3

21.3K 1.6K 898
                                    


Çocuk çalmaya başlayan telefonuyla oynadığı oyundan başını kaldırıp telefonunu açtı.

"Buyrun?"

"Merhaba, ev arkadaşı arıyormuşsunuz. Doğru kişiyle konuşuyorum değil mi?" Jungkook duyduğu sesle dudaklarını büzdü.

İyi de bu kızdı.

"Evet, evet doğru." Dedi Jungkook kibarca konuşurken. "Ama ben erkek arıyorum."

"Gay misin?" Jungkook kaşlarını çattı. "Ne alaka?"

"Erkek arıyorum dedin? Pardon, Korecem bazen yetmiyor, yanlış mı anladım?" Jungkook derin bir nefes verdi.

"Erkek arıyorum derken, ev arkadaşı olarak söyledim." Kız gülmeye başladığında, Jungkook dudağını kıvırdı. Yaptığı salaklığa gülen karşılaştığı ilk kız olabilirdi.

"Zamirleri hala oturtabilmiş değilim, pardon." Dedi gülerken. Jungkook koltukta yayılıp gülümsedi. "Dediğim gibi, gay değilim. Ve erkek bir ev arkadaşı arıyorum."

"Anladım," dedi Lisa şirin bir tonla. Sonra öksürdü. "Ama bu benim umrumda değil."

Jungkook kaşlarını çattı. "Ne?"

"Bak, gerçekten şu evi güzel bir kiraya bölüşme imkanı sağlıyorsun. Ve benim gerçekten para biriktirmeye ihtiyacım var."

"Bakıyorum korecen buna yetiyor?"

"Çok güzel küfürler de biliyorum." Dedi kız sinirle. Az önceki kibar kıza ne olmuştu şimdi. Sinirle ayağa kalktı. "Kaç gündür aşırı tuhaf insanlarla konuştum. Ama laftan anlamayan biriyle ilk defa konuşuyorum."

"Taylandlıyım ya. O yüzdendir." Hazır cevap? Bir de Taylandlıydı.

"Sizin için yurtlar yapıyorlar, oraya gitsene." Dedi Jungkook mutfağa ilerlerken. Birazdan kapatırdı, onu gıcık bulacaktı ve 'İyi tamam seninle daha fazla uğraşamam.' diyerek konuşmayı kesecekti. Kızdı çünkü, hep böylelerdi.

"Sence o kadar yıl boyunca sokakta mı yattım?" Bir kaç dakika düşündü Jungkook. Haklıydı.

"Daha ne ev arıyorsun? Bak kızım, gerçekten yardım etmek isterdim ama erkek ev arkadaşı arıyorum." Ağzına üzüm attı.

"Sendeki bu ırkçılık ve cinsiyet ayrımı nerden geliyor?" Ağzına attığı üzümün boğazında kalmasıyla öksürmeye başladı. Kız telefonda gülerken, Jungkook bu kızın Tayland'dan gelen bir psikopat olduğuna karar vermişti.

"Irkçı ve cinsiyetçi mi?"

"Evet, erkek arkadaş arıyorsun ve kız istemiyorsun. Sence biz çok mu gıcığız? Ya da kıza tahammül edemez misin? Peki ya Koreli bir kız gelseydi? O zaman evet der miydin?"

Jungkook gözlerini pörtletti.

Bu kız manyaktı.

"Ne?" Dedi Jungkook korkuyla. "Söyle."

"Erkek olan biri istiyorum. İnan Koreli ve Taylandlı fark etmiyor. Erkek olması gerekiyor. Anladın mı?"

Kız derin bir nefes verdi. "Anladım." Dedi üzgün bir sesle.

Sonra gülümsedi. "Bunu yüz yüze tartışalım."

"Ne?"

"Kapıyı açar mısın? Oda mı seçmem gerek."

Jungkook kaşlarını çattı. "Sen kapıda mısın?"

"Evet, açar mısın?"

"Lan," kapıya koşup kapı deliğinden baktı. Arkasını dönmüş telefonda onu bekleyen kumral saçlı bir kızdı. Üstünde beyaz bir tişört ve Mom Jeans pantolonuyla kırmız düz Converse'leri vardı.

İşte yine yapıyordu.

İnsanların giyim tarzlarını eleştiriyordu kafasında. Eh, moda tasarım okumak isteyen birinde ne beklenirdi ki?

"Açacak mısın?" Telefondan gelen sesle Jungkook kapıdan uzaklaştı.

"Kapıda mı bekliyorsun sen?" Kızın sesiyle derin bir nefes verdi. Kapı kolunu tutup çevirdi.

"Bak, sana söy-" durdu.

Kız ona dönüp ellerini beline koydu.

Ha, sik, tir.

Bu kız çok güzeldi.

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now