12

18K 1.4K 1.2K
                                    


"Lisa evde değil mi?" Kafasını salladı Jungkook. "Birinin evin de mi?"

"Sanmam."

"Ee, başı belada olmasın?" Jungkook sinirle Namjoon'a baktı. "Felaket senaryolarınıza hayran kaldım."

"Korkmayın aptallar, kütüphane de." Jennie ve Chaeyoung konuşmuştu. Apartmanın küçük arka bahçesine inmişlerdi. Bahçe de diyemezlerdi. Sadece küçük bir salıncak ve yemek masası vardı. Bir de kızların kendi paralarıyla aldığı küçük puflar bardı. Bahçe kare küçük bir şeydi.

Namjoon ve Jimin burayı sigara içmek için kullanıyordu, onun dışında sadece temiz hava almak için iniliyordu. Büyük bir yer değildi.

Jimin sigarasının artan kısmını küllüğün kenarına vurup tekrar ağzına götürdü. "Siz kütüphanenin ne olduğunu biliyor musunuz?" Dedi alayla. "Jisoo Lisa ile birlikte kütüphaneye gitti. Aramızdan bilen sadece iki kişi var." Dedi Chaeyoung puflardan birine otururken. Jennie'de masada  Taehyung'un yanına geçti.

"Sen doktor olmak istemiyor musun?" Diye sordu Jennie Namjoon'a. "Niye sigara içiyorsun?"

"Doktorlar sigara içemez diye bir kural mı var?" Jennie omzunu silkti. "Tuhaf geldi."

"Jimin de barlarda-" Taehyung'un alaylı sesini Jimin'in yumruğu durdurdu. Çocuğa çok sert olmayacak bir şekilde vurduğunda herkes gülmeye başladı.

"Dansçı olacağım dediğim için niye sürekli orospu muamelesi görüyorum?"

"Ben de öyleyim, sikleme." Chaeyoung'un sesi duyulduğunda herkes ona döndü. "Sen de mi dansçı olmak istiyorsun?"

"Ne? Olamaz mıyım sence?" Jimin yutkunup kıza baktı. "Yok, sadece. Hiç konuşmamıştık bunu."

"Sizinle konuştuğumuz mu var mal." Dedi Jennie. Haklılardı. "Doğru." Dedi Taehyung. "

"Sen ne olacaksın, Jennie?" Jungkook konuyu açtığında Jennie üstüne aldığı küçük battaniyemsi şeye daha da sarıldı.

Düşündü.

"Ailem mühendis olmamı istiyor ama," dedi oflarken. "Ben kafe açmak istiyorum."

"İyi fikir." Dedi Namjoon. "Özgün şeyler yaparsan çok satarsın."

"Ailemde bu konuda çok özgün düşünüyor."

"Aileniz sizi çok önemsiyor." Dedi Taehyung gülümserken. Jungkook gözlerini devirdi. "İnan önemsemiyor."

"Bana ne yaparsan yap, 20'den sonra sana para göndermeyeceğiz dediler. Yavaş yavaş parayı kesiyorlar."

"Sen ne olacaksın?" Taehyung gülümsedi. "Ben mankenim."

"Şu an mı?" Diye sordu Jennie. "Evet, üniversite okumayı düşünmüyorum."

"Bunu bilmiyorduk." Dedi Chae. "Bilmemeniz normal. Patronum para vermediği için şu an çalışmıyorum."

"Jungkook peki ya sen?" Jimin atıldı. "O moda tasarımcısı olacak."

"Cidden mi?" Dedi Chae gülerken. "Çok iyi."

"Herkes öyle düşünmüyor."

"Mesela ailen." Taehyung söylemişti bunu. Jungkook kafasını salladı.

"Senin ailen zengin değil mi Jungkook? Niye burda kalıyorsun?" Jennie'nin sorusuyla herkes duraksadı. Sahi, bunun nedenini kimse bilmiyordu. Jungkook mahçupça gülümsedi.

"Çok önemli değil."

Bu boşverin demekti. Erkekler irdelemeyince kızlarda sormadı.

"Aha bizimkiler bahçede oturuyor!" Jisoo'nun sesi duyuldu. Namjoon üçüncü sigarasını yakıyordu. Jimin ise çok içmezdi.

"Şerefsizler! Bahçede keyif yapacağınızı söyleseniz erken gelirdim!" Jisoo'nun onlara bu tatlı bağırışlarına güldü Lisa. "Jisoo bana bir konu anlattı. Bu kızı kullanın derim." Jisoo ellerini beline koyup poz verdi. "Tabi oğlum! Ben kıymetliyim!"

İki kız da puflara geçti.

"Asosyal bir anda sosyal mi oldu?"

"Olmadı, sadece arkadaş edindi." Sinirle söylemişti. Jungkook alayla güldü.

Lisa oturduğu yerden derin bir nefes verip oldukça uzağında sandalyede oturan çocuğa baktı. "Belin nasıl?"

Jungkook yüzünü ona çevirdi. Ha? Ha. İyi." Kafasını salladı Lisa.

Sessizlik oldu.

"LAN ARKAMDAN KONUŞUYORDUNUZ DİMİ! O YÜZDEN SESSİZSİNİZ ŞU AN!" Jisoo'nun bağırışlarına Lisa durdurdu kahkahalarıyla.

"Arkandan niye konuşalım? Yüzüne söylediklerimiz yetiyor." Namjoon'un mırıldanmalarına sinirle kaşlarını çattı. "Sigaranı gidip başka yerde içer misin?"

"Hayır?"

Yeni bir sigara aldı. "Sakarlığın yüzünden bahçeyi yakacaksın." Diye tısladı Jisoo. Namjoon güldü. Çakmayı alıp sigarasına yaklaştırdı.

İşte o an, çakmak yere düştü.

Tahta inanılmaz bir şekilde tutuşurken Jimin korkuyla ayaklandı. "SİKTİR! BAHÇE YANIYOR!"

Herkes korkuyla ayaklandı. Namjoon sinirle Jisoo'ya döndü. "ŞOM AĞZINA SIÇAYIM! KONUŞMA ARTIK KONUŞMA!"

"SEN YAPTIN! SUÇ NASIL BENİM OLABİLİR!"

"BİRİ BİR ŞEY YAPSIN!"

"Ben..." dedi Lisa gözlerinin önünde büyüğen aleve bakarken. "Ben ateşten çok korkarım..." kız yere yığılırken yanında dikilen Jungkook kızı tuttu.

"ÇIK ORDAN ÇIK!" Mal gibi dikilen Jennie'ye bağırdı Taehyung. "Panik yapmayı bırakıp ateşi söndürmeleri için birini çağırsak?"

"Ayakkabım tutuştu!" Herkes Jisoo'ya baktı. Korkuyla zıplıyordu. Namjoon korkuyla kızın ayağını üflemeye başladı.

"DEVAM NAMJOON YARIN SÖNER O!"

Aniden söndürme tüpünün çıkardığı köpük ateşin üstüne dağıldığında, herkes köpüğün kimden geldiğini görmek için kafasını çevirdi.

"Jae Teyze?"

Kızın ayağına biraz sıktı. Sonra beş para etmez çocuklara baktı. "Defolun gidin eve! Çabuk!" Herkes korkuyla yürümeye başladı.

"Kanka, yardım edelim mi?" Jungkook kızı kucağına alıp kafasını salladı. "Ağır değil." Dedi.

Eve girip, ayağıyla kapıyı kapattı. Namjoon'un yaktığı ilk şey bu olmadığı için, yarın icabına bakarlardı.

İçeri girip kızın odasına yürüdü. O sırada yüksek bir ses geldi.

Kızın kafasını dolaba çarpmıştı.

Korkuyla dudaklarını birbirine bastırdı. Kafasını kaydırıp kızın kafasına baktı. Gerçekten, lisanslı belgeli maldı.

Yan yan koridordan geçmeye başladı bu olay üzerine. Kızın odasının kapısını açmaya çalışırken, unutup bir elini kapı koluna götürdüğünde kız kafasını kapı kenarına çarptı.

"Siktin Jungkook siktin." Diye mırıldandı kendi kendine.

Filmlerde bu olay çok kolay oluyordu.

Sonunda kapıyı açtı ve dikkatlice içeri girdi.

Yine burnunu çilek kokusu doldurdu.

Kızı yatağa yatırırken kan ter içinde kalmanın rahatlığıyla yatağa oturup derin bir nefes verdi. Kızım suratına baktı. Gerçekte vahşi biri olduğunu bilmese aşırı tatlı diyebilirdi.

"Demek ateşten korkuyorsun." Güldü. Ateşi kimse sevmezdi, bayılacak kadar korkuyor olması şirindi.

"Uyu bakalım."

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now