31

15.2K 1.3K 877
                                    


"Herkes burda değil mi!" Garip bir şekilde güzel Korece konuşan İngilizce hocaları Jason'ın bağırışıyla Lisa etrafına bakındı.

Bütün arkadaşları yanındaydı.

Arkadaşları.

"Otobüste sakın ses yapmayın, ayrıca kampa gittiğimizde yabancı insanların geldiğini göreceksiniz! Onlarla konuşmaya çalışsın! Kore'yi tanıtın! İngilizcenizi gösterin onlara!"

"Hangi İngilizceden bahsediyor bu?" Dedi Taehyung yaslandığı yerden. Güldü Lisa. "Korkmayın çocuklar, ben yardım ederim."

"Bizden İngilizcesi iyi olan tek kişi Namjoon." Herkes ona döndü. "Senin İngilizcen iyi mi?" Jisoo'nun sorusuna kafasını salladı.

"Konuş bakayım?" Gözlerini devirdi. "Salak mısın Jisoo?"

"Ben Avusturalya'da yaşıyordum," dedi Rose. Sonra bütün bakışlar ona döndü. "Ben de bir süre Yeni Zelanda'da yaşadım." Jennie'nin sözüyle Jimin sinirle araya girdi.

"Ben de şu alt mahallede ekmek kemiriyordum." Jimin'in sözüne güldüler.

"Lisa, senin İngilizce nasıl?"

"İyi." Dedi gülümserken. "Korecesinden iyidir." Dedi Jungkook alayla.

"Çince ve Japonca'da biliyorum." Herkes duraksadı. "Ne?"

"Ve hepsi Korecem kadar iyi." Jungkook dudaklarını büzüp arkasına yaslandı. "Sen bu hayatı yaşıyorsun."

Güldü.

"Doğarken ders kitabıyla çakmamışsa ben de bir şey bilmiyorum." Namjoon konuşmuştu.

"Tayca, Korece, Japonca, Çince, İngilizce... Kaç oldu lan?"

"Bende matematik yok." Dedi Jennie kafa bile yormadan. "Beş gerizekalılar beş."

"Gidiyoruz yavru kurtlarım! Kalkın!" Herkes otobüslere binmeye başladı.

"Şimdi herkes sakin olsun. Ben Jungkook'la oturacağım, Jennie Lisa'yla otursun, Namjoon Jimin-"

"Ben Chaeyoung ile oturacağım." Taehyung sözünü bozan kişiye çevirdi kafasını.

"Benimle mi?" Jimin kafasını salladı. "Başka Chaeyoung mu var?"

Uzun bir sessizlik oldu. "İyi oturun madem." Dedi Taehyung planladığı şeyin bozulmasıyla büyük bir hüsrana uğramıştı.

"Siz niye oturuyorsunuz ki şimdi?" Chaeyoung Jimin'in arkasından otobüsün en dipteki koltuklarına doğru ilerledi. "Değişiklik yapalım, buraya kaynaşmaya gelmedik mi?"

Taehyung kafasını salladı. "Hayır?" Hepsi en arkadaki boş koltuklara ilerledi. Jungkook yorulup gördüğü koltuğun koridora bakan tarafına oturup soluklandı. "Ben buraya oturacağım." Diğerleri de onun arkasındaki koltuklara dizilmeye karar verdi.

"Tamam, Jen Taehyung ile otursun." Jisoo söylemişti bunu. "Niye?" Dedi Jennie sinirle.

"Çünkü Jae Teyze seni ona emanet etti."

"Ben kimseye emanet değilim bir, özellikle buna hiç değilim iki." Taehyung alayla güldü. "Sen kendi tipine bak, kamptan sonra psikoloğa gideceksin haberin olsun."

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now