64

10.7K 1K 847
                                    


"Ne zaman döneceksiniz?" Havalimanında pekte mutlu olmayan Jungkook'a yöneltmişlerdi soruyu. "Üç lanet olası gün sonra."

Günlerce Lisa'yı gelmemek için ikna etmeye çalışmış, ya da tanışması gereken insan sayısını azaltmaya çalışmıştı.

Başaramamıştı.

"Aman kanka be. Ne olacak. Alt tarafı Somali nüfusu kadar insanla tanışıp geri geleceksin." Güldüklerinde Jungkook gözlerini devirdi. "Kes."

"Kapılar açılmış, gidelim hadi." Seokjin konuşmuştu. Jungkook ve Lisa arkadaşlarıyla vedalaşırken, Taehyung son kez konuştu.

"Kanka ev anahtarını versene. Bazen bir şeyler lazım oluyor."

"Tam bir gerizekalısın." Anahtarı Taehyung'a verdi. "Canımsın."

"Kanka senden giyinsem bir şey olur mu?" Jimin sırıtarak sormuştu.

"Dolabıma yaklaşırsan, bacaklarını keserim."

"Jungkook!" Lisa sinirle bağırmıştı. "Gel hadi!"

Son derece umutsuz bir hüzünle ilerlemeye başladı.

Uçak yolculuğu 4 saat 57 dakika sürmüş, Jungkook ise bu 4 saat 57 dakika içerisinde pilotun anons yapıp vazgeçtik gençler geri gidiyoruz demesini ummuştu.

4 saatin ardından uçak indiğinde, Lisa ve Seokjin'de havalimanında telefonlara sarıldı. Geldiklerini haber veriyor olmalılardı.

Jungkook, alışık olmadığı dilde yazıları inceliyor, ve nasıl okunduğunu bile anlayamadığı yayık ve bitişik çiziklerden oluşan cümleleri çokluğunu seyrediyordu.

Yapılan anonslar Tayca'ydı. Alışık olmadığı bu dile kolay alışabileceğini umuyordu.

"Bambam bizi almaya gelecek." Lisa çoşkuyla gülümsedi. "Onu çok özledim."

"Bambam kim?"

"Çocukluk arkadaşım!" Derin bir nefes verdi. "Bir ihtimal... Korece falan biliyor mu?"

"Bambam biliyor, Kore'de stajyerlik yapıyor... Hangi şirketti?" Seokjin'in mırıldanmasıyla elini şıklattı. "JYP!"

"Geldi mi gelmedi bir bakayım. Bekleyin siz burada." Yürümeye başladı.

Jungkook'un yüzündeki çaresizliği gören Lisa gülerek çocuğa sarıldığında Jungkook gözlerini devirdi. "Korkma korkma." Dedi gülerken.

"Lisa, ailen aşiret gibi."

"Haklısın." Dedi gülerken. "Bak çok eğlenceli insanlar."

Lisa yaslandığı göğsünden kafasını kaldırıp çenesini dayadı. Çocuğun suratına baktı gülümserken.

"Kook?"

"Hmm?" Kızın yüzüne çevirdi kafasını. Eğilip öpmek istedi, ama Lisa'nın akrabaları her yerde olabilirdi.

"Gül biraz. Lütfen." Derin bir nefes verdi. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip kıza baktı.

"Oldu mu?"

Kız çocuğun gülümsemesine uzanıp bir öpücük kondurdu. "Oldu."

"Olan bana olacak." Dedi gözlerini devirirken.

"Gençler! Hadi!" Seokjin biraz uzaktan onlara bağırdı.

mposine  ✿ liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin