52

11.6K 1.1K 569
                                    


"Saat kaç?" Lisa yanındaki arkadaşlarına endişeyle baktı. "Normalde bu kadar gecikmezdi." Taehyung gülümsemeye çalıştı. "Sakin ol, eminim gelmek üzeredir." İçi hiç rahat değildir.

Umarım birinin üstünde değilsindir, diye söylendi Jungkook'a kendi kendine.

"Geldim." Hoseok'un sesiydi. "Niye burda toplandık ki?" Hoseok'un sesiydi. Hepsi apartmanın küçük bahçesinde oturuyordu.

"Lisa yalnız kaldı, ve biraz endişeli. Ayrıca kimseyi uyku tutmamış."

Hoseok oturup derin bir nefes verdi. "Jungkook gelmedi mi hala?"

"Bir saat önce gelmesi gerekiyordu." Namjoon gözlerini devirdi. "Eminim babası sorun çıkarmıştır."

Hoseok huzursuzca dikleşti. Jimin ve Taehyung'a baktı ne oluyor dercesine. Taehyung omzunu silkti bilmediğini gösterircesine.

Jennie gülmeye başladı. Oluşan gerginliğin içinde gülen kıza siniri bozulmuştu Taehyung'un, bu yüzden konuşmaya başladı.

"Ne oldu? Hayali arkadaşların espri mi yaptı?"

"Umarım, umarım Jungkook gerçekten değişmiştir."

"Jennie." Dedi Taehyung sinirle. "Böyle davranınca gerçekten çok itici oluyorsun."

"Teşekkürler."

"Yine herkes gerildi gereksiz yere." Jisoo konuşmuştu. "İstiyorsanız dağılalım. Ben Lisa'la birlikte beklerim."

"Yaa, sorun yapmayın. Bekliyoruz işte." Namjoon derin bir nefes verdi.

"Aradınız mı?" Diye sordu Hoseok. Kafalarını salladılar. "Telefonunu açmamazlık yapar mıydı?" Jimin mahçupça gülümsedi. "Sadece sarhoş olduğu zamanlarda."

Hoseok sinirle önüne döndü.

Lisa'nın içi korkuyla dolurken, gülümsemeye çalıştı. Sonuçta artık pişman olacağı şeyler yapmayacağını söylerken gayet ciddiydi.

"Büyükannen nerde?" Diye sordu Hoseok son derece sinirli bir şekilde. "Uyuyor."

"Uyanabilir." Kaşlarını çattı Jimin. "Ne?"

"O Jungkook mu?" Yalpalayarak bahçeye girmeye çalışan çocukla ayaklandılar.

"Jungkook..." dedi Taehyung sinirle yüzünü sıvazlarken.

Arkadaşlarının yüzündeki hayal kırıklığına baktı ama anlam veremiyordu.

Zaten şu an hiç bir şeye anlam veremiyordu, ne düşündüğünü bilmiyordu bile.

Aniden suratına yediği yumrukla uyuşuk düşünceleri biraz bile olsa yerin gelmişti.

Yere düştüğünde Lisa korkuyla çığlık attı.

Hoseok çocuğun yakasından tuttu sinirle. "Hoseok!" Diye bağırdı Taehyung oğlanı sarhoş çocuktan ayırmaya çalışırken. Jimin ve Namjoon Hoseok'un ellerini çekiştirirsen Jungkook acı ve sinir karışımı bir duyguyla çocuğa baktı.

"Nerdeydin lan!"

"Ne diyorsun!"

"Yapmayın! Sakin olun!" Chaeyoung bağırmıştı. "Nerden geliyorsun Jungkook bu saatte! Sana güvendiğimi söylemiştim!"

"Ne?" Dedi sesi tirerken. "Hayır hayır..." korkuyla güldü. "Hayır. Düşündüğünüz gibi değil."

"Jungkook. Yine yaptın yapacağını." Diye mıırldandı Namjoon. Kafasını salladı bir kez daha hayır anlamında. Hoseok'un sinirle çenesi kasıldı. "Nasıl inanacağız sana!"

"Yemin ederim! Yemin ederim biriyle yatmadım!" Gözleri kenarda ağlayarak ona bakan genç kıza kaydığında bütün bir zaman durdu.

"Hayır..." dedi gülümserken. Uyuşuk hareketlerini kontrol etmeye çalıştı. "Lisa. Yemin ederim yapmadım."

"Anlamıyorum Jungkook! Niye böyle yaptığını bir türlü anlamıyorum!" Hoseok bir daha sinirle bağırmıştı. "Yapmadım..." elini salladı. Hareketleri bile bu kadar uyuşukken ne yapıp ne yapmadığını bilmesi, söyledikleri şeye inanmaları bile imkansızdı.

"Nerden bileceğiz Jungkook bunu! Sana güvenelim mi şimdi!"

"Evet. Evet lütfen!" Zorla yerden kalkan Jungkook'u sinirle ittirince bu sefer kavga başladı.

Jungkook aldığı hiç bir darbeye karşılık vermeden sadece ikna etmeye çalışıyor, Hoseok ise kız karseş yerine koyduğu Lisa'nın kendini tekrar soyutlayıp üzüleceği düşüncesiyle daha çok sinirlemiyordu.

"Hoseok siktir git artık!" Namjoon ikisini ayırmaya çalışırken haklı tarafın kim olduğuna karar vermekte güçlük çekiyordu.

"Gerçekten kesin şunu!"

"Yemin ederim yapmadım! Ben sadece hayatımı geri istiyorum!" Lisa sinirle çocuğu omzundan tutup Jungkook'tan ayırmaya çalıştığında, Hoseok Lisa'ya vurmamak için geri çekildi.

Jungkook'un yüzünü elleri içine alırken, burnunu çekti. Çocuk sarhoşluğun verdi sersemlikle yavaşça yere otururken, Lisa'da oturdu.

"Yapmadım." Dedi kafasını sallarken. "Ben artık kendimi inandırmaktan çok yoruldum."

Uzun bir sessizlik oldu.

Lisa kafasını salladı. "Ben sana inanıyorum." Dedi gülümserken. "Herkes inanıyor. Değil mi?" Hoseok sinirle derin bir nefes verdi.

"Gerçekten, sadece içmek istedim. Babam biraz sertti bu gün." Gözlerini açık tutmaya devam ederken konuştu. "Ona seni sevdiğimi söyleyince de aynı tepkiyi verdi. Yugyeom'da aynı tepkiyi vermişti. Artık kimse inanmıyor."

Jimin derin bir nefes verdi. O kadar kötü hissediyordu ki, ne yapacağını bilemiyordu.

"İş yerinden geliyorsun yani?" Kafasını salladı Jungkook.

Hoseok'un sinirleri gevşerken yüzünü buruşturdu. "Beni ara o zaman gerizekalı! Bir derdin olduğunda ara demedim mi sana!"

"Eve gidelim." Çocuğu kaldırdı Lisa ağlarken. "Sakinleş abi. Yok bir şey."

"Yapmadım."

"Biliyorum." Dedi apartmana girerken. Kapıyı açıp çocuğu içeri soktu.

"Yapmadım Lisa."

Kız sinirle bir şey söylemedi. Anahtarı masaya bıraktı. "Lisa."

"Efendim!"

"Yapmadım."

"Biliyorum anladım! Söyleyip durma artık!"

"Sende inanmıyorsun." Gözlerini kapattı kız koltuğa otururken.

"İnanıyorum."

Kıza baktı bir kaç dakika.

"Sana inanıyorum. Sadece artık üzülmeni istemiyorum Jungkook." Ayağa kalkıp çocuğa sarıldı. Jungkook boynunu saran ellerle huzurla derin bir nefes verdi.

"Baban ne yaptı?" Yutkundu. "Vurdu."

Uzun bir sessizlik oldu. Lisa çocuğa sarılırken ağlamaya başladı sessizce, Jungkook'un bunun farkına varması uzun sürmemişti.

Dudaklarını birbirine bastırdı.

Kızın ellerini beline sararken gülümsedi huzurla.

"Özür dilerim." Diye mırıldandı kız.

Jungkook derin bir nefes verdi.

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now