28. Bölüm

102K 5.3K 513
                                    

Keyifli okumalar 🌼

___

"Ata dengesiz biri tamam,onu biliyorum da. Gelip yine söylemiyor Kardelen.Neden çözemiyorum? "

 Elimi yüzüme koyup oflarken kolumu sıvazladı." Yapma böyle. Çok fazla düşünüyorsun. Akışına bıraksan biraz da. Kafanı boşaltman gerek. Bu derslerine, sınavlara, tiyatroya da yansıyacak. "

" Biliyorum. Karşımda o varken oynamak o kadar zor geliyor ki. Hele de böyle bir rolü. Yapamıyorum galiba ben. Dayanamıyorum onu bu şekilde görmeye. "

" Ne şekilde görmeye? "

Gözlerimi kapatıp yüzünü hayal ettim. Bana bakışını." Acı çeker gibi bakıyor. Diyorum bu çocuk gerçekten üzgün. Benim de halimi görüyor anlıyor. Ama sonra da... Ne bileyim... Üzgünse gelsin konuşsun açıklasın. " 

Duraksadım." Belki konuşsa söylese de her şey daha farklı olacak. Belki ben ona söylerim "

Derin bir nefes alıp heyecanla Kardelen' e bakarken gözlerinin arkama kaydığını gördüm. Kaşlarımı çatıp ne oldu dercesine bakarken bana döndü." Geliyor. Belki de gerçekten konuşurken söylersin bunu "

 Gülümseyip yanımıza gelen Ata'ya dönerken şaşkındım. Gelmişti. Gerçekten gelmişti. Ona bakmasam da üzerimde hissettiğim bakışlarının altında ezilirken sesini duydum. 

"Arya biraz konuşalım mı?" 

Sadece kafamı sallarken banktan kalkan Kardelen beni öpüp okula ilerledi. Kardelen'in kalktığı yere oturup bana dönen Ata ile oturuşumu düzelttim. Dümdüz karşıya bakarken yanımda oturuyor olması beni geriyordu. Bana bir ölüm gibi gelen sessizliği bozan yine o oldu. 

"Özür dilerim." 

Ona dönüp bakamazken cevapladım. "Sorun değil." 

Tamamen bana dönerken konuştu. "Sorun Arya. Benim yüzümden gözlerinden akan o yaşlar benim için büyük bir sorun. Ben... Gerçekten çok özür dilerim. Sana açıklayacağım. Yemin ederim açıklayacağım. Ama bana biraz zaman ver. Lütfen." 

Sessiz kalıp yine karşıya bakarken hafifçe koluma dokundu.

" Bak artık bana. " 

Gözlerimi ona çevirirken bakmamdan mutlu olmuş gibi küçük bir tebessüm etti. Yapma Ata düşüp bayılacağım şimdi.

" Küs müyüz? "

 Parmağını uzatıp çocukça bu soruyu sorarken yüzüne karşı kendimi tutamayıp güldüm. Gözleri gülüşüme inerken nefesim kesildi sanki. Kalbim hızlandı. Başta tereddütle bile olsa ona inanmayı seçip parmağımı uzatırken bir süre sıkıp ardından elimi kavradı. Bunu ikinci kez yapıyordu ve ben hiçbir şey anlamamıştım. Baş parmağı ile elimin üstünü hafifçe okşarken anlamazca ona bakıyordum. Bunu üçüncü kez yapıyordu. 

"Ne oldu?" 

Kendi kendine gülüp elimi bırakırken ağzının içinde bir şeyler mırıldandı.

 "Ne oluyor ya?" 

Merakla ona bakarken dönüp bir şey yok anlamında kafa salladı. İnatla açıklaması için ona bakarken ayağa kalktı 

"Gerçekten bir şey yok ya. Hadi gel kantine gidelim. Özür çayımı alayım bende" 

Gülerek ayağa kalkarken yan yana yürümeye başladık. Adımlarımıza dikkat ettiğimde aynı olduğunu gördüm. Belli etmek istemeyip önüme dönerken kantine girmiştik.

 "Sen geç otur ben çayları alıp geleyim." 

Kafa sallayıp arkalarda olan sakin bir masaya geçerken onu izlemeye başladım. Abi ile konuşması, gülüşü, verdiği cevaplar. O kadar güzeldi ki gözümde. İç çekerek bakışlarımı kaydırdığımda yine Burak'ı gördüm. İyi hoş çocuksun ama sevdiğim ile sorunun var be Burak. Hani anlatamıyorum da fazla dolaşma diye. Benimle göz göze gelip gülümserken yapmaması gereken hareketi yapıp buraya doğru ilerledi. Hayır hayır hayır ya. Zaten daha yeni anlaştık biz Ata ile. Anında bozulmak zorunda mı? Gelip oturmak için izin isterken çayları eline alan Ata 'ya baktım. 

"Yani şey."

 Ben cevap vermeye kalmadan o yanımıza gelirken sinirle Burak' a döndü. "Ne arıyorsun oğlum sen yine?" 

Tersçe konuşan Ata ile ayağa kalkarken olası bir atak için yanına geçmiştim bile. 

"Sanane arkadaşım. Arya'nın yanına geldim ben. Sana ne oluyor?" 

Elimde çaylar ile öne doğru atılan Ata'yı yakalayıp elimi koluna koydum. "Göstereceğim ben sana ne olduğunu" 

Kolumu tutan elime ve bakan bakıp gözlerini kapatırken derin derin nefes alıp veriyordu sakinleşmek için. "Göster göster. Ne göstereceksin çok merak ettim bak."

 Bu işin sonunun kavga olacağını düşünürken Ata'nın elinden çayın birini alıp kolunu bırakmadan sessizce konuştum. 

"Hadi gidelim biz. Bak herkes bize bakıyor"

 Çevresine attığı bakışla herkes önüne dönerken kolundaki elimi çekmesi ile boşluğa düşer gibi hissettim kendimi. Yüzüme bakıp elimi tutarken şokla sadece beni kantinden çıkaran Ata'ya ve birleşen ellerimize bakıyordum.

🌙

40 bin olmuşuz 🎉 Hepinize çok teşekkür ederim canlarım 🙏🏻❤️

Bölümü nasıl buldunuz? Yorumlarınızı ve fikirlerinizi bekliyorum 😊

İnstagram : maviruyasi_

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin