52. Bölüm

46.8K 2.5K 437
                                    

Keyifli okumalar🌸

___

Elimdeki topu kaldırıp servisi attığımda geri hızla eski yerime döndüm. Top karşı takımdan bize geri dönerken Kardelen karşılayıp tekrar yolladı. Top bir süre iki takımın arasında gidip gelirken önüme gelen topla hızla harekete geçtim. Manşetle geri gönderirken tıp nihayet tere düşmüş ve aynı anda düdük çalmıştı.

Nefes nefese kendimi yere attığımda resmen yatmıştım. Elimi başıma koyup gözlerimi kapatırken derin nefesler alıp veriyordum. Gerçekten yorucu bir gün olmuştu benim için. Hatta bizim için. Kardelen elinde iki şişe su ile yanıma oturduğunda birini bana uzattı. Yerimde doğrulup suya uzandığımda minnetle ona baktım.

Açıp direkt kafama dikerken nefeslenip yarısından çoğu bitmiş şişeyi kapattım. "İki gün sonraki maçta daha da çok yorgun olacağız. Tabi kazanıp hoş bir yorgunluk yapacağız bunu." Kafamı sallayıp onayladım. "İlk maçtan kaybetmedik hiç. Övünmek gibi olmasın ama. Ya da olsun ne fark eder. Hiç kaybetmedik bu takıma karşı yine öyle yapacağız."

Gülüp konuştu." Hadi üstümüzü değiştirip çıkalım. Eve gidip uyumak istiyorum "

" Bende. Eve kadar nasıl gidicem hiç bilmiyorum. Ne olurdu ki şuradan ışınlansaydık hemen " Koluna girip bedenimi zar zor yürümeye zorladım. Aslında alışkındım bu tempoya ama doğru düzgün uyuyamıyor üstüne bir de erken saatlerden akşama kadar antrenmanlara katılıyordum.

Eve gittiğimde anca duş alıp yemek yiyor sonra da yatıyordum. Ata ile de doğru düzgün konuşup görüştüğüm söylenemezdi. Yarın maçı vardı ve ben yine de bi şekilde ayarlayıp gitmeyi düşünüyordum. " Öyle bi şey henüz çıkmadı kanka. Ama umarım bir gün çıkar da rahat ederiz."

Üstümü değiştirip deodorantımı falan sıkarken saçlarımı açıp elimle düzelttim. Montumu giyip çantamı kapatırken beremi kafama geçirdim. Önüme saçlarımı çıkarırken aynadan kendimi son bir kez süzdüm. Hazırlanan Kardelen ile birlikte soyunma odasından çıktığımızda karşımızda beliren kişi ile duraksadım.

Birkaç gündür doğru düzgün görmediğim yüzünü görmek heyecanlanmama neden olmuştu. Elleri siyah montunun cebinde kalçasını peteğe yaslanmış bana kafası öndeyken kapının sesi ile bize baktı. Gözlerimiz buluşurken ne o hareket etti ne ben.

Kardelen bana sarılırken kulağıma fısıldadı. "Ben gidiyorum. Siz beraber gidersiniz herhalde" Gözlerimi Ata'dan çekemeden bende kollarımı ona doladığımda kısa bir süre durup geri çekildi. Kardelenin çıkmasıyla gözlerimi ondan çekerken hareketlendiğini fark ettim.

Kolumdan tutup beni bi anda önüne çekerken uzattığı bacaklarının arasında boşlukta kalmıştım. Gözlerimi ona daha fazla bakmamak için omzuna kilitlediğimde kafasını eğdi. "Bakmayacak mısın?"

Gözlerimi gözlerine kilitlerken eli kolumdan belimi buldu. Kafasını yavaşça omzuma yaslarken boğuk sesiyle konuştu. "Özledim..." Yanda öylece duran ellerim söylediği ile yumruk şeklini aldı. Bende özlemiştim ama sarılmamak için kendimle savaşıyordum işte. Neden? Neden yapıyorum ki bunu?

Burnuma dolan kokusuyla daha fazla dayanamayıp kendimle olan savaşımı kaybederken elimin birini omzuna birini saçlarına götürdüm. Ellerimin arasındaki yumuşak saçları içimi titretmeye yetmişti. Nefes alıp verişimi bile omzumda olan başı yüzünden kontrol etmeye çalışıyordum.

"Neden böyle yapıyorsun? Kaç gündür yüzünü göremedim bile." Kafası hâlâ omzumdayken sesi yine boğuk çıkmıştı. "Antrenmanlar var biliyorsun" Başka bir sebep olduğunu düşünüyordu eminim. Bende bilmiyordum ki neden böyle olduğunu. Burak'ın dediklerini hâlâ takıyor olamazdım.

Basketçi |                                              Yarı Texting/ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin