32. Bölüm

101K 4.8K 1.4K
                                    

Keyifli okumalar 🌼
Her zamankinden uzun bir bölüm yazdım. Sizlerden bol bol satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz.

___
Kardelenle bir yandan konuşup bir yandan da saçımı yaparken geç kalmamak için hızlı hareket ediyordum. 

"Kanka bu çocuk bak gör kafasında bir şeyler planlıyor. Buluşma ben aldım cevabımı falan. Yoksa bu salak eniştem kaç yıldır anlamadı yani. İki anonimden yazdın öyle mi anlayacak? Sana mı açılacak acaba?" 

Dedikleri mantıklı geliyordu aslında.

 
"Offf bilmiyorum ki. Anladıysa da nereden anlayacak? Zaten anca çıkıyorum evden."

 Ayakkabımı giyip kapıyı kapatırken önüme düşen saçımı arkaya attım apartmandan çıktım. Hızlı adımlar atarak yürümeye başlarken bir yandan da Kardelen'in dinliyordum.

 "Bu seni okuldan mı kaçıracak ne yapacak? Niye okulda buluşuyorsunuz siz?" 

"Bilmiyorum ki ya. Bilmiyorum. Çağırdı işte. Buluşalım dedi ama kantin harici spor salonuna götürecek hali yok ya." 

"O kadar da değil." 

Arkadan gülerek gelen sesle yerimde kalırken utançla o tarafa döndüm. Ata bana bakarken Kardelen ne olduğunu anlamamış telefondan soruyordu. Ben elimde telefon kalırken Ata bunu fark edip telefonu almıştı. Kulağına götürüp Kardelen'e benim gelemeyeceğimi ve beraber olduğumuzu söyledi. Telefonu kapatıp bana uzatırken elinden aldım. 

"Utandın mı sen? "

 Elimi yüzüme kapatırken gülüş sesini duydum. Bir süre gülüp daha sonra yüzümden ellerimi çekerken konuştu. "Utanma utanma. Sorun değil."

 Dalga geçmesine karşı ellerini itekleyip geri Arkamı dönerken tekrar güldü. Kalbim mi dursun ne istiyorsun sen yahu? Triple yürürken bana yetişip önüme geçince durdum fakat ona bakmadım.

"Bakmayacak mısın? Piişşşt?" 

Çenemden tutup kafamı kaldırırken gözlerine baktım. Gözlerindeki ışıltısıyla bana bakıyordu. "Trip atma hemen. Şaka yapıyordum. Ayrıca.. ." 

Gözlerini saçlarımda gezdirip tekrar bana bakarken konuştu. "Saçların... Güzel olmuş."

Heyecandan ellerim terlerken böyle bir şey demesini beklemiyordum. 

"Teşekkür ederim." Gülümseyip çenemi bırakırken başımı eğip bir süre yere baktım. Utanmıştım. Zalimin oğlu ne yapıyorsun bana böyle? 

"Hadi gidelim o zaman. Umarım kahvaltı yapmamışsındır."

 Ona ayak uydurup yürümeye başlarken cevapladım. 

"Etmedim bugün. Ama sende birden karşıma çıkınca şaşırdım açıkçası."

 Bana dönüp baktıktan sonra konuştu. "Kaçalım daha iyi olur diye düşündüm. Yani sorun olmaz umarım" 

Gülümsedim. Ben bunu yerim ama. 

"Yok. Sorun olmaz."

 Yandan bir bakış attığımda gülümsediğini gördüm. Okulun yakınlarında olan bir kafeye gelirken buraya arada bir bizde geliyorduk Kardelen ile. O da arkadaşlarıyla tabi. Hatta bazen okuldan kaçıp bazen de hiç okula girmeden buraya geliyorlardı. Devamsızlığı vardı ama bir şekilde sildiriyordu. Yoksa annesinin çok kızacağına emindim. Kafeden içeri girip arkalarda boş olan bir masaya geçtik. Oturup çantamı arkama asarken o da aynısını kendi çantası için yaptı. Sanki çantasında çok bir şey taşıyordu ya. 

Önümüze menüyü bırakan garson daha önce benimle konuşmak isteyen o çocuk olunca biraz gerilmiştim açıkçası. Ata'ya belli etmek istemeyip ezbere biliyor olduğum menüye bakmaya başladım. O bakmayıp bana bakarken konuştu. 

"Ne yiyelim?" Bakışlarımı menüden alıp ona döndüm. 

"Hiç fark etmez."

"Buranın börekleri çok güzeldir. İstiyorsan söyleyebiliriz."

 Kafamla onaylayıp ona bakarken garsonu çağırdı.

"Kardeşim sen bize her zamankinden dört tane. Peynirli yiyordun değil mi?" 

Bilmesine şaşırırken başımla oynadım. Garsonun bakışlarını üstümde hissederken Ata'nın fark etmesini istemiyordum. Gerçi fark etse de pek bir şey değişmezdi. Kıskanacak hali yok ya. 

"İki tane de çay. " 

Çok şükür başımızdan giderken derin bir nefes aldım. Ata gergin yüzümü fark etmişti sanki. Sorar gibi yüzüme bakarken konuştu. "

İyi misin? Bir sorun mu var? İstersen başka bir yere de gidebiliriz."

 Kafamı salladım olumsuz anlamda. "Hayır hayır iyiyim. Bir şey yok." 

İnanmışa benzemiyordu fakat üstüme de gelmemişti daha fazla. Konuyu değiştirmek istiyordum. 

"Dört tane çok ya. Neden fazla söyledin ki?" 

 Omuz silkti. "Çok değil değil. Yeriz biz." 

Yiyebileceğimden onun kadar emin değildim. Önümüze konan tabaklar ile ona dönerken ne diyeceğimi anlamış gibi konuştu. 

"Hiç karışmıyorum bitireceksin valla onları."

Çayım için şeker uzatırken teşekkür ettim. Heyecan ve stresten zar zor yiyip içiyordum. Ellerim titriyor ve bunu belli etmemek için de ayrı bir uğraşıyordum. Ata ise önce yemiş ardından zaten utanıyor olmam yetmezmiş gibi beni izlemeye başlamıştı. Buna dayanamıyordum ve artık bir son vermesi gerekiyordu. 

"Ya bakmasana." 

Elindeki çayı içip boş bardağı masaya koyarken konuştu. "Allah Allah. Nedenmiş o?"

"Ne demek nedenmiş? Bakma işte yiyemiyorum zaten bir de sen şey yapıyorsun."

 Gülerek masaya doğru eğildi. Böyle yapması daha da yakın olmamıza sebep olmuştu. "Ne yapıyorum?" 

Ne diyeceğimi o an unutup sadece gözlerine bakarken arkadan gelen öksürük sesi ile eğildiğim masadan geri çekildim. Yine mi sen ya? Garson çocuk bize garip garip bakıp Ata'nın boş bardağını alırken Ata ona döndü. Sanırım bir şey isteyecekti.

" Şttt baksana sen. Biraz daha kıza bakarsan etrafa bakacak bir gözün kalmayacak. Anladın?" Çocuk şaşırırken gerilmiş gibiydi de. Ters bir harekette bulunmadan kafa sallayıp geri gitmişti. Onun kadar bende şaşırıp Ata'ya bakarken bana döndü. 

"Ne? Geldiğimizden beri gözünü dikmiş bakıyor şerefsiz. Elimde kalacak bir gün zaten o. Kaşınıyor." 

Elini hep yaptığı gibi saçına atıp karıştırırken bir gün o saçları okşamak istiyordum. Maçlarda terden alnına düşüyor ve onu daha da güzel yapıyordu sanki. Fark etmeden gözlerimle yiyordum sanki çocuğu.

Çayımdan bir yudum alıp ona bakarken gergince konuştu. 

" Arya ben aslında. Seninle bir şey konuşmak istiyorum." Yerimde doğrulup tüm ilgimi ona verdim. 

 Dinliyorum" 

Elleriyle masada gergince masada ritim tutuyordu. Konuşacağı şey her neyse onu gerdiği çok belliydi. Ne konuşabilirdi ki? Yoksa? Anonimden yazdığı şeyler, zamanı gelince anlatacağı şeyler? İçten içe daha da heyecanlanırken onu izlemeye devam ettim. "Arya... Ben biliyorum."

🌙

Bölümü nasıl buldunuz?

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin