Bölüm On Altı - Davet

329K 20.6K 50.7K
                                    

Veee, yeni bölüm g-e-l-d-i!!!

Hem de uuuuupuzun bir bölüm!

Öhöm, Cuma günü saat 19:00'da sulisindunyasi isimli instagram hesabımdan bir canlı yayın açacağım.

Aynı zamanda bu bölüm Efsan'ın giydiği muhteşem kıyafetin fotoğrafını da instagram hesabımdan paylaşacağım!! Burada:

Aynı zamanda bu bölüm Efsan'ın giydiği muhteşem kıyafetin fotoğrafını da instagram hesabımdan paylaşacağım!! Burada:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sizi seviyorum, uzun bir bölüm oldu, uzun yorumlar bekliyorum!

Bu bölüm oy hedefi: +1000

Bu bölüm yorum hedefi: +1000

Bölüm ithafları: bangtankizi, nesi-lilo, bobrektasiyim, birminikokuyucu0

Yorumlarınız bana ilham ve yazma şevki veriyor, iyi ki varsınız, hep benimle olun!

Bölüm On Altı - Davet

La isla bonita (Bu bölümün şarkısı. Multimedya kısmında var.)

"Efsun," dedi Alaz bir daha fısıltı gibi çıkan sesiyle, ferah soluğunun yüzüme ulaşmasını sağlayarak. Sonrasında ekledi. "Kalbin, gerçekten başkası için de böyle atıyor mu?"

Daha önce kaç kez böyle kapana sıkışmıştım bilmiyordum. Daha da doğrusu, hiç böyle kapana sıkışmış mıydım, onu bile bilmiyordum. Daha önce hiç cevap vermekte bu denli zor bir soruyla karşılaşmamıştım, buna emindim. Öyle bir andı ki, deli gibi yalan söylemek istiyordum. Ama sanki dudaklarımı açsam, benden bağımsız bir şekilde doğruları itiraf edecekler gibiydi.

Alaz'ın siyah gözleri işinde uzman bir polisin, şüpheliye sorgu sırasında attığı bakışlarından daha etkileyiciydi. Yalan söylemeye kalksam, iç sezilerimi aç bir kartal gibi, büyük bir dikkatle kapar ve doğruları öğrenmiş olurdu.

''Yalanı unut Efsan,'' diye uyardım kendimi içten içe.

Öyle yakındık ve öyle bir göz hapsindeydim, bu konular hakkında öyle beceriksizdim ki, bu konumda kalbime nasıl söz geçireceğimi, onu nasıl sakinleştireceğimi bilemiyordum. Nefes alsam, kokusu yakıyordu ciğerlerimi, efsunu kaplıyordu tüm zihnimi; almasam, donmuş bir tavşana benzemeyeceğimden şüpheliydim.

Tek kaşı bir yanıt bekler gibi havaya kalktığında kendime gelebilmem için yutkundum. Ardından, Alaz'ın altında değil de üstünde olduğumu nihayet idrak edebildim. Bu, üzerinden kolay bir şekilde kalkacağımın işaretiydi. Kaçmak, zor durumlarda yapılacak en iyi hamlelerden biriydi.

Alaz, onlardan çıkacak bir cevabı beklediği dudaklarımı araladığımda gözlerini gözlerimden ayırmadı.

Sonunda kendimi toparlayabildim ve ''Oyun bitti,'' diyerek beni engellemesine fırsat vermeden ayağa kalkmak için hareketlendim. Lakin belimden kavrayan büyük elleri bunu imkansızlaştırıp, beni üzerinde tuttu. Kaşlarım çatılırken, ''Ne yapıyorsun?'' dedim şaşırmış bir şekilde. ''Oyun bitti dedim.''

KARANLIĞIN ŞEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin