Basketçi | Yarı Texting/ Tamamlandı

67. Bölüm

Keyifli okumalar🌸

___

Maalesef pazartesi günü gelmişti. Havadan dolayı herkes salonda bir şeyler yapıyordu. Basket oynayanlar bir köşede voleybol oynayanlar bir köşedeyken biz de boş bulduğum bir kenara oturmuş geçen haftasonu hakkında konuşuyorduk.

Ata'nın annesi gerçekten çok tatlı bir kadındı. Ne kadar konuşmaya devam edecek olsak da Ata geldikten sonra annesi onu kovsa da gitmemiş bizimle durmuştu. Ben de çok fazla durmadan kalkmıştım zaten.

Okula ne kadar gelme desem de - ki annesinin de dediğine eminim - gelmişti. Kendini daha iyi hissettiğini söylüyordu. Karşımda atış yapan Ata'ya baktım. Yine söz dinlememişti işte. Küçük çocuk gibiydi bazen. Kardelen'in asık suratı dikkatimi çekti.

"Noldu? Senin moralin bozuk belli." Gözleri oynadığı elindeydi oturduğumuzdan beri. Eren'in de ara ara ona kaçamak bakışlar attığını görüyordum zaten. Aralarında bir şey olmuştu. Ama ne?

"Hiç. Canım sıkkın öyle" Kafamla omzunu dürttüm. "Neye sıkkın işte? Tahminim var da olayı çözemedim. Ne yaptınız cumartesi günü? Nereye gittiniz? "

"Konuşmasak?" Elimi koydum elinin üstüne destek vermek için. "Konuşmazsak daha da kötü olucaksın biliyorum seni. Anlat hadi"

Derin bir nefes verdi sıkıntıyla. "Su var ya okulda. Hatırlıyor musun?" Kaşlarımı çatıp düşündüm. Kızın aklıma gelmesiyle onayladım. Cevabını alıp devam etti. "O doğum gününe çağırmıştı ya Eren'i" Yine kafamı salladım sabırsızca.

"Oraya gittik işte." Kafamı kaldırdım omzundan. Ona bakarken gayet ciddiydi. "Nasıl yani? Gerçekten gide gide oraya mı gittiniz?" Kafasını salladı. Sinirlenmeye başlamıştı sanki. "Evet. Bir de hediye almış. Gittik oraya kız tabi memnun değil beni görmekten umursamıyor. Biz geçtik bir köşeye dedim buraya niye geldik falan"

"Eee" Gözleri yerde devam etti. "Vakit geçiririz diye düşündüm falan dedi. Yanlıştı deyip kabul etti hatasını. Niye uğraşıyorsun dedim insan sevdiğiyle uğraşırmış dedi."

"NE!" Yüksek çıkan sesimle bir kaç kişi bize dönerken bunlara Ata ve Eren de dahildi. Kardelen alttan bacağımı çimdiklediğinde Ata'ya sorun yok dercesine gülümsedim. Emin olmak için hâlâ bakarken gülerek elimle önüne dönmesi için işaret ettim. Onlar oyuna dönerken bu sefer daha kısık seste sordum. "Ne dedi ne dedi?"

"İnsan sevdiğiyle uğraşırmış derler dedi işte. Ben bir şey diyemedim zaten Su geldi" Sinirle söyledim. "Allah kahretmesin onu. Biraz daha geç gelememiş mi? Ya da niye gelsin? Gelmesin hiç"

"Gelmezse olur mu hiç?" Sinirle gülüp devam etti. "Eren'i çağırdı gittiler."

"Nasıl gittiler? Eren hem götürdü hem de tek mi bıraktı? Ya ben bu çocuğu döveceğim artık. Gerçi Ata var o dövsün."

"Kim döverse dövsün umrumda değil. O da biliyor zaten"

"Ne demek biliyor? Noldu ya?"

"Baktım gelmiyor peşinden gittim. Kız beni gördüğü gibi öptü bunu."

"NE!" Sesim yine yüksek çıkarken utanıp diğerlerine dönemedim. Eminim ki Ata yine buraya dönmüştü. "Kızım şu sesine bir dikkat etsene! Anladı çocuk neyi anlattığımı"

"Nasıl öptü? Nereden?" Yüzümü buruşturdu sorumla. "Ya nereden olacak? Dudağından öptü çocuğun"

"O ne yaptı?" Omuz silkti. "İtti kızdı. Beni görünce de baya şaşırdı tabii. Gidelim falan dedim. Çıktık öyle. Dışarıda taksi beklerken olan oldu gerçi." Anlatması için beklerken bir süre durup devam etti.