordu. Buraya gelmemiz onu memnun etmişti anlaşılan. Gözleri parıldıyordu. Daha fazla göz teması kuramayarak gözlerimi ondan çektim ve odada gezdirmeye başladım. Corentin ise odadaki koltukları göstererek 'geçin oturun' demişti.

Koltuklara oturduktan sonra konuşmayı beynimde kuruyordum. Onu geri nasıl çağırabilirdim ki?

"Neden gittin? Bizimle kalmayacak mısın artık?"

ATALANTE | [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin