62. Bölüm

41.9K 2.4K 1.3K
                                    

Keyifli okumalar🌸

___

"İstemeye gelmedin sevgilim. Alt tarafı babamla konuşmaya geldin. Gerçi alt tarafı demek doğru olur mu bilemiyorum ama"

"Güzelim aradan çıkardı işte. Ben sözümü alırdım daha sonra ailemle gelirdim yani" Kafamı salladım. "Sen bu aralar ne çok evlilik muhabbeti yapıyorsun ya? Daha küçüğüz olmaz"

"Ha sonra olur yani?" Bilmem dercesine dudağımı büktüm.

"Kız evi naz evi. Öyle kolay kolay olmaz." Zili çalarken çok geçmemişti ki annem açtı. "Hoşgeldiniz çocuklar"

"Hoşbulduk" İkimiz aynı anda cevap verirken yüzümde bir gülümseme oluştu. Annem Ata'ya bakarken ben kenarda duran terliklerden erkek için olanı alıp ona uzattım. Gülümseyip o da giyerken annem kolumu çimdikledi. Acıyla ona dönerken yüzümdeki gülüşü solmuştu. "Gül gül. Baban kızarsa da gülersin kızım"

Ata'ya dönüp gülümserken demin ki kadınla bu kadın bir miydi diye anlamaya çalışıyordum. "Bu taraftan oğlum gel" Eliyle salonu işaret ederken bende oflayarak arkalarından yürüdüm. Babam daha önce benimle de onunla da konuşmuştu zaten. Ne konuştuklarını bilmiyordum tam olarak ama Ata'nın ebeme kaydı diyerek şaka yaptığını da anlıyordum.

Babam ayakta iki elini belinde birleştirmiş dururken salona girmemizle bize döndü. Yüzündeki ciddilikten bir şey kaybetmezken Ata eline uzandı öpmek için. Babam elini verirken konuştu. "Hoşgeldin delikanlı"

"Hoşbuldum efendim" Ata'nın şuan ki halini başka bir zaman göremeyeceğim için yüzümdeki gülüşe engel olmadan izliyordum. Babamla göz göze gelmemizle ona yaklaşırken sarıldım. Ciddiliği sadece Ata'ya karşı olacak ki o da bana karşılık verip alnımı öptü. "Kızım gel biz bir şeyler hazırlayalım" Annem bana çaktırmadan kaş göz yaptıktan sonra Ata ve babama döndü.

"Sizde oturun hadi." Annemle birlikte mutfağa girerken stresle elimi saçıma attım. Demin ki halim tamamen gitmişti üstümden. İkisini içeride tek bırakmış olmamız geriyordu beni. "Kızım sakin olsana sen biraz. Adam yiyecek sanki çocuğu"

"Offf! Anne biliyorum da elimde değil napayım." Eline cezve ve kahveyi alıp tezgaha bıraktı. "Kahve yap. Bende yanına bir şeyler koyayım" Kafamı sallayıp cezveyi elime alırken içine kahve ve şekerini attım. Suyu almak için sürahiyi ararken annem elini yüzüne vurdu. "Kız önünde ya!"

Önümdeki sürahiyi görememiştim cidden. Hızlıca kahveleri hazırlarken annem de yanına çikolata ve suları koyuyordu. Kahveyi ocaktan alıp altını kapatırken dikkatlice fincanlara döktüm. Onları da tek tek annemin diğerlerini koyduğu tepsiye yerleştirince derin bir nefes verdim. "Hadi"

Annem önde ben arkada salona girerken tepsiyi taşımakta zorlanıyorsum sanki. İçeriden konuşma sesleri geliyordu kapının önüne. "Daha önce de söyledim efendim. Ben kızınızı gerçekten seviyorum. Üzmem. Üzemem. Bir kuşkunuz olmasın."

Bizim girmemizle ikisi de susarken babam konuşmak için açtığı ağzını kapatmıştı. Annem babamın yanına geçti. Kahveleri dökmemek için ayrı bir çaba gösteriyordum. Normalde de titreyen ellerim şimdi buz kesmişti.
Sanki isteyemeye gelmişti ya. Bu ne heyecan?

Önce babama sonra anneme verirken sıra ona gelmişti. Hafif eğilip tepsiyi uzatırken gergin bir gülümseme ile alıp sadece benim duyabileceğim bir şekilde konuştu. "Tuzu da var mı?"

Babamın hafif öksürmesiyle yüzümde oluşan gülümsemeyi silip onlarla karşılıklı olmak için Ata'nın yanına geçtim. Elinde kahveyi tutan Ata sırtı dik bir şekilde oturuyordu. Ortamda ölümcül bir sessizlik vardı. Babam kahvesinden bir yudum alarak Ataya baktı. Ardından bana döndü." Bu hergele seni üzerse, bende onu üzerim"

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıWhere stories live. Discover now