41

13.4K 1.3K 812
                                    


"İki günümüz kaldı. Hiç eğlenceli bir şey yapamadık." Namjoon sinirle Taehyung'a baktı. "Sidik içtiğimde gülmekten götür yırtılacaktı?"

"Biri yatağıma mektup bırakmış." Jimin kağıdı aldı. Jungkook banyodan çıkıp saçlarını havluyla kurutmaya çalışırken arkadaşlarının yanına geldi. "Mektup mu?" Dedi Taehyung.

"Lisa bu." Dediğinde Jungkook Jimin'e döndü. "Benden özür diliyor. Bir de ondan hoşlandığımı söylüyor. Ne diyor lan bu?" Jungkook korkuyla Jimin'e baktı. "Aa dur." Mektubu okumaya devam etti.

Herkes şokla Jimin'e bakıyordu.

Sonuç olarak Jimin'in Lisa bana mektup yazmış cümlesinde ki saçmalık akla zarar dereceydi.

"Jungkook'a yazmış."

Ufak bir sessizlik oldu.

Jungkook gülümsemek istedi ama ona baktıklarını biliyordu. Dudaklarını birbirine bastırdı.

"Ha." Dedi Jimin kafasını sallarken. "Jungkook bir şey soracağım."

Jungkook kafasını salladı. "Sen Lisa'dan mı hoşlanıyorsun?"

Duraksadı. Gülümsemeye çalışırken. "Bana yazılan şeyi ben okusam?" Dedi sinirle.

"Burda yazana göre sen ondan hoşlanıyormuşsun."

"Ondan hoşlandığımı mektuba mı yazmış?" Dedi Jungkook şaşkınlıkla.

"Bir dakika." Dedi Taehyung. "Şimdi sen?" Dedi gözlerini büyütürken. "Tüm içtenliğinle. Böyle romantik filmlerdeki gibi." Yutkundu. "Lisa'dan mı hoşlanıyorsun?"

Jungkook kaşlarını çattı.

"Ne yaşıyorsunuz?"

Namjoon gülümsemeye başladı. Arkadaşlarına bakarken Jimin omzunu silkti sırıtırken. Taehyung'un suratında anlaşılmaz bir memnuniyet vardı.

"Sevgili olacak mısınız?"

"MEKTUBUMU VERİR MİSİNİZ!"

"HAHAAHAHAHA!" Jimin koşmaya başladı kulübenin içinde. "Sen o yüzden koruyup kolluyordun kızı dimi!"

"Dalga geçtik ama gerçek oldu!"

"Döverim sizi."

"Jungkook ne yapacaksın biliyor musun?" Kaçan  Jimin konuşmaya başladı. "Aşk gölüne götüreceksin. Ya benimsin ya da hiç kimsenin diyeceksin. Kabul etmezse iteceksin çişli suya."

"Hey!"

"Kıskançlık var mı?" Dedi Taehyung dalgayla karışık. Namjoon gözlerini devirdi. "Bu itlerin anlamasını beklemiyordum zaten."

"Ben de." Dedi Jungkook sinirle Jimin'in elindeki mektubu çekerken. "Mal kadın. İnsan kendi duygularını yazar kağıda. Benimkinle ne işin var?"

Yatağa oturdu. Okumaya başladı. Gülümsemeye başladı okurken.

"Yazdığı şeye bak." Dedi gülerken. Sanırım benden hoşlanıyorsun, bir kere akıllıca bir şey yapsan şaşarım.

"Kanka." Dedi Taehyung çocuğun yanına otururken. "Sen gerçekten hoşlanıyorsun, değil mi?"

"Evet." Dedi kafasını sallarken.

Jungkook mektubu okumaya devam ederken, sessizlik hüküm sürmeye devam etti.

"Şu an fark ediyorum." Dedi Namjoon yatağına otururken. "Cezayı onun için aldın."

Mektubu okumayı bitirdikten sonra arkasına yaslandı. "Şimdi..." dedi ayağa kalkarken.

"Hanginizden başlayayım?"

Kaşlarını çattılar. "Ne?"

Jungkook gülümsedi.

"Dışarda ne oluyor?" Lisa ayağa kalktı. "Jungkook arkadaşlarını kulübeden dışarı fırlatıyor."

"Ne?" Dedi Chaeyoung gülümserken. "Şaka maka bildiğin fırlatıyor."

"Niye bu kadar sakinsiniz!"

"Aslında korkabilirim, ama çok üşeniyorum." Yatağına geri yürümeye başladı Jisoo. "Ohoo, Taehyung'un çocuğu olmayacak."

"Taehyung'un üremesini durduran dünya için hayırlı bir iş yapmış olur." Lisa Jennie'ye döndü. "Diyorsun?"

"Ne ima ediyorsun sen?"

"Güzel şeyler." Dedi gülümserken. Jennie sinirle ayağa kalktı.

"Taehyung bir saat önce bana mesaj atmış." Dedi Jennie. "Akşam bize gelin diyor."

"Niye ki?" Dedi Chaeyoung yere otururken. "Grup yapmak istemiş. Niye olabilir amına koyayım?"

"Kafasında canlandıran bir tek ben olamam." Dedi yüzünü buruştururken.

"İğrençsin Unnie."

"Gidecek miyiz?" Lisa kafasını salladı. "Gideriz."

"Benim canım sıkılıyor." Gülümsedi. "Sahile inmek isteyen var mı?" Kafasını salladı Lisa.

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now