64. Bölüm

37.5K 2.3K 579
                                    

Keyifli okumalar🌸

___

Gözlerinde gördüğüm ifadesizlik beni geriyordu. Daha da beteri farklı düşüncelere itiyordu. İnanmış mıydı orada yazana? Sanmıyorum. "Ata... " Adı dudaklarımdan  öyle bir çıkmıştı ki gözlerini kapattı dayanamayıp. Elinde telefonun da artık ekranı kapanmışken başını iki yana salladı.

Elimde telefonu sıkıp cebine atarken yanımdan geçmek için hareketlendi. Kolunu tuttum. "Ata gördüğün gibi değil. Sadece-"

"Sonra Arya sonra." Yine geçmek için hareketlenirken kolunu bırakmadım. "Bir dinle ama" Derin bir nefes verip bana döndü. Gözlerindeki ifadesizlik gitmiş yumuşak bakıyordu artık. "Arya... Sonra" Kolundaki elimin üstüne elini koyarak hafif okşayarak indirdi.

"Ama-" Elimi sıkıp devam etmeme izin vermezken konuştu. "Şu işi halledip geleceğim Arya. Merak etme seni dinlemeden etmeden ayrılmayı düşünmüyorum" Elimi bırakıp arkasını dönerken cevap vermeme fırsat bırakmamıştı bile. Lafını da sokmuştu beyefendi giderken.

"Bende geleceğim" Seslenmemle kantine giren bir iki kişi bize dönerken umursamadım. Ata oflayarak dururken önüne geçtim. "Arya... Çok zorluyorsun beni" Omzu silktim.

Gözlerini kapatıp açtığında bıkkınca derin bir nefes verdi. Kollarımı göğsümde birleştirirken onu izliyordum olduğum yerde. "Bak gideceğim şu meseleyi artık tamamen kapatacağım. Sonra da geleceğim konuşacağız"

"Hayır. Bir yere gitmiyorsun. Önce konuşuyoruz sonra nereye gideceksen beraber gidiyoruz. Ha illa sonra mı konuşalım diyorsun o zaman beraber gidiyoruz nereye gideceksen"

"Noluyor?" Kardelen'in sesiyle ikimizde ona dönerken Ata hızlıca yanımdan geçip Kardelen'e seslendi. "Arya'yı bırakma" Koşar adım içeri giderken peşinden gidecektim ki Kardelen kolumu tuttu. "Noluyor kızım? Ne bu haliniz?"

"Gitmem lazım. Bu ne yapacak bilmiyorum." Kolumu çekmek için bir hamle yapmıştım ki zil çaldı. "Heh! Bak zil de çaldı. Hoca yok yazar. Zaten derste önemli. Hadi girelim içeri."

"Ya anlamıyorsun! Bunlar kavga ederse işin disiplini var." Öğretmen zili de çalarken girmek zorunda olduğumu biliyordum. Hoca biraz takık olduğundan daha sonra ne olursa olsun derse de almazdı eminim.

Kardelenle birlikte sınıfa ilerlerken gözüm koridorları tarıyor görebildiğim kadar Ata'yı arıyordum. Fakat sonuç yine aynıydı. Nereye gittiğini de bilmiyordum. Sınıfa bizden hemen sonra gelen hoca direkt derse başlarken aklım burada değildi.

Ne çok uğraşıyordu bu Sude ya? Gerçekten artık fazlaydı bu. Son olaydan sonra, Ata'nın uyarısından sonra. Sıkılmıştım. Her güzel anın ardından gelen bu tarz olaylardan aşırı sıkılmıştım. Ne zaman mutlu olsak bir şey çıkıyordu altından. Neydi sıradaki?

Kardelen'in kolumdan dürtmesiyle yerimden sıçrarken ona döndüm. Gözleriyle hocayı işaret ediyordu. Hocaya baktığımda kollarını bağlamış bana baktığını gördüm. "Sana soruyorum kızım. Dinlemiyor musun sen?"

"Özür dilerim hocam. Dalmışım" Kafasını salladı iki yana. "Dalma bir daha" Kafamı sallayıp gözümü tahtaya çevirirken sınıftakilerin bakışını üstümde hissediyordum. Sizlere de bir olay olsun da hemen konuşun zaten.

Dersin bitmesine bir kaç dakika vardı ama zaman geçmiyordu işte. Bir dakika bile bir ömür gibi geliyordu bana. Saniyeleri sayar olmuştum artık. Bir de aklıma her gördüğümde Ata'nın boynunda olan Sude geliyordu.

Ellerim istemsizce kalemi sıkarken Kardelen'in gözlerini üzerimde hissediyordum. "Noldu? Anlatmadın hâlâ"

"Sude yellozu yaptı yapacağını yine." Hocanın bakışları tahtada olduğundan hızlıca cevap verip tekrar önüme dönmüştüm. "Ya bu kız niye akıllanmıyor?" Kardelen'in sesinin yüksek çıkmasıyla onu dürterken hoca da bize dönmüştü. "Ne konuşuyorsunuz siz orada?"

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin