70

9.8K 980 650
                                    


"Amerika'da çok kötü şeyler oluyormuş biliyor musun?"

"Amerika'da neler oluyormuş haberin var mı senin?"

"Güvende misin bilemiyorum."

"Amerika sıkıntı ya." Lisa gözlerini devirdi. "Bunu eşyalarımı kolilerken tartışıyoruz, farkında mısın?" Yutkundu.

Halbuki o ikna etmeye o kadar odaklanmıştı ki oturduğu yerden bunu fark etmemişti bile. "Ha." Doğruldu. "Niye acele ettin ki?"

"Erken gideceğimi söyledim ya Kook, beni dinlemiyor muydun?"

Kaşlarını çattı. "Erken mi?"

"Evet, üniversitenin yurdu, etrafı dolaşmak derken erken gitmeye karar verdim."

Çenesi kasıldı, yutkundu.

"Niye ki?" Diyebildi sadece. "Jungkook," dedi bıkkınlıkla. "Bu konuyu aştığımızı sanıyordum."

"Garip bir şekilde aşan tek kişi sensin Liz." Gülümsedi. "Senin için en iyisinin olması gerekiyor, peki bana ne olacak?"

Bir şey söylemedi. "Seni seviyorum ve bir kalbim var, ama bu kolayca bırakıp gidebileceğin bir oyuncak değil."

"Peki ne yapayım Jungkook? Buraya geliş amacın belliydi, şimdi de belli. Hedefim iyi bir hayattı, şimdi avuçlarımın içinde."

"Dünyadaki bütün üniversiteler kapandı da benim mi haberim yok? Ha sadece Amerika'da varsa, tamam canım. Git." Sinirle baktı oğlanın yüzüne. Sürekli böyle yapması onu da üzüyordu.

"Niye böyle yapıyorsun?"

"Hiç mi fikrin değişmedi? Yani bırakıp gitmek konusunda. İçinde hiç mi kaygı yok?"

"Pekala, ben gidiyorum."

"Liz," ayaklandı kızla beraber. Nasıl yapacaktı ki? Nasıl ikna edecekti?

"Bana böyle davranmayın lütfen." Derin bir nefes verdi. Erken gideceğini söylüyordu, ne diyebilirdi ki?

Derin bir nefes verdi.

"Tamam, tamam."

Lisa ilk bavulunu kapatıp kenara koydu. Jungkook gözlerini kıstı.

Hızla bavulu kavrayıp koşmaya kapıya başladı.

"JUNGKOOK!"

Merdivenleri beşer beşer inerken Lisa'nın bağrışına dışarı çıkmıştı diğerleri de. "Ne oluyor be!"

Ayakkabılarını yarım yamalak giyip arabasına koşmaya başladı.

"Yakalayın onu!"

Jennie anlamsızca Lisa'ya baktı. Elbette yardım etmezlerdi, onlarda istemiyordu gitmesini.

"Namjoon tut şunu!" Bavulu Namjoon'a verdi. Ona doğru yaklaşan Lisa ile korkuyla Jisoo'ya verdi.

"Lan!" Taşımakta zorlandığı küçük bavulla koşturup Chaeyoung'a verdi. Chaeyoung koşmaya başladı.

"Jimin! Jimin yardım et!"

"Koşmayı bırak terliklerle sana yetişemiyorum!"

"Bavulumu bırakın!"

Üç kişi arka arkaya koşarken Chaeyoung yutkunup olduğu yerde durdu.

Bavulu yere bırakıp ittirdi.

Tekerlekleri sayesinde oldukça uzağa giden bavulu hızla tutup kucakladı Jimin.

"Kaptım!"

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now