37. Bölüm

81.5K 3.8K 536
                                    

Keyifli okumalar 🏵️

___

"Ne demek oluyor bu?" 

Sinirle mesaja bakarken sormuştum. "Beni sevdiğini söyledi evet ama oyun falan yok Arya. Neyden bahsediyor inan bilmiyorum." 

Yerimden kalkarken telefonu masaya bıraktım. "Öğreniriz şimdi o zaman."

 Hızla kantinin çıkışına ilerlerken arkamdan seslenen Ata'nın dediklerini duymuyordum bile. Sude'nin sınıfının önüne geldiğimde içeride hocanın olup olmadığına baktım. Hoca olmadığını görüp hızla kapıyı açarken zaten üç beş kişi olan sınıf bana döndü. Sude'nin sırasına giderken kulağımı tırmalayan sesi duyulmuştu bile. "Ne oluyor ya?"

"Ne demek oluyor bu mesaj?" 

İtici gülüşlerinden birini atarken sırada ayağa kalktı. Zaten zor tutuyordum kendimi bir de şu surat ifadesi iyice sinirimi bozuyordu.

" Hıııım. Derdin belli oldu senin. Yedirememişsin belli. Anlıyorum tabi sevdiğin çocuğun sevgilinin yalandan durması da zor olsa gerek. Yazık" 

Tam cevap vereceğim zaman arkamdan belimi tutan kolla geri çekildim. "Sude! Kendine gel"

"Yıllardır benden hoşlanıp söyleyemediğini biliyorum Ata. Böyle kıskançlık numaraları yapmana gerek yok. Direkt desen olurduk zaten."

Duyduklarımla kan beynime sıçradı. "Senelerdir aynı senaryoyu yazıp oynamaktan bıkmadın mı ya? Nasıl bir kafadasın merak ediyorum."

Ben gayet sakinken o sesini yükseltti. "Oynamak mı? Asıl ben merak ediyorum senin gibi bir ucuzla nasıl sevgili oldu sanıyorsun?"

"Kes sesini Sude! Arya hakkında düzgün konuş! Yoksa eski arkadaşmış demem canını yakarım!"

 Beni tutup sınıftan çıkarırken itiraz etmemiştim. En azından şimdilik. Sınıftan çıkardığı gibi kolunu ittirip merdivenlerden inmeye başladım. Spor salonuna doğru giderken arkamdan geldiği ayak seslerinden anlaşılıyordu. Salonun boş olduğunu görürken rahatladım. Hocaların seminer günü falandı sanırım. Bunları boş verip salona girdim. Arkamdan kapıyı kapatıp girerken ona hiç bakmamıştım bile.

"Arya?" 

Arkam hâlâ ona dönükken gelip önüme geçti. "Ne yani konuşmayacak mıyız?"

 Cevap vermeyip arkamı döndüm. Ondan biraz uzaklaşırken dedikleriyle durdum. "Niye bana tavır yapıyorsun? "

"Tavır yapmıyorum, sakinleşmek istiyorum sadece. "

" Doğru olmadığını biliyorsun. "

"Öyle olduğuna inanıyorum."

"Bu ne demek şimdi?"

"Daha yeni sevgili olduk ve şu olana bak. Bu hep böyle mi devam edecek Ata?"

Aramızda bir sessizlik oldu. Ağrımaya başlayan başımla daha fazla durmak istemediğimi fark ettim. Çıkışa ilerlerken arkamdan sesini duydum."Nereye?"

"Eve." 

Tek kelimeyle cevap verip çıkarken arkamdan yüksek bir ses duydum. Kapıyı çarpmıştı herhalde. Hayır ben nereyi çarpayım? Kantinden çantamı alıp çalmak üzere olan zille çıkış kapısına ilerledim. Kapının önüne geldiğimde kantine giren Atayı gördüm. Kapının açılmasını beklerken o da çantasını alıp çıkmıştı bile. Titreyen telefonumla Kardelen'in aradığını görürken ona da anlamamıştım hiçbir şeyi. Gerçi ne ara anlatacaktım ki? "Neredesin?"

"Çıkış kapısındayım. Eve gidince konuşsak olur mu?" 

O da şimdi çıkmıştı okuldan ve kapıya doğru ilerliyordu. 

"Bende beraber yürüyüp konuşalım diyecektim aslında. Ata'yı gördüm,garipti. " Aramızda az mesafe kalmış olan Ata 'yı gördüm.

 "Sen gel öyle konuşalım." 

Onaylamasıyla telefonu kapatırken üstümde hissettiğim gözlerine bakmadım. Telefonumda olan bakışlarımı kapının açılmasıyla kaldırdım. Ne şanssa yan yana kapıdan çıkarken ben kenara geçip Kardelen' i beklemeye başladım. Yandan onu izlerken bana dönüp derin bir nefes bırakmıştı. En sonunda kulaklığını takıp ilerlerken dönmesini fırsat bilip onu izledim.

Elleri cebinde kulağında kulaklıklar öylece yürüyordu. Daha sabah çok iyiyken şimdi beraber gülerek el ele gidecekken şimdi... Omzuma dokunan elle döndüm. Kardelen bana sarılırken bende ona sarıldım. Ağlayasım işte şuan gelmişti. Dolan gözlerimle belli etmek istemeyip koluna girdim. Beraber Ata ile aynı yolda ilerkerken onu minibüs beklerken gördüm. Demek bugün yürümeyecek. Göz göze gelirken gözlerimi kaçırıp kardelenle birlikte karşıya geçtim. "Evet anlat bakalım."

Baştan sona her elti anlatırken Kardelen de artık bunlardan yorulduğumu biliyordu. Söylediklerinin doğruluğu ile susarken ayrılacağımız sokağa gelmiştik. O benden 10 dakika daha uzaktaydı. Sarılıp vedalaşırken gitmeden durdu.

"Akşama konuşup halledersiniz. Kafanı dinleyip kendine gelirsin sen de. Ayrıca ondan da yazmasını bekleme. Eğer içinden geliyorsa sen yaz. İlla onun yazmasına gerek yok bir şeyleri halletmek için sonuçta. Tamam?" 

Kafamı sallayıp onaylarken el sallayıp ikimiz de evlerimize doğru yürümeye başladık. Çabucak eve girip biraz uyumak istiyordum. Belki uyursam en azından bir süre düşünmezdim. Eve girip annemi öperken üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. İnternetimi hiç açmamışken telefonu da uçak moduna alıp baş ucumdaki dolabın üstüne bıraktım. Ata'yı düşünmeyeyim derken onun olduğu rüyalarımla baş başa kalmıştım bile.

~
Uyandığım gibi telefonuma bakarken bir mesaj gelmiş mi diye İnternetimi açtım. Boş boş atılan mesajlar dışında bir mesaj yoktu. En azından beklediğim mesaj yoktu. Durdum. Ondan bekliyordum mesajı ama bende atabilirdim Kardelen'in dediği gibi. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Bunu gerçekten istiyor muydum? Anonim olarak yazarken bu kadar düşünmedin Arya diyen iç sesime hak verirken çevrimiçi olduğunu gördüm. Kaşlarımı çatıp beklerken hâlâ çevrimiçi gözüküyordu. Kimle konuşuyordu bu? Neyse,benim kendi yazacağıma odaklanmam gerek.

Utangaç Güzel : Özür dilerim öyle bir tepki verdiğim için

Basketçi Bey ✔️
Görüldü
🌙

Hellööö!
Ata'nın Arya'yı kaydetmesini nasıl buldunuz? Pek içime sinmedi gibi ama bilemiyorum.

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin