mposine ✿ liskook

34

"Havayı içinize çekin gençler! Doğa bu! Doğa anadayız!" Lisa elindeki haritaya bakıp çözmeye çalışıyor, diğerleri ise uykulu bir şekilde yürümeye çalışıyorlardı.

"Sen," dedi Jisoo yüzünü sıvazlarken. "Nasıl bu kadar dinçsin?"

"Geç yatmaya alışığım, ayrıca sizin gibi geç yatmadım." Namjoon sinirli ve uykulu bir şekilde söylendi. "Şu siktiğimin kampında kendime gelmek için sigara bile içemiyorum."

"Oksijen solu biraz oksijen." Dedi Chaeyoung kafasına su dikerken.

Jimin aniden elindeki suyu alıp eline döktü biraz, sonra yüzüne sürdü.

"Ben onu içecektim."

"Jungkook nerde?" Lisa'nın sorusuyla herkes etrafına bakındı. Öndeki takım hocayla birlikte yürümeye devam ederken, onlar kaşları çatılı bir şekilde düşünmeye başladı.

"Çocuklar!" Jungkook kapalı kaldığı tuvalette kapıyı vuruyordu. "Çocuklar! Beni burda unuttunuz!"

"En son nerde bizimleydi?" Jennie düşündü. "Bir kaç kilometre ötede tuvalet için durduk. Sonra yanımızda değil miydi?"

"Çocuğu tuvalette mi unuttuk?" Lisa'nın sinirle azarlamasına göz devirdi Taehyung. "Ölmez merak etme."

"Çocuklar! Kapıyı açsanı-" duyduğu hırıltılı sesle yutkundu.

Kapıyı açmak için kilidi hızla çekmeye çalıştı. Kilide asıldı.

"Ağzınıza sıçayım çocuklar." Hızla kilidi çekti, ittirdi, defalarca vurdu.

Kapı birden açıldığında, hırıltılı sesin sahibini görmüştü.

Lisa sinirle yürürken, diğerleri de peşinden geliyordu. "Biri hocaya söylesin, Jungkook'u tuvalette unuttuk diye."

"Çekmiyor ki." Dedi Chaeyoung.

Tuvalet kulübesini gördü, arkadaşlarına döndü. "Kilit sıkışmış falan olmalı. Ben hallederim, siz telefonun çektiği bir yer bulun." Namjoon kafasını salladı.

Tahta kabine doğru ilerleyip kapıyı tıklattı. "Jungkook?"

Ses gelmedi.

"Kook?"

Derin bir nefes verdi. "İçerde mi-" kapı birden açıldı ve kız birden içeri çekildi.

Küçük kulübede üstüne yaslanan ağırlıkla korkuyla bağıracağım sırada, biri elini ağzına koydu.

Jungkook'u gördüğünde daha korkmaya başladı. "Elini yıkadın değil mi!"

"Sus." Yutkundu. "Elimi çekeceğim. Ölmememiz için sessiz olman gerekiyor."

"Ne oluyor?" Dedi korkuyla.

"Yeni bir arkadaş edindim." Dedi geçiştirirken. Kızı korkutmak istemiyordu.

"Telefonun çekiyor mu?" Kafasını salladı Lisa. "Hayır."

"Ne olduğunu söyleyecek misin?"

"Lisa bizimkiler nerde?" Düşünmeye başladı. "Telefonu çeken bir yere gideceklerdi."

"Fazla uzaklaşmışlar mıdır?"

"Korkmaya başladım." Jungkook kafasını salladı. "Korkma, yok bir şey."

"Lisa ve Jungkook nerde kaldı?" Dedi Namjoon merakla. "Gidip bakmalı mıyız?"

Birbirlerine baktılar.

"Boşveeerr..."

"Şimdi, tam şurda çalılıklar var, kapıyı açtığımda bozla oraya koşmamız gerekiyor."

"Neden?"

"Anlaştık mı?" Kafasını salladı. "Ta-" kulübe sallanmaya başladığında, Lisa korkuyla duvarı tuttu. Kızın üstüne bir şey düşmesin diye önüne geçti oğlan.

"Ne oluyor!" Kulübe yan yatmaya başladığında Jungkook diğer tarafa gidip oraya yaslandı.

"Kim ittiriyor!"

"Ayı!"

"Sensin ayı!" Jungkook sinirle tekrar bağırdı. "Sana demiyorum! Ayı ittiriyor!"

Kız korkuyla durdu. "Dışarda ayı mı var!"

"Sakin ol-" Kulübe birden tamamen yan yattığında çocuk belini lavobaya çarpıp kızın üstüne düştü.

Lisa, çocuk sağdaki çivinin üstüne düşmesin diye epeyce uğraşmıştı.

"Kook!" Acıyla belini tuttu çocuk yerde. "Sikeyim..."

"Tuvaletin suyu akıyor." Dedi Lisa öğürürken. "BÜTÜN SORUN BU MU!" Jungkook ayağa kalkamayacak çalıştı.

"Gençler! Lisa! Jungkook! Siz orda mısınız!"

"Taehyung?" Lisa'nın sesiydi. "Taehyung! Burda durma! Burda-"

Ayının hırıltılarıyla karşı karşıya kalınca, Taehyung korkuyla durdu. "Ayı mı diyecektin?"

"HOCAYI ÇAĞIR APTAL HERİF!" Dedi Jungkook acıyla.

"Ulan ayılı yere mi getirdiniz bizi! Ayı varmış ayı!" Taehyung'un sesi gittikçe uzaklaşırken, James Bond'a meydan okuyan bacakları arkadaşının yanına götürdü onu. "Koşun koşun koşun!"

"Ne oldu?"

"Ayı oldu ayı!" Jennie kaşlarını çattı. "Lisa ve Kook nerde?"

"Ayıyla!" Jisoo ve Chaeyoung ne olduğunu anlamamıştı ama koşmaya başladı. Diğerleri de peşinden gitti.