4. Bölüm

139K 6.4K 644
                                    

Keyifli okumalar 🏵️

___

Kulaklığımı takarak evden çıktım. Dün gece Ata'nın son yazdıkları moralimi bozmuştu. Eskiden her gün konuşuyorduk,konuşmadığımız zamanlarda bile ben onun her hareketini biliyordum. Onu tanıyordum, tanıdığıma emindim. İlk yazdığımdan beri soğuk tavırları, ters cevapları beni şaşırtıyordu. O böyle biri değildi ki. Tamam, her yazana cevap verip konuşan biri olmasını da istemiyordum ama insan kendisine olunca bekliyordu işte. Belki de bencillikti bu. 

İlk gelen minibüse binip kenardaki boş bir yerde durdum. Sırtımı arkamdaki cama yaslayıp dalgınca akan yolu izlemeye başladım. Yazmakla iyi mi etmiştim, bilmiyordum. Hep böyle mi gidecekti? Yazacağım, cevap verecek sonra yine kalbim kırılacak. Okulun durağına geldiğimizde inip yürümeye başladım.Ağır adımlarla sınıfa girip selam verdiğimde tekrar aşağıya inmek için merdivenlere yöneldim. Kardelen'in gelmesini bekleyecektim. Artık bir rutin haline gelmişti bu. 

Merdivenlerden inerken yukarı çıkan Ata ile başımı eğdim. Eskiden olsa hep günaydın derdik birbirimize. Ama ne olduysa 2 sene önce olmuştu ve biz doğru düzgün konuşamaz olmuştuk artık. En sonunda ben de umursamamaya çalıştım. Ama sadece çalışmak ile kalmıştım. "Günaydın"

Duyduğum sesle başımı kaldırırken şaşırmıştım. "Günaydın" Duvara yaslanarak bana baktığında bende durmuştum. Neden öyle baktığına anlam veremezken aşağı inmek için hareketlendiğimde konuştu. "Nasılsın?"

"İyiyim, sen?" İstemsizce sesimden şaşkınlığım belli olmuştu. Yüzünde hafif bir tebessüm oluştuğunda; "Ben de iyiyim."dedi.

Aramızda bir sessizlik oluştuğunda kaşlarımı kaldırdım. "Bir şey mi oldu?"

Kafasını iki yana salladı. Anlamayarak ona bakmaya devam ettim. " Peki, görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz."

Kafasını sallayıp yukarı çıkmaya başladı. O gittiği gibi arkamdaki duvara yaslandım. Bu neydi şimdi? Geç kaldığımı fark ederek hızlı adımlarla aşağıya indim. Kantine girdiğimde boş bir masada oturan Kardelen'i gördüm. Arkadan boynuna sarılıp gülümsedim. Elinde gördüğüm karam ile hızla ondan uzaklaştım. Karşısına oturup kedi gibi eline bakmaya başladım. Bu çikolataya resmen aşıktım. Tabii biricik arkadaşım da öyle. "Günaydın" dedim neşeyle.

"Günaydın ama bu neşe çikolata içinse, unut sen onu." Heyecanla etrafa bakıp tanıdık biri olup olmadığını kontrol ettim. Elimi çenemim altına yerleştirip konuşmaya başladım. "Biz Ata ile konuştuk."

Göz devirdi. "Bilmediğim bir şey değil. Daha geçen gün yazmadın mı zaten sen ona? Normal bir şey bu."

Yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan açıkladım. "Öyle değil, bu sabah konuştuk. Gerçi kısacık bir andı ama olsun. "

Şaşkın gözlerle bana baktı." İnanmam." Gözlerimden ciddi olduğumu görünce merakla ekledi. "Nasıl ya? Bildiğimiz Ata mı?"

Kafamı sallayıp anlattım. "Kısa falan deme, bu bile bir gelişme o Ata için." diyerek fikrini belirtti. Elindeki çikolatayı konuşma arasında açıp bölmüştü bile. Keyifle yiyip cevap verdim.

"Öyle tabii de mesajlaşırken çok soğuk. Hatta tersliyor diyebilirim. Değiştiğini düşünüp ona bunu söyledim , daha çok tepki verdi. Hayır bir bilse onu ne kadar tanıdığımı anlayacak ama işte, yok."

 "Bir süre böyle devam et istiyorsan, daha sonra açıklama konusunda karar verirsin. Belki de onun düşüncesi değişir."

Başımı sallayarak onayladım. Kantindeki saate bakıp ayaklandı. "Hadi bakalım,beden dersine. Sen de doya doya izlersin artık enişte beyi."

Gülerek ayağa kalktım. Sınav senemiz olduğundan beden dersinde çok fazla üstümüze dikkat etmiyorlardı. Ben de uğraşmayı sevmediğimden bazen hiç değiştirmiyordum bile. Voleybol oynarken de pek zor olmuyordu. Sadece yanımızda yedek tişört getiriyor, onu değiştiriyorduk. Salona girerken alt bahçeden bu tarafa yürüyen Ata'yı gördüm. 

Bölümü nasıl buldunuz?
Yorumlarınızı ve tepkilerinizi merak ediyorum.
Gelecek bölümde görüşmek üzere 🌸

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin