9

17.9K 1.4K 536
                                    


"Taehyung'un bana yazdığı aptal mesajı size okuyacağım şimdi." Jisoo kaşlarını çattı. "Numaranın onda ne işi var?"

"Ne bileyim. Bak bak, dinle." Öksürdü. "Biraz hayal et, o güzel çimenleri. O çimenlerin arasında süzülen nehirleri. O güzel serin suları. Balıklar yüzüyor. Mutlu ve heyecanlı bir şekilde. Yukarı çıkıldıkça nehirin geldiği yer görünüyor. Güzel gri dağlar. Sivri zirveli, parlak dağlar. İşte o dağlar, senin götüne girsin."

Chae kahkaha atmaya başladığında Jisoo anlamsızca Jennie'ye baktı. "Beyni, ezilmiş büzülmüş ve bir gramı kenarda yaşamaya çalışıyor."

"Ben de ona şöyle yazdım." Öksürdü tekrar. "Sonra sana girsin."

"Koçum be!"

Kapı çaldığında herkes kapıya döndü. Soo ayağa kalkıp kapıya yürüdü.

Karşılarında endişeyle dudağını ısıran kıza baktı. "Lisa?"

"Şey diyeceğim." Dedi dudağını büzerken. "Saat gece 5 ve Jungkook eve gelmedi." Jisoo gülümsedi. "Endişelenme. Bir kızın evindedir." Lisa kaşlarını çattı. "Kızın evinde mi?"

"Ah canım. Haber vermedi dimi sana? Doğru. Sende ilk gününden öldü sandın tabi." Arkadan Chae'nin sesi geldi. "Haklısın. Onları tanımasam ben de korkarım."

"Şimdi bir kızın evinde mi kalıyor?"

"Kalmıyor, yatıyor." Lisa oflayarak kafasını salladı. "Tamam, sağolun."

"Hey! Evde yalnız kalmak sıkıcı değil mi?" Hayır anlamında kafasını salladı. "Uyumam gerek, yarın okula gideceğim."

"Jungkook yüzünden gözüne uyku girmedi mi?"

"Yok, ders çalışıyordum. Son anda fark ettim." Jisoo kafasını salladı. "En azından önemsemiyorsun."

"İyi geceler o zaman." Dedi Lisa gülümserken. Jennie elini salladı yandan. "Görüşürüz bebeğim."

O kadar samimi değillerdi, ama neyse.

Lisa aşağı inip eve geri girdi. Eğer eve gelemeyecekse söyleyebilirdi. En azından öldüğünü ya da başına bir şey geldiğini düşünmezdi.

Eve girip terliklerini giydi. Odasına yürüdü. Sonra durdu. Geri geri yürüyerek siyah kapılı odanın önünde durdu.

Yutkundu.

Jungkook şu an burda yoktu. Etrafına baktı.

Bunu yapmalı mıydı bilmiyordu. Kurallara çok sağdık biriydi. "Saçmalık." Dedi gülerken. Yürümeye başladı. Sonra geri döndü.

"Azıcık aradan baksam? Girmiş olmuyorum." Kapı kolunu tuttu. Sonra bıraktı. "Yok, olmaz. Çocuğun özeli."

Lisa düşündü. Ne özeliydi canım? Özel mözel kalmamıştı. O evde yokken istediğini yapabilirdi.

Kapı kulbunu hafifçe aşağı ittirdiğinde anahtar sesi geldi. Lisa korkuyla kulbu bırakıp yavaşça ellerini arkasına aldı.

Uyuşuk adımlar ata ata içeri girdi oğlan. Lisa çocuk geçsin diye yana kaydı. Jungkook öyle içmişti ki, kafasını bile kaldırmadan yürüyordu.

Kokudan kusmamak için burnunu tuttu Lisa. Öğüre öğüre dili dışarda kalacaktı nerdeyse. Çocuğu fıçıya sokmuş olmalılardı, bunun başka bir açıklaması olamazdı.

"Git artık. Git." Diye mırıldandı Lisa. O kadar yavaş yürüyordu ki, bir türlü girememişti odasına.

Çıldıracaktı.

"Bana oksijen lazım." Kapıyı açma hayallerini bir kenara bırakıp yaşayabilmek için odasına gitti.

mposine  ✿ liskookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora