51

11.4K 1.1K 372
                                    


"Jungkook? Kanka çalışıyor musun?" Yugyeom'un sözüyle kafasını kaldırdı.

"Ha? Evet evet." Gözlerini devirdi genç adam. "Neye bakıyorsun sürekli?"

Dudaklarını büzdü.

"İnstagram."

"Niye?" Gülümsedi. "İki dakika daha izin ver."

"Lan!" Sinirle çocuğa bağırdı. "Şu sikimleri iki saate bitirmemiz gerek! Neden oyalanıyorsun!"

"Lan bir dur!"

Sinirle ayağa kalkıp koltukta çocuğun yanına oturdu. Çocuk telefonundan bir kıza baktığını fark etti. "Kim bu?"

"Siksen söylemem. Hemen babama yetiştirirsin 'Jungkook işini yapmıyor.' Diye." Arkasına yaslandı. "Yapmam öyle bir şey. Ben senin çocukluk arkadaşınım."

"Çocukken de şerefsizdin." Diye mırıldanınca Yugyeom kaşlarını kaldırdı. "Hadi ama! Tamam, söz aramızda kalacak!"

Jungkook gözlerini kıstı. "Yugyeom." Çocuk dudaklarını büzdü. "Efendim?"

"Bu gördüğüm şey ne?"

"Ne ne?"

Telefona baktı.

lisamanoban;

lisamanoban;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

@jenkim 😆

1.382 beğeni.

K; aa bu bizim Lisa mı?

Q; sadece ders çalıştığını düşünüyordum

O; vaaay!

namjuun; tehlikeli sulardasın

jenkim; ❤️

chaerose; bensiz neler yapıyorsunuz!!
jisookiim; @chaerose Jimin'in götünden ayrılırsan anlatırız
parkmin; @jisookiim; sus be

taeview; nerde bizim saf kızımız?
lisamanoban; burdayım burda!

hoseokjung; 🥵

"Jungkook?" Çocuk elini şıklattığında odaklandığı yorumların gözünde daha da büyümesi ve kafasının içinde çalan korku filmi arka fon müziği birden durdu.

Çocuk telefona uzandı hafifçe. "Vay. Güzelmiş." Çocuğa döndü. Çocuğa kaşlarını kaldırınca Yugyeom kafasını salladı. "Ne?"

Telefonu kapatıp yüzünü sıvazladı. "Kim açtı buna İnstagram?"

"Aa, bir dakika." Kıkırdadı. "Sevdiğin kız falan mı?"

"Tebrikler gerizekalı."

"Hayda... Sen ciddi misin?" Gözlerini devirdi. "Neden inanmıyorsun diye sormayacağım. Alıştım artık."

"Kanka şimdi sen biraz şey oldu-" kafasını salladı sinirle. "Sus Yugyeom."

Etraf sessizleşince Jungkook derin bir nefes verdi. "Bir sorun mu var Jeon?" Dedi oğlan şüpheli bir yaklaşımla.

"Hayatımı kaçırıyorum." Dedi. "Arkadaşlarım çıkmaya başlamışlar. Haberim bile yoktu. Beni aradılar."

"Sevdiğin kıza daha açılmadın tabi." Oğlana döndü. "Açılmak mı? Sevdiğimi biliyor."

"O zaman?"

"Ne o zaman?"

"Teklif?"

"Ne teklifi?"

"İş teklifi. Ortak olup tavuk dükkanı açarsınız." Sinirle çocuğun ensesine vurdu. "Çıkma teklifi mal!"

"Görüşebiliyor muyum düzgün bir şekilde!" Sinirle söylendi. "Kız annemin restoranın da yönetim görevlisi. Restoranın ortasında durup teklif mi edeyim? Bana öyle bir teklif gelse, tepsiyle kafasına vururdum."

"Sen öyle yapardın." Dedi çocuk. "Çünkü sen şımarık iflah olmaz garip bir şeysin. Ama onun yapmayacağına eminim."

"Nerden emin olabilirsin ki?"

"Sevdiğin kız sana benzemiyor olmalı. Eğer sana benzeseydi ona dayanamazdın." Sinirle yüzünü sıvazladı. "Biliyor musun Yugyeom? Hiç yardımcı olmuyorsun."

"Ne yapmamı bekliyorsun? En azından okuduğuna şükret, ben okula da gitmiyorum. Beynim sadece işle dolu benim."

"Baban babamla ortak olmasaydı seni boğardım." Diye mırıldandı Kook.

"Ben de seni." Gülümsedi sinirle. Jungkook ayağa kalkıp cama yaklaştığında Yugyeom yine konuşmaya başladı.

"Ee?" Diye mırıldandı. "Ya başka biri senden önce davranırsa?"

"Ha?"

"Yani onunla olmadığın her dakika o yanında olursa? Yani bunu istemezsin diye düşünüyorum." Gözlerini kıstı.

"Söylediğin cümleler yüzünden gidip katliam çıkartabilirim biliyorsun değil mi?"

"Yapman gereken sadece bir şey var." İşaret parmağını kaldırdı. "Teklif."

"Hayatım bitti benim." Sinirle koltuğuna oturdu. "Ne tasarım yapabiliyorum, ne uyuyabiliyorum. Ne arkadaşlarımı görebiliyorum. Para kazanmak bu mu yani? Babamın bahsettiği mutluluk bu muymuş?" Güldü.

"Bunların hepsi saçmalık."

"İstemiyorsan yapma, Jungkook." Yugyeom'a döndü. "Bir süre daha babamın oğlu olarak kalmak zorundayım." Dedi. "Evlatlıktan reddedilmemem gerek."

"Nasıl mutlu olmadığını anlamıyorum. Zenginsin. Benim kadar olmasa da yakışıklısın. Ee ailen aşırı ünlü, sen de bu kocaman şirketin gelecekteki sahibisin. Şirketin hisselerinin %20'si sadece bizim elimizde, ama ben senden daha mutluyum."

"Hiç anlamıyorsun değil mi?" Kafasını salladı Yugyeom anlamsızca.

"Şirket istemiyorum, küçük mahalledeki öğrenci evinde kalıp hayatım boyunca tasarım yapmak istiyorum." Güldü sonra. "Bir de Lisa tabi."

Yugyeom gözlerini kıstı. Hayatı boyunca yetiştirildiği tarzın dışına çıkmaya çalışan bu çocuğun çektiği zorlukları anlamaya başlıyordu.

Aslında, şimdi fark etmişti. Onun bir hayali ve kendine özgü hedefleri varken, onun hedefleri önceden çizilmişti.

"Arkadaşlarım da olsun, aslında bir ara sen de tanışmalısın. Çok eğlenceliler."

Kapı açıldığında ikisi de kafasını kapıya çevirdi.

"Jungkook." Babasının sesiydi. "Hemen odama gel."
Sinirli bir tonla konuşmuştu.

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now