45

648 117 74
                                    


Büyük tahta masanın üstünü kaplayacak şekilde yayılmış olan haritanın etrafında herkes dikiliyor ve planlarını ortaya döküyordu. Sehun açık bir şekilde hemen saldırının olmayacağını, gemilerle önce Ejderha Kalesine yerleşeceklerini söyledi. Bir zamanlar ailesinin bulunduğu kaleye gitmesi ve oradan saldırı ya da karşı tarafa göre anlaşma sağlanması çok daha mantıklı olurdu. Ser Barristan Selmy, şu sıralar Kral Topraklarının büyük bir çalkantıda olduğunu ve Kral Baekhyun'un tahtının çok da sağlam olmadığı dedikodularını duyduğunu ayrıntılı bir şekilde onlara anlatmıştı. Yüce Rahip adında bir örgütün başında duran adamın halkı kendi yanına çektiğini ve Yedi Tanrı İnancını kullanarak büyük bir güç elde etmiş. Kral Baekhyun uzun süredir kalesinden ayrılmıyor, dışarıya çıkmıyormuş. Hatta eşi, Kraliçe Hera, şu an onun yerine devlet işleriyle ilgilenen kişiymiş. Bu dedikoduların ne kadarı abartılmış ya da ne kadarı hafifletilmiş tam olarak emin olamasalar da her türlü Sehun'un işine yarayacağı kesindi.

Sehun derin bir nefes verip şehrin etrafındaki surları eliyle işaret etti. "Hem karadan hem de deniz yokuyla saldıracağız. Ato'nun binicisi olarak yukarıdan size yardımcı olacağım. Bize bekliyorlar ve bizi karşılamak için büyük, görkemli bir hazırlık yaptıklarına eminim."

Sol tarafında duran Kai bu sırada resmi bir şekilde başını sallayarak onu onayladı. "İki ayrı şekilde ama aynı anda organize olarak atak yapacağız, eğer şartlar bunu gerektirirse." Minyatür gemileri surun etrafını dizdi ve ardından şehrin diğer kısmındaki kara parçalarına askerleri ifade eden siyah taşları koydu. "Her taraftan etraflarını saracağız. Şehirden kimse girip çıkamayacak. İlk başta inatçı olacaklar, bizi bekletecekler ama eninde sonunda pes etmek zorunda kalacaklar."

Bir süre sessizce dinledikten sonra Rollo tek kaşını kaldırdı ve belki odada bulunan birçok kişinin aklında takılı kalan o soruyu sorma cesaretinde bulunan tek kişi olarak, "Neden direkt saldırmıyoruz?" diye sordu. Sesinde büyük bir merak ve kafa karışıklığı hakimdi. Sanki tam olarak burada ki planı kavramamış ve bu da onu sinirlendirmişti. "Bize karşı hazırlıklı olacağını söylüyorsunuz, o zaman önlemlerini çoktan almışlardır bile. Elimizde ejderhalar var, ejderhaya dönüşebilen adamlar. Elimizde herkesin merakla beklediği Ejderha Kral'ı var. Niye bekliyoruz saldırmak için? Direkt şehre dalalım ve istediğimizi alalım."

Kai cevap vermek için atakta bulunsa da Sehun ondan önce davranarak buna izin vermedi ve gözlerini Rollo'ya çevirerek, "Çünkü ben iyi bir kral olacağım," dedi dümdüz ama ağır bir ses tonuyla. Herkesin bunu kavraması önemliydi. "Benden korkmalarını istemiyorum. Eğer şehrin etrafını sararsak en fazla bir ay dayanabilirler. Erzakları bitince halk kendisi onları kurtarmamı isteyecek. Ailem bunun için yıllarını vermişken benim için orada bir ay daha beklemek hiç sorun olmayacak."

Onun cevabını ya tatmin edici buldular ya da karşı çıkmaya çekindiler çünkü bu konu hakkında bir daha konuşmaya çalışmadılar. Ama Sehun gerçekte ne düşündüklerini biliyordu. Zihinlerinde geçen o küçük fısıltıları duymak için çaba harcamasına bile gerek yoktu. Onlara göre Sehun sadece yumuşak davranıyordu. Atalarının yaptıklarını tam olarak bilmeseler bile tahmin etmek hiç de değildi. Sehun'un da öyle davranmasını ve onlar gibi olmasını istiyorlardı. Çünkü Sehun ailesinin aynısıydı. Ailesinden hiçbir farkı yoktu. Belki haklılardı belki de yanılıyorlardı. Bu konuda Sehun bile tam olarak kesin bir şey söyleyemezdi. O gerçekte hangi taraftaydı ki? Ama yine de ne olmak istediğini bilecek kadar aklının başında olduğunu biliyor ve buna güveniyordu. Diğer herkes onu atalarına benzetse de Sehun ailesi gibi değildi ve olmaya niyeti yoktu.

Zitao yaşana kısa sessizliği, "Peki orduların başında kim duracak?" diye sorarak böldü, her ne kadar Sehun'a yöneltilmiş olsa da soru dolu gözleri Kai'nin üstünde durmuştu. Sorunun cevabı tam önünde duruyor, sadece doğrulamasını bekliyordu. Haksız da sayılmazdı, herkes Kai'nin başa geçeceğinden emindi. O kadar çok emindiler ki, bu yüzden Kai ellerini masaya dayayarak öne doğru bastırdığında ve rahat bir şekilde, "Jongin geçecek," dediğinde hepsi bir an için yanlış duyduklarını sandı.

Fire and Blood // sekaiWhere stories live. Discover now